|
kısakürek"ten hâtıralar!..

1950''li yılların başları idi sanıyorum.. necib fazıl bey bazı talebe temsilcilerine moda''daki evinde bir yemek vermişti.. ilk ciddî görüşmemiz o yemekle başlamıştı.. bu satırların yazarı olan bendeniz de o sırada yüksek öğretmen okulu ve eğitim enstitüsü talebe cemiyeti başkanı bulunuyordum.. yemekte, ömer öztürkmen, (eski milletvekili ve yazar), m. metin ören (büyükdoğu dergisi müdürü), kubilay imer (eski konya milletvekili, merhum), hüseyin rahmi yananlı (hukukçu yazar), vecdi benderli (yazar), fehmi varlık (teknik üniversite), doğan altuncuoğlu (merhum yazar) ve daha ismini şu anda hatırlayamadığım birkaç kişi vardı..

daha evvel vilâyetin karşısındaki izzettin han''ında (şimdi vilâyet hanı) bulunan büyük doğu idarehanesinde adana lisesinden arkadaşım olan hüseyin rahmi ile birlikte ziyaret ettiğimizi de hatırlıyorum..

moda''daki bir sohbetten sonra üstadla bir taksiye bindik kadıköy iskelesine indik.. moda caddesinde ilerlerken önümüzde bir adam pervasız rahat yürümekte idi.. şoför korna çaldı.. adam aldırmadı.. biraz kenara çekilir gibi yaptı.. taksi tam yanından geçerken necib fazıl bey pencereden başını uzattı -“çekil yolumdan” diye bağırdı.. sonra da belindeki tabancayı çıkardı.. “vururum, dedi, adamı ben vururum”..

yürüyen adam istifini bozmadı, üstadın sesini duyunca başını hafif sola çevirdi.. sol elini salladı: “-geç!.. geç!..” necib fazıl, tabancayı bir kere daha salladı: “-vururum, ben adamı vururum” derken araba hızla uzaklaştı..

üstad bana döndü: “-sait faik''i tanıdın mı?”

meşhur hikâyeci sait faik, uzun boylu sarışın beyaza çalan kızıl yüzlü bir adamdı.. ilk defa görüyordum.. büyük doğu dergisinde birçok hikâyesi yayınlanmıştı.. anlaşılıyordu ki üstad kendisiyle çok teklifsizdir...

çıkardığı günlük gazetede edebiyat sayfası yapıyordum.. hem gazetede hem de moda''dan sonra taşındığı feneryolu''ndaki üç katlı köşkte birçok siyasi ve edebiyatçıyla karşılaşmıştım.. sık gelenler arasında şair celâl sılay, romancı nahid sırrı örik, cevad rifat atilhan, raif ogan, halûk nurbaki, raif karadağ, osman yüksel, sinan omur (hür adam gazetesi sahibi), abdürrahim zapsu (ehli sünnet gazetesi sahibi), şekip tunç, eski valilerden nedim evliya, kâzım ismail gürkan (eski rektör), mustafa müftüoğlu (yazar ve tarihçi), konyalı nazif çelebi, abbas sayar (romancı), süleyman yalçın (karaciğer doktoru, prof.), abdurrahman şeref laç gibi şahsiyetler vardır..

celâl sılay''la pek teklifsiz görüşürdü.. celâl, kısa boyu, çıplak başı ve katmerli ensesi ve kalın sesi ile boyuna hareket eden elleri ve ayakları ile japonya''dan veya çin''den gelen bir canbaza benzerdi.. kahkahalar savurur, sandalyesinden boyuna kalkar kalkar tekrar otururdu.. bazan da fransızca konuşurlardı..

abdurrahman şeref laç güçlü bir avukattı.. mahkemelerde hep o mudafaa etmiştir.. mustafa şekip tunç, felsefe şubesinden hocası idi.. prof. tunç, daha sonraları bana anlatmıştır: “ben yüksek muallim müdürü iken adama gelip beni paris''e gönder diye tepinip durmuştu.. o itikadını ve yerli ruhunu maraş''lı dedesinden, mücadeleci kavgacı tarafını da girid''e yerleşen diğer büyükbabasından almıştır”..

nahid sırrı''ya çok kibar muamele etmiştir.. üstadın bir de osman yüksel serdengeçti ile senli benli konuştuğuna şahid olmuştum.. ankara''ya gidince muhakkak, serdengeçti''nin denizciler caddesindeki idarehanesine uğrar, onu görmeden dönmezdi.. sivas milletvekili ve eski moskova sefiri sedad zeki örs de sık sık yemeğe gelenlerdendir.. sefirin çok geniş bir kültürü ve mükemmel ingilizce ve fransızcası vardı.. kardeşi vedad zeki örs erken yaşta vefat etmiş olup türk dili hakkında enteresan görüş ve teklifler ileri sürmüştür.. sedat zeki bey, necib bey''in menderes''le görüşmesinde tevfik ileri ile birlikte tavassut rolünü ifa etmiştir.. nedim evliya, üstadın akrabasındandır.. eski valilerdendir..

üstadın dostları arasında murad sertoğlu''nun ayrı bir yeri vardı.. ne zaman bir gazete çıkaracak olsa çağırır, ona vazife teklif ederdi..

bugünlük bu kadar diyelim.. türk dilinin bu emsalsiz virtüözünü hayırla yadedelim.. çok taraflı, çok cevherli bu hareket ve fikir adamına, bu çok güçlü büyük şâire rahmet dileyelim..

14 yıl önce
kısakürek"ten hâtıralar!..
Fukuyama kendini savunuyor
Bitmeyen bir sefer: Medeniyet Tasavvuru Okulu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar