Ligde henüz 8 hafta geride kalmasına rağmen, şampiyonluk haftalarını aratmayacak tartışmalar geldi oturdu yine futbolun merkezine. Kiminle konuşsam aynı şey. Memnun olan yok. Herkesin rahatsız olduğu bir şey var; kimi takımın performansından, kimi sakatlıklardan, kimi teknik direktörden, kimi transferlerden, kimi hakem kararlarından... Bu durum büyük oranda kazanma aşkımızdan kaynaklanıyor.
Şöyle bir bakalım Türkiye Futbol Federasyonu kararlarına, kulüp yönetimlerine, hakemlere, oyun kalitelerine, spor medyası olarak kendi üslubumuza...
Fenerbahçe, puan olarak ligin zirvesinde yer alıyor. Vitor Pereira’nın öğrencileri puan olarak en üstte yer alsa da, oyun olarak aynı şeyi söylemek mümkün değil. 8 haftada neredeyse tüm maçların bir devresi boşa geçiyor. Sarı-lacivertlilerin çok iyi hale getirdiği savunma hattına rağmen hücum organizasyonları ya da oyuncu yeterlilikleri için aynı şeyi söyleyemeyiz.
Sarı-lacivertlilerde ya hücumdaki futbolcular kapasitelerinin üstüne çıkarak oyunun seviyesini yükseltecek ya da yönetim ara transfer döneminde soru işaretsiz bir golcüyü ileri uca koyacak. Yoksa 2-1’e abone olmuş oyunların ve skorların sürdürülebilirliği yok.