|
Bu kadar da olmaz demeyin, oluyor!
Savaş düzeni almış iki meslektaşımız (Ertuğrul Özkök ve Yakup Yılmaz), canlı yayında, olası bir Amerikan saldırısında Türkiye'nin nerede durması gerektiğini tartışıyorlar.

Yalnız bir sorun var:

"Saldırı"nın muhatabı kim olacak?

"Henüz kesin bir bulgu yok ama, bütün işaretler terörist başı Ladin ve onu himaye eden ülkeyi gösteriyor."

Zaten "bulgu"ya gerek yok ki canım bu aşamada, durum ortada...

Doğru.

Bulguya hiç gerek yok.

Oluşturulan ideolojik-düşünsel atmosfer, "bu aşamada", hiçbir somut delil olmasa da, radikal İslamcılar dışında bir odağı işaret etmiyor nasıl olsa.

Ragıp Duran'ın dediği gibi, böylesine büyük çaplı, siyasî, askerî, ekonomik, ideolojik ve kültürel yankı ve yansımaları evrensel olmaya aday bir olay sadece failleri açısından araştırılıyor ve o faillere nasıl bir ceza verileceği tartışılıyor.

Meslektaşlarımız, Türkiye'nin de savaşa girmesinden yana; "Batıya en benzeyeni biziz çünkü" diyor adı Yakup olanı.

Ertuğrul, "baltalar elimizde/uzun ip belimizde" psikolojisinde: Amerika'nın yanında yerimizi almazsak ve de bu alanda inisiyatifi Mısır'a kaptırırsak, bunun vebalini kim ödeyecek?

Bilmiyorum, sabah gazeteleri açtığınızda aynı "bun psikoloji" sizi de dehşete garkediyor mu?

Ben bazen, hangi ülkede yaşadığımı şaşırıyorum.

Amerika Ladin'i ininde de olsa vuracak.

Teröristler kaçıyor, ancak sığınabilecekleri bir yer yok.

Kabil'de sivil panik.

Ladin'i yakalayacak bir Rambo aranıyor.

Afganistan yerle bir olacak.

Ortaçağa gönderilecekleri günü bekliyorlar.

Amerika başaracak.

Bu başlıkları New York Times ya da Washington Post'tan derlemedim; gerçi Ragıp Duran, "Tüm dünya gözlerini ve kulaklarını bir kez daha CNN ve New York Times'a çevirdi, İngilizce konuşulmayan ülkelerin medyası, 11 Eylül'den bu yana gazetecilik ve habercilikten çok, tercümanlık yapıyor" diyor ama, bence haksızlık ediyor.

Hiçbir Amerikan gazetesinde savaşa evsahipliği yapacak ülkenin "ayrıntılı haritası"nı, demoğrafik durumunu, vurulacak hedeflerin fotoğrafını bulamazsınız.

Hele, şu ifadeler:

"Tüm dünya nefesini tuttu, Amerika'nın intikam almasını bekliyor. Gözler, Afganistan'la Irak'a çevrildi. Başkan Bush, misillemenin şiddeti konusunda ipucu verdi: Üçüncü Dünya Savaşı ile karşı karşıyayız. Zafer bizim olacak."

Acaba Türk medyası, yine Ragıp Duran'ın dediği gibi, ABD'deki olayları bahane ederek geçmişte Türkiye'de siyasal bir gruba karşı hukuk dışı yöntemlerle ve antidemokratik, hatta kanlı metodlarla sürdürülmüş olan mücadeleyi aklamaya mı çalışıyor?

Sabah gazetesi de Amerika'daki olaylarla ilgili olarak, dört "uzman"dan görüş almış: Kenan Evren, Safa Giray, Engin Güner, Doğan Güreş.

Ben en çok Evren'in değerlendirmesini tuttum.

Evren Paşa, "İnsan hakları insan hakları diye diye bu hale geldiler!" diyor, "yıllarca terör örgütlerini desteklediler, şimdi bu katliama maruz kaldılar!"

Ve uyarıyor:

"Bu ateş yakında Avrupa'ya da düşecektir!"
#ABD
#Ertuğrul Özkök
#Yakup Yılmaz
#Savaş düzeni
23 yıl önce
Bu kadar da olmaz demeyin, oluyor!
Hangi muhafazakarlık
Türkiye’de “sağcılaşma” ve “solculaşma” eğilimleri (1)
Türkiye’de sağcılaşma ve solculaşma eğilimleri (2)
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!