|
Cumhurbaşkanlığı için sağdan say!

Ekim ayından beri esen demokrasi rüzgârının sahte yüzü, kendimizle başbaşa kaldığımızda ortaya çıkmaktadır

Cumhurbaşkanlığı için niyetini dışa vuran, kulis yapan ya da "istemem yan cebime koy" kabilinden ortalıkta gezinen "Çankaya" lafı geçince gözlerinin içi parlayan grubun çizgisi belli olmaya başlıyor. Vakit yaklaştıkça grup üyeleri çizgilerini, rüyalarının şiddeti ve şanslarının yüksekliği oranında kalınlaştırıyor.

Süleyman Demirel, "28 Şubat devam ediyor" diyerek en gür sedayı verdi. Mesut Yılmaz, "bu süreç hiç bitmez" cümlesiyle altta kalmaya niyeti olmadığını gösterdi. Bu grubun sessiz sedasız ve üçüncü önemli ismi olan İsmail Cem''in Avrupa Birliği''ne adaylığın en sıcak günlerinde, Helsinki dönüşü ayağının tozuyla sarfettiği "MGK demokratik bir kuruluştur ve kaldırılamaz" şeklindeki sözler de kayıtlara geçmişti. "Bazı komutanlar benden bile daha demokrat" vecizesi de cabası. Grubun son ve doğal üyesi olan Çevik Bir''in, takdir edileceği gibi bu tür mesajları deklare etmeye hiç ihtiyacı bulunmamaktadır. Malûm süreç, neredeyse tamamen muhteremin şahsından menkûldür. Eğer iş, "Kim daha iyi 28 Şubat''çı" iddiasına binerse, "paşamız" gönül rahatlığıyla "aslı varken taklitlere itibar etmeyiniz" diyebilecektir.

Bu dörtlünün, kariyerindeki derin farklılıklara karşın, buluştukları çizgi, bir gerçeği yeniden ortaya çıkarmakta ve suratımıza çarpmaktadır.

Gerçeğimiz şudur:

AB üyeliği, AGİT ruhu gibi pozitif süreçlere karşın hâlâ, 28 Şubat''la birlikte esen ve sadece bir kesimi değil giderek bütün ülkeyi demokrasizleştiren rüzgâr arkamızdan gelmektedir. Siyasetin tepesinden aşağı, çeşitli pozisyonlarda güç sahibi isimlerin sonuçta 28 Şubat''tan referans devşirmeleri bu gerçeği teyit etmektedir.

Ekim ayından beri esen demokrasi rüzgârının sahte yüzü, kendimizle başbaşa kaldığımızda ortaya çıkmaktadır; ve korkarız Çankaya''nın yeni sahibinin belli olacağı Mayıs''a kadar daha pis bir sırıtış kuvvetli bir ihtimaldir.

Belli ki; demokrasiye yatkınlıkları şüpheli politikacılar (Demirel, Ecevit, Bahçeli, Yılmaz) dış baskılar ve içeride elde edilmesi muhtemel siyasi prim hatırına AB''ci kesilmişlerdi. Ne birlikte, ne de tek tek Avrupa''ya giden yoldai engelleri kaldırma niyetleri ve talepleri yoktur. Önlerine konulacak yol haritasının uygulayıcıları olmaya devam ettikleri müddetçe siyasette kalabileceklerdir. İşte Çankaya, siyasette sağ-salim kalabilmenin en emniyetli sığınağı olduğu için de cazibe merkezidir.

Birinci grubtaki zevatın yapıp-edebileceği budur. Sırtlarının tamamını ya da önemli bir kısmını dayadıkları duvar, kışla nizamiyesidir. Kriterleri, "asker-sivil bürokrasi, laik-cumhuriyetçi geleneğin otantik kurumları"dır.

Peki, Cumhurbaşkanı''nı seçecek tek güç, tek irade olan Meclis''in kriteri ne olacaktır?

Yani, Türkiye demokrasiyle paralel olan "cumhurbaşkanlığı tarihi"nin beyaz sayfalarına "Özal hariç" kaydı düşerek mi, yoksa merhumun yanına bir isim daha ekleyerek mi yazmaya devam edecektir?

İkinci grup!.. Var mısın, ses ver!..

24 yıl önce
Cumhurbaşkanlığı için sağdan say!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi