|
Müdahale daha ne kadar sürecek?

Bu ülkede demokratik hayata geçişimizin(!) üzerinden elli küsur yıl geçmiş olmasına rağmen, demokrasimizin(!) hâlâ nasıl olup da askerî müdahalelerle inkıtaa uğradığına bakıp şaşkınlık gösterenlere rastlanıyor. Acaba gerçek bir demokraside, demokrasiye sahip çıkanlar, bu ülkede olduğu ve görüldüğü gibi, bu tür müdahalelere (ya da kuru gürültüye) pabuç bırakırlar mıydı? Veya birileri kuru gürültüye pabuç bırakmaya teşne olsa bile, başka birileri onları kendi haline bırakır mıydı?

Demokrasi hakkında, sanıyorum, bilmemiz gerekenlerin hepsini bilmiyoruz. Bizim, bu ülkede, demokrasi hakkında bildiğimiz, hukuk kitaplarında öğretilenlerden ibaret bulunuyor. Demokrasiyi, yalınkat bir olay sayıp, onu, yönetilenlerin yöneticilerini seçmesi; insan haklarına ve özgürlüklerine (temel haklara, özgürlüklere) riayet edilmesi; azınlığın çoğunluk, çoğunluğun da azınlık üzerinde baskı kurmasının önlenmesi.. kabilinden kurallara uyulmakla demokrasiye ulaşıldığı ya da ulaşılacağı farzediliyor. Oysa bunlar kadar, belki bunlardan da ötede, demokrasinin, kendini dış müdahalelerden koruyabilecek mekanizmalarını geliştirmiş olması gereğini göz ardı ediyoruz. Eğer demokratik denilen düzen kendini koruma mekanizmasını kendi içinde (ve bir bakıma hâli tabiîsi ile) hasıl edememişse, orada demokratik bir düzenin kurulmuş bulunduğundan kuşkulanmamız için haklı sebeplerimiz de var bulunuyor demektir.

Demokrasinin rükünleri olarak tadat edilen hususlar (seçim, temel haklar ve özgürlükler, despotluğun önlenmesi..), o ülkede yaşayan insanların (sınıfların) karşılıklı uzlaşmasının ürünü olarak ortaya çıkıyor ve bu rükünlerin ihlal edilmesi halinde, o ülkede yaşayan insanlar zarar görüyor ve dolayısıyla aynı insanlara ihlâli doğrudan önlüyor, önlemek için öne çıkıyor ve mücadele ediyor.

Oysa uyduruk demokrasilerde (kendini demokratik düzen kurmuş farzeden ülkelerde), demokrasiye ilişkin rukünler sureta yürürlükte bulunuyor diye düşünülse bile, bu rukünler, o rukünlerin hasıl edilmesinden menfaati bulunan insan kümelerinin doğrudan çıkarlarına tetabuk ve tekabül etmediğinden, onların ihlâli karşısında sessiz kalınması sonucu da ortaya çıkıyor. Demokrasiye müdahale edenler (onu askıya alanlar veya ara rejim denilen dönemeçlere girilmesini sağlayanlar), o ülkede demokrasinin kurulmasında doğrudan çıkarı olan sınıflardan herhangi biri mesabesinde bulunsaydı, aslında en başta müdahaleye cesaret edemezlerdi; saniyen, müdahale söz konusu olduğunda da, onların müdahalesine karşı sessiz kalınmazdı.

Demokrasi, birilerinin bir yerde: "Hadi demokratik bir düzen kuralım" veya "Hadi demokrasicilik oynayalım" demesiyle kurulmaz ve gerçekleşmez. Onun kendine özgü dışsal (toplumsal, siyasal..) şartları da var bulunmak gerekiyor. Sınıflı ve sınıfçı toplum yapısı; köleli ve köleci siyasî-iktisadî yapı ve hatta emperyalist temayüller.. demokratik düzenin kurulmasına olduğu kadar, kurulduktan sonra kendini dış müdahalelerden siyanet etmesine de medar oluyor. Bu şartlar mevcut olmadan demokrasinin kurulduğunu düşünenler, onun yalnızca oyununu oynamış olurlar, evcilik oyunu oynar gibi...

Harekât neyi amaçlıyor?

Amerika''da haftalık olarak yayınlanan ve siyasi-entellektüel çevreler üzerinde etkili olan haber-yorum dergisi The Nation, NATO''nun Sırbistan''a yaptığı müdahalenin, Clinton yönetiminin öngördüğü amaçları saptırdığına dikkat çekiyor. Arkadaşımız Mesut Özcan''ın, The Nation''un henüz piyasaya sürülmeyen 19 Nisan 1999 tarihli nüshasından yaptığı çeviriyi sunuyoruz.

Sırbistan''a karşı yürütülen hava saldırılarının olumsuz etkileri, Clinton yönetiminin öngördüğü insani amaçları saptırdı. Müdahale, Slobodan Miloseviç''in ellerini bağlayacak yerde, Sırp milliyetçiliğini cesaretlendiriyor. Saldırı, Miloseviç''in yabancı gazetecileri sınırdışı etmesini gizlediği gibi, Radyo B-92 gibi bağımsız Sırp medyasını susturmasını ve uluslararası gözlemcilerin ülke dışına çıkarılmasını da örtbas ediyor. Bombalamalar Kosovalı Arnavutlar''a güvenlik imkanı sağlayacağı yerde, Miloseviç''e Kosovalı Arnavutları belirli bölgelerden kanlı şekilde kovma şansını verdi. NATO''nun müdahalesi, Kosovalıları savaş öncesinden daha zor duruma soktu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Mart''ın son haftasına kadar Kosova''daki çatışmalarda yüzonbeşbin kişinin yerinden edildiğini ve çoğunun Arnavutluk, Makedonya ve Karadağ''a sığındığını açıkladı. Ne Avrupa''nın ne de ABD''nin kara müdahalesine niyetli olmaması nedeniyle bombalama pek riskli gözükmüyor. Sanki Kosovalıların güvenliğini sağlamaktan çok, NATO''nun güvenilirliğini kanıtlamak amacıyla yapılıyor.

''Baskıcı diplomasi''

ABD ve müttefikleri, Balkanlar konusunda hep kararsız bir tavır sergilediler. Etnik şiddetin sona erdirilmesini istiyorlar ama bunu bastırmak için hiçbir çaba göstermiyorlar. Karşımıza çıkan sorun, ABD yetkililerinin "baskıcı diplomasi" diye niteledikleri şeyin merkezinde duruyor. Kurnaz Miloseviç ABD''nin blöfünü anladı: Eğer müttefikler bombalama tehditlerini gerçekleştiremezse, Miloseviç NATO''ya karşı, Davud''u oynayacaktı; eğer bombalama başlarsa Sırp kara güçleri, kimi bölgeleri Arnavutlardan temizleyecekti. Batı medyası, Kosova''ya odaklanmışken, Miloseviç bu kez Sırbistan''daki muhalefet üzerinde ikinci bir savaş başlatabilirdi.

Belgrad İnsan Hakları Merkezi Başkanı Vojin Dimitrijeviç''in bildirdiğine göre, bombalamalar, Sırp sivil toplumunun oluşması için harcanan 10 yıllık çabayı silip süpürmüştü.

Harekâtın arka planı

Kosovalı Arnavutlar''ın çetin sınavı her gün biraz daha güçleşirken, ABD yönetimindeki pek çok kişi, NATO harekatını Yugoslavya''ya karşı yeni bir askeri düzenin temelleri olarak görüyor.

NATO, bu müdahale ile, savunma amaçlı bir ittifak olmaktan çıkıp, kıtada istikrarı sağlama hakkını elinde tuttuğunu iddia eden bir pakt haline geliyor. Bu durum ise, NATO''nun Orta Avrupa''da genişlemesi konusunda Rusya''yı ikna etme çabalarıyla çatışıyor. Buna ABD yönetiminin BM''nin müeyyideleri olmaksızın hareket etme kararı da eklenmeli. Fransa, harekattan önce, NATO barış gücünün yerleştirilmesi için BM Güvenlik Konseyi kararı alınmasını önerdi. Ama Washington, NATO''nun BM''den bağımsız hareket etme hakkının bulunduğunda ısrar ederek Fransa''nın bu önerisini reddetti. ABD yönetimi bu tutumuyla BM''nin otoritesini bir kez daha sarstı. Güvenlik Konseyi''nin üyeleri olan Rusya ve Çin''i diplomatik alanda marjinalize etti. Bu ise, ABD-Rus ilişkilerini soğuk savaş sonrasının en düşük seviyesine indiren yeni füze savunma planı ile beraber kötü hazırlanmış hareketlerin sonuncusuydu. İstikrarlı bir Rusya ile işbirliği içinde hareket edilmeksizin –Balkanlar''dan nükleer sorunlara kadar– çok az sorun çözüme kavuşturulabilir. Kosova''da izlediğimiz politika, tüm Rus siyasi çevrelerini muhalefette topladı.

ABD yönetimi ve NATO, bu müdahaleyle uluslararası hukukun birçok anlaşmasını ve yükümlülüğünü çiğnedi. BM şartının 2. maddesi ülke dışına saldırıda bulunmayan egemen devletlere karşı güç kullanımını yasaklar. Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi, bir ülkenin uluslararası bir anlaşmayı imzalaması için baskı yapılmasını yasaklar... Helsinki Mutabakatı, Avrupa devletlerinin sınırlarını garanti eder.

Peki tüm bunlar niçin? Pentagon sözcüsü Kenneth Bacon, 30 Mart''ta şöyle dedi: "Bizim bu noktada acımasız davrandığımız sözkonusu değil." Bu kriz, etnik temizliği görmezden gelmek istemeyen ama NATO hava savaşını da kucaklamayan prensipli anti-militaristler için ciddi bir açmaz oluşturuyor.

ABD ve müttefiklerinin izlemesi gereken en sağıklı yol, tarafları masaya toplamak... Katliamlar ve saldırılar, durdurulmalı, Miloseviç''e Kosova''dan güçlerini çekme imkânı veren bir anlaşma yapılmalı. Ruslardan ve diğer ülkelerin askerinden BM Barış Gücü oluşturulmalı. Sırplar, Rusların varlığından daha az rahatsız olacaklardır. Arnavutlar''ın kaygıları da OSCE gözlemcilerinin veya AB temsilcilerinin sokulmasıyla giderilebilir.

Müdahalenin amacı ne olmalı?

Müdahalenin asıl amacı Kosovalı sivilleri korumak olmalıdır. Böyle bir güven ortamı sağlandıktan sonra, Kuzey İrlanda modeli çerçevesinde alternatif görüşmeler gerçekleştirilebilir. Milliyetçilik savaşları, büyük devlet için talihsiz mukavemetlerdir. Bu tür savaşlarda büyük güçler tarafından empoze edilen barış anlaşmaları, coğrafi bölünmeler amacıyla çarpışacak güçlere yer verir ve her iki tarafta seslerin yükselmesine zemin hazırlar.


il y a 25 ans
Müdahale daha ne kadar sürecek?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset