Selçuklu, Osmanlı ve çağdaş mimariden esintiler taşıyan, 125 bin metrekare (175 futbol sahası büyüklüğünde) kapalı alana sahip kütüphane, yedi gün 24 saat aynı anda 5 bin kişiye hizmet verebilecek kapasitede. Kütüphaneyi kullanmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, e-Devlet üzerinden üye olup yeni kimlik kartlarıyla giriş yapabiliyormuş.
4 milyon basılı, 120 milyonun üzerinde elektronik yayın ile 550 bin e-kitap ve nadir eserin bulunduğu Millet Kütüphanesi’nde, 134 farklı dilde ve 100 farklı ülkeden kitaplara ulaşmak mümkün…
Kütüphanenin inşa çalışmaları öncesinde Türkiye’nin önde gelen kültür insanları, sahaflar, kütüphane yöneticileri, sivil toplum kuruluşları, dezavantajlı gruplar ve aileleriyle çalıştaylar yapılmış.
Kısacası, muazzam bir eser ve hizmet, ilgili tüm paydaşların fikir ve görüşleri alınarak ülkemize armağan edilmiş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 yılında yaptığı bir konuşmadaki şu sözleri bizi çok heyecanlandırmıştı: “Varlığımızı korumak ve geleceğe taşımak için, kültür ve sanatın gücüne, etkisine, kapsayıcılığına ihtiyacımız var.”
Günümüzde kütüphaneler ve kütüphanecilik kapalı duvarların arkasında, yalnızca kitap alışverişinin yapıldığı mekânlar olmanın çok ötesinde bir yere sahip.
Kültürün kökü olmanın dışında, yeni araştırmalara kaynak hazırlamak başta olmak üzere ulusal ve uluslararası pek çok ürünün ortaya konulmasını ve etkinliği bizzat yürütmekte ya da bunlara aracılık da etmektedirler…
Millet Kütüphanesi’nin de işte bu derece geniş bir etki alanına sahip çalışmalara imza atacağına, ülkemizi gururlandıracağına şüphemiz yok. Hayırlı ve uğurlu olsun…