|
Akrabanın akrabaya ettiğini

Avrupa Grekoromen Güreş Şampiyonası''nın son günü Topkapı''dan Abdi İpekçi Spor Salonu''na giden yol "lebalep" güvenlik güçleriyle doluydu. Manzara öylesine ürkütücü idi ki, ben bile illegal bir "ayaklanma" ile karşı karşıya olduğumuzu sandım. Topkapı''dan Yedikule''ye kadar olan yolda güvenlik güçlerinden başka "kuş" bile uçmuyordu. Güreş meraklıları salona ulaşmak için arka sokaklardan yol almak zorunda kaldılar, arabalara da aynı güzergahta "seyir" imkanı verilmedi. Açıkcası Avrupa Şampiyonası''nın finallerini izlemek isteyen güreş meraklılarının, bu merak yüzünden adeta "analarından emdikleri süt" burunlarından geldi. Salona ulaştığımda Rus''u, Alman''ı, İngiliz''i ve Amerikalısı, hemen hemen bütün yabancılar yanıma gelip "İhtilal mi oldu?" diye bana sordular. Benim bütün dikkatim finallerde nasıl bir sonuç alabileceğimize dönük olduğundan o gün bu "korkunç manzara"nın nedenini öğrenmeğe çalışamadım. İşin aslına sonradan vakıf oldum, meğer İçişleri Bakanı Saadettin Tantan''la İstanbul Valisi Erol Çakır''ın araları açık olduğundan Vali bey bu engellemeyi yaptırmış! İddia bu. Doğru ise korkunç. Bir ülkede hiyerarşi kalmamışsa gelecekten endişe etmek gerek. Söylentilerde doğruluk payının olması gerekiyor: Futbol karşılaşmalarını kaçırmayan Vali Erol Çakır, Avrupa Güreş Şampiyonası''nın açılışını da kapanışını da izlemek için salona teşrif etmedi. Halbuki, Avrupa Birliği''ne henüz alınmayan bir ülkenin, vatanımızın güreş dalındaki temsilcileri takım halinde Avrupa Şampiyonluğu''nu yakalıyorlardı. Müthiş bir zafer, ülkemiz adına son derece olumlu bir olaydı bu! Türkiyemizin tanıtımında bunun kadar mükemmel başka ne olabilirdi? Üstelik Güreş Federasyonu hiçbir fondan yararlandırılmamış, herşey ama herşey Başkan Osman Şansal''ın maddi gücüne, harcamalarına bırakılmıştı. Eninde sonunda O''nun da pes edeceği, böylece güreşçilerimizin yerle bir olacağı sanılıyordu. Ne demişler, akrabanın akrabaya etttiğini "akrep" etmez. Bu konuya Macar Güreş Federasyonu Başkanı ve Peşte Üniversitesi Rektörü Profesör Dr. Hegedüş de temas etti. BaşkanŞansal, Macar ekibini Pazartesi akşamı bir lokantada ağırlıyordu, Hegedüş konuklardan izin isteyip ayağa kalkarak şöyle konuştu: "Türkler, 150 yıl Macaristan''da kaldılar. Demek ki benim de damarlarımda Türk kanı var! Hayatım boyunca Türkler''e sevgi duydum. Dünya, Avrupa ve Olimpiyad Şampiyonaları''nda madalya kazandığımda kapışmaları izleyen Türkler "Ya ya ya, şa şa şa, Hegedüş Hegedüş çok yaşa!" diye bana alkış tuttular. Bugün çok sevinçliyim, çünki Türk ekibi Avrupa Şampiyonluğunu kazandı. Ama, anlaşılan o ki, bundan üzüntü duyan içerdeki insanlar da var. Final karşılaşmalarını izlemek için salona koşanlar bunaltıldı. Yine de 12 bin kişi tribünlerdeydi. Halk güreşi seviyor, önemli olanı da bu..."

CNN - Türk

Güreş Şampiyonasını en iyi şekilde CNN-Türk nakletti. Bu tv kuruluşunun Genel Müdürü Taha Akyol, güreşi çok sever, ayrıca Spor Müdürü İhsan Topaloğlu, yıllarca güreşle ilgili yazılar yazan Faik Gürses de olunca ortaya mükemmel bir yayın akışı çıktı. Genel Müdür Yücel Yener, Cihat Soysal ve Hüsnü Kaftan da TRT''nin güreşlerin yayınında ellerinden geleni yaptılar.

Makas

Güreş camiasının bir numaralı espri kaynaklarından Muhsin Altun, eski Milli güreşçi Ercan Ayyıldız''ı yanına çekmiş anlatıyordu: "Şu berberlik mesleğine senin çok katkın oldu, adın "altın makas"a çıktı. Ben olsam, birer altın makas alır, şampiyonlara armağan ederim. Şayet ekonomik krizden etkilendi isen altın makas yerine törpülü tırnak makası da alsan olur. "Ercan, finallere cebinde 8 törpülü tırnak makası olduğu halde geldi ama hediyelerini şampiyonlara veremedi.

Bir fıkra

Güreş Milli Takımlarımızda yıllarca doktorluk yapan Recep Hikmet Evci''ye şöyle bir fıkra yakıştırmışlar ki heryerde anlatılıyor. Göya Londra''da Tıp Kongresi olmuş, bu kongreye Dr. Evci de katılmış ve bir hafta hiç konuşmamış. Kongrenin kapanış günü bir de bakmışlar ki Dr. Evci, el kaldırıp konuşmak için izin istiyor, herkes sus-pus olmuş, acaba ne söyleyecek diye meraka düşmüş. Dr. Evci, yavaşca oturduğu yerden kalkmış ve "Muhterem delegeler korent yapıyor, pencereyi kapatabilir miyim?" diye sormuş. Bu olayı anlatırken ta başta "yakıştırma" dedim, çünki Dr. Evci, anadili gibi 3 lisan bilir, ayrıca eli-kolu bağlansa bile bir dakika konuşmadan duramaz.

Ve bir gerçek

Güreş Federasyonu Başkanı Osman Şansal, Avrupa Şampiyonası boyunca gece yarılarına kadar güreşçilerimizin kampına giderek onlarla konuştu. Antrenörler "Başkan, uyku saati çoktan geçti" diyorlar ama O, bu ikazlara kulak asmıyordu. Sonradan Başkan Osman Şansal''a bunu sordum, şöyle dedi: "Güreş yaptığım dönemlerde sağa döner, sola döner ama bir türlü uyku tutmazdı. Sabaha kadar çeşitli endişeler içinde kalırdım. Sporcular için uykunun fazlası zehirdir. Bunu düşünerek onlarla uzun konuşmalar yaptım, sporcularımızı hem motive ettim, hem de rahat uyumalarını sağladım. Bence doğru olan da buydu. Kendisini kutluyorum.

23 yıl önce
Akrabanın akrabaya ettiğini
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle