|
Dinozorlar saltanatı

Biz gençler kendi aramızda bir karar aldık: Yaşlı kimselerle hiç tartışmaya girmiyoruz. Çünkü yaşlı insanlar, hangi taraftan olurlarsa olsunlar, kemikleşmiş düşüncelere sahipler. Hiçbir esnek yanları yok. Düşündüklerinin aksini söyleyince hemen kızıyor, bağırıyor, çağırıyorlar. Olmadık hakaretler ediyorlar.

Oysa biz, ister şucu, ister bucu olalım, aramızda her konuyu enine boyuna rahat rahat görüşüyoruz. Birtakım İslâmî sorunları da, Atatürk''ü de, Atatürk''ün devrimlerini de tartışma konusu yapıyoruz..

Siz yaştakilerin öfkelenmeden, bağırıp çağırmadan, birbirinizi şu düşmanlığı veya bu düşmanlığı ile suçlamadan, hatta hainlikle itham etmeden konuşamayacağınız bütün hususları, biz gençler güle oynaya, bazen de gırgıra alarak gündeme getirebiliyoruz.

Haa, bir de derin devletin gazetesinin okurlarını da, isterse genç olsunlar, asla muhatap almıyoruz. Çünkü onlar da, tıpkı ihtiyarlar gibi, karşısındakinin fikrine hiçbir saygı göstermiyor ve sadece kendilerinin bildiklerinin gerçek olduğuna inanıyorlar."

Birkaç yıl önce bir üniversiteli genç, bana işte bunları söylemişti.

İlkin bu sözler bayağı canımı sıktı. Çünkü artık ben de kendisi ile "tartışılmaz" denilen yaş grubuna ya girmiştim, ya da girmek üzereydim.

O yüzden delikanlının ettiği sözler hafızama iyice kazındı ve günlerce zihnimi kurcaladı durdu. Nihayet onun pek de boş lâf etmemiş olduğu kanaatine vardım.

O acımasız sözleri duyduğumdan bu yana olup bitene, bir de gençlerin böylesi bakış açısından bakmaya çalıştım. Türkiye''de son zamanlarda gelişen olayların, maalesef onları sürekli haklı çıkardığını gördüm.

Başörtüsü ve irtica meselesine, milletimizin vicdanını kanatan bazı dayatmalara, bir gençlerin, bir de "ihtiyar"ların nasıl baktığını şöyle bir düşünürseniz, benim bu gözlemime herhalde siz de katılırsınız. (Tabii genç olduğu olduğu hâlde fikrî veya ideolojik saplantısından ötürü, aklen ve zihnen köhnemiş kişileri ayrı bir kesim olarak görmeye gerek yok, onlar da "tartışılmazlar" arasında zaten kendiliklerinden yerlerini almış bulunuyorlar).

Evet, gençlere yüzde yüz hak veriyorum: Türkiye''nin bugünkü ihtiyarlarıyla asla tartışılamaz. Onlarla oturulup adam gibi müzakerelerde bulunulamaz. Hangi makam, hangi mevki, hangi kurum ve kuruluşta olurlarsa olsunlar, yaşlanmış nesille (hele hele 50''sini bilmem kaç kere geride bırakmış olanlarla) anlaşma zemini oluşturulamaz. İnandıkları fikirleri dondurmuş, bağlandıkları kişileri putlaştırmış bu kimselere, gençler milyon kere "moruk" deseler asla haksızlık etmiş olmazlar. Zaten, özellikle şimdilerde, böylesi yaşlanmışlardan çekmiyor mu ülkemiz ne çekiyorsa? (İlerlemiş yaşına rağmen gençlerden daha genç düşünebilen, esnek ve zinde, açık ve hoşgörülü beyinlere elbette sadece saygı duyulur.)

Ben genç dimağların ülkeyi yönlendirecekleri günleri coşkulu ve heyecanlı bir umutla bekliyorum. Ülkemize "dinozor kafalıların"* biçtiği ve giydirdiği bu deli gömleğini ancak onlar parçalayacaklardır. Kart cambazların bir ayakları çoktan çukurda olduğuna göre de, ışıltılı günler yakındır, hem de çok yakın.

_________

* Dinozorun cesîm bedenli, buna karşılık ceviz beyinli olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.

25 yıl önce
Dinozorlar saltanatı
Açın kapıları, milyonlar Avrupa’ya aksın!
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...