|
Bir Mâhur beste çalar...

Çoğumuz için gerçeği bilmek, ondan olabildiğince uzağa kaçabilmek için gerekli sadece.

Yalanlarımızın başka yalanlardan yakınları var, sevdikleri, aileleri, dostları, arkadaşları, yoldaşları... Beraber yaşıyorlar, vakit geçiriyorlar, eğleniyorlar. Biz hiç yokmuşuz gibi...

Her şey eskiden olduğundan daha mı hızlı oluyor, yoksa bana mı öyle geliyor. Saatimin saliselerden çalmaya başladığından ciddi biçimde şüpheleniyorum!

Yakın zaman sonra olan biteni anlayabilmek için her şeyin ağır gösterimine ihtiyacım olacak diye korkuyorum.

İnsanların da kullandıkları dijital araçlar gibi kendilerine acil uyarı sinyalleri verdiklerini düşünebiliyor musunuz?: Sayın filanca, piliniz bitmek üzere!

Ölüm, hayatın bittiği yerde başlamaz. Aksine, başlamış her şeyi yarım bırakır.

Birçokları için devrimin kısa hikayesi, kendini boşluğa bırakmanın çılgınca hazzı ile açılmayan bir paraşütün verdiği ürkütücü şaşkınlık arasında yaşandı ve geçti.

Eski çekmeceleri karıştırın arada bir, içlerinde çocukluk resimleriniz, günü geçmiş faturalar ve ne işe yaradığını artık hatırlamadığınız bir sürü ıvır zıvır şeyle birlikte kırık hayallerinizi de bulacaksınız.

İnsan hayal kurmadan duramıyor. Ne garip, o hayallerin tekini bile gerçekleştirmeden bir ömür durabiliyor.

Sokaklardan "eskiciiii" diye bağırarak geçen birtakım adamlar vardı eskiden. Artık yoklar, biri onları da uygun bir fiyattan toplayıp almış olmalı.

Biri bir mâhur beste çalsın artık Müjgan, çok dolduk ikimiz de!

Şarkıların orta yerinde beni öylece kendi başıma unutuverir oldu şu bîvefâ notalar...

"Kendi sözlerimin ağırlığı altında eziliyorum" diye bağırıyordu adam, "biri bir kurtarıcı çağırsın hemen!"

Onikibinyediyüzellialtıncı kibrit çöpünü de düşürmeden yerine koydu ve yaptığı anıtsal kibrit çöpü kulesinin karşısına geçerek eserine baktı, baktı, baktı ve sonra şöyle mırıldandı: "Boş işler bunlar!"

Gözlerimi kapattığımda, kim bilir hangi zamanlardan kokusu geliyor hatırnaz bir iğde ağacının.

Hazır havalar bu kadar sıcakken bütün soğuk esprileri tüketmek lazım, kışın hiç gitmiyor!

Belki inanmayacaksınız ama, sıcaktan salon kapısının buzlu camları erimeye başladı.

Hipnotize filan olurum diye vantilatörlere hiç bakamıyorum!

Derin dondurucudan çıkardığım tavuk azıcık buzları çözülünce dile gelip, "Bak nasıl her yanım kaskatı tutulmuş" diye dert yanmaya başladı.

Az önce içimden bir espri yaptım, içimden güldüm, hadiseyi kimseye çaktırmadım.

Hâlâ burnunun direği sızlamakta, boğazı düğümlenmekte, gözleri yaşarmakta olan insanlar; biri tutup müzeye kaldırmadan önce kendinize saklanacak iyi bir yer bulun!

Zaman durdu, ben geçtim!

"Galiba çok erken geldim," dedi meczup, "yine her şeye geç kalmışım!"

10 yıl önce
Bir Mâhur beste çalar...
Bumerang!
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!