Klu Klux Klan ruhu canlanıyor

"Saldırıdan sonra, ABD'de yaşayan Müslümanlara karşı şiddet hareketleri başladı."

Olacağı buydu.

Bush, "Müslümanlara hakettikleri saygıyı göstermeliyiz!" dese de, "beyaz adam" önüne geçilmez bir öfkeyle saldırıyor.

Bu hakkı nereden alıyor?

Tabii ki varoluşundan, aidiyetinden, düpedüz genlerinden.

75 yaşındaki Adam Lang, önce kafayı çekiyor, sonra bir dükkana kadar takip ettiği Pakistanlı bir kadını, "ülkesini mahvettiği" gerekçesiyle arabasıyla ezmeye kalkışıyor.

Teksas eyaletinin Dallas kentinde bir camiye ve Müslüman okuluna ateş açılıyor.

İndiana'da Yemen asıllı Hasan Avdah'ın benzin istasyonuna kar maskeli bir adam silahla saldırıyor.

Chicago'da Arap-Amerikan Dostluk Derneği'ne molotofkokteyl atılıyor.

Aynı gün 300 civarında "beyaz adam" Amerikan bayraklarıyla Bridgeview banliyösündeki bir camiye baskın yürüyüşü düzenliyor.

Virginia'da kitapçılık yapan Kudüs göçmeni Hazım Bereket dükkanını açmaya gittiğinde kırık camlarla ve "Ülkemize halkımızı öldürmek için geldiniz. Arap katillere ölüm!" yazılı bir notla karşılaşıyor.

Bunlar, yarım saatlik bir uğraşla ajanstan derlediğim haberler.

Devamı var...

Sadece Amerika'da değil, bu ülkeyle çıkar işbirliği içindeki komşu ve yandaş ülkelerde de uç vermeye başladı "beyaz adam terörü."

Gazeteden "aynen" okuyoruz:

Kanada'nın Montreal kentinde bir camiye yangın bombası atıldı. Oakville kentinde Arap ismi taşıyan beş öğrenci saldırıya uğradı. Avustralya'nın Brisbane kentinde Müslüman çocukların bindiği bir servis aracına taş ve şişelerle saldırıldı. Quennsland eyaletinin İslam Konseyi Başkanı Sultan Din'e, "Amerika'daki saldırıdan siz sorumlusunuz. Bunun hesabını vereceksiniz!" yazılı bir pusula gönderildi.

"Küresel kapitalizm"in beşiği Amerika'da, Klu Klux Klan ruhu yeniden canlanıyor. İş gide gide bir "dinler savaşı", bir "medeniyetler çatışması"na dönüşür mü, bilmem.

Şiddeti anonimleştirme güdüsünün altında yatan, sadece sıradan bir "öç alma" duygusu değil; bunun böyle olmadığını "tarih" ve "sosyoloji" ilmi söylüyor bize.

Hungtinton'un kulakları çınlasın diyeceğim ama...

Ukalalık yapmak istemem.

Saldırı, çünkü, sadece Amerika'ya değil, "batılı beyaz adam"ın kendisini ait hissettiği değerler sistemine yapılmış addediliyor.

Dün de anlatmaya çalışmıştım: "Saldırıyı, ABD hegemonyasının (batılı beyaz adamın kendisini ait hissettiği değerler sisteminin) sürmesinde çıkarı olan yeni bir 'güç konsorsiyumu'nun gerçekleştirmiş olabileceği ihtimali çok yüksek, ama bu güç hiçbir zaman refüze edilmeyecek, edilemeyecek..." diye.

Biz böyle diyoruz, Yeni Şafak okuru olduğunu söyleyen İhsan Türkmen de kalkmış, "Bu ne terbiyesizliktir! Bu tür bir serseriliği, Fatih Altaylı ya da Reha Muhtar yapabilir ve hoş karşılarız, ama biz YENİ ŞAFAK gazetesinde bu tür terbiyesizliği okuyucular olarak kabul etmiyoruz!" diye hakaret ediyor.

Hayır canım, Amerikalı filan değil.

Tipik bir Türk İhsan Türkmen.

Neden "inkâr" demiyormuşum da, "refüze" kelimesini kullanıyormuşum.

Sadece devletin kolluk kuvvetleriyle değil, böyle adamlarla da uğraşıyoruz.

Görün halimizi...

#ABD

#Klu Klux Klan

#Müslümanlara karşı şiddet