|
Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmekti
hani?
Sen ne çabuk unuttun bu vazifeni? Türk istiklâlinin karşısında durup çatışma ortamı yaratmaya çalışanlara twitter de filan pek destek veriyorsun.. sonunu hiç düşünmüyor musun? Hani
Türk Cumhuriyetini ilelebet, muhafaza ve müdafaa
edecektin? Hani
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli
bu idi.. Yoksa ''ilelebet, muhafaza ve müdafaa'' kelimeleri Osmanlıca Türkçesi olduğu için manalarını mı anlayamıyorsun?
Hani
bu temel, senin, en kıymetli hazinendi...
Henüz tarihler 20 Ekim 1927''yi gösterirken
istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır,
diye uyarılmıştın, ne çabuk unuttun? Taa o tarihte, sana,
bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir,
tembihinde bulunulmuştu. Hiç mi kulak asmazsın?

Hatta o tarihte, 1927''de İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler, diye de uyarılan sendin!

Hatta ve hatta, sana dendi ki,
cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Şimdi zahirî olarak ülkenin kalelerinde, tersanelerinde düşman askeri postalları olmayabilir, tarihimiz boyunca tüm dünyada destanlar yazan şanlı ordumuz, Allah''a şükürler olsun ki henüz dağılmamış.. Amma memleketimizin her köşesi, bu güzel ülkeye her türlü fitneyi, ayrımcılığı, terörü yaymak için işgal altında, bunu fark edemiyor musun? Ve bu görünmez işgalciler, kendi emelleri uğrunda senin temiz yüreğini, saflığını kullanıyorlar, anlayamıyor musun?
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Geçmişte senin oylarınla yetki verdiklerinin gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet içinde olduklarını göremedin mi?
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir,
diye de uyarılmıştın sen.. Dün şahsî menfaatleriyle siyasî emellerini birleştirenlerin, bugün milletin önünde hesap verdiğini de göremiyorsun? O günlerde milletin nasıl gıda ve temel ihtiyaç malzemelerini alabilmek için kuyruklarda ömür sürdüğünü büyüklerin hiç anlatmadı mı sana?
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
Bunu sakın amma sakın unutma! Sen memleketin istikbalini hakikaten ve de samimiyetle düşünüyorsan eğer, attığın adımlara dikkat edeceğin gibi attığın twitlere de dikkat et ki, bu ülkenin dostuna mı düşmanına mı destek veriyorsun, yanılmayasın.
Zira ey genç kardeşim, sen de bu memleketin evladısın! Sakın aklından çıkarma,
muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
11 yıl önce
Ey Türk gençliği!
Makron kına yaksın şimdi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?