Öcalan’ın PKK’ya “Silah bırak, kendini fesh et” çağrısı… YPG/SDG’nin Suriye’de ayak oyunları… İsrail’in tam da bugün Şam’ı hedef alması… Trump ve Arap devletlerinin (Burası sürpriz: Şam’ı da kapsayan) barış planı… Ve Ankara’nın tüm bunlarla ilgili yaklaşımı… Bu başlıklar su üstünde yüzen halkalar gibi birbirini etkiliyor. Hepsiyle ilgili çarpıcı perde arkası bilgiler, ilginç öngörüler gündeme geliyor. Bölgede iki eksen var. Birisi savaş, diğeri barış istiyor. Detaylarını anlatayım… ARAP DEVLETLERİ
Öcalan’ın PKK’ya “Silah bırak, kendini fesh et” çağrısı… YPG/SDG’nin Suriye’de ayak oyunları… İsrail’in tam da bugün Şam’ı hedef alması… Trump ve Arap devletlerinin (Burası sürpriz: Şam’ı da kapsayan) barış planı… Ve Ankara’nın tüm bunlarla ilgili yaklaşımı…
Bu başlıklar su üstünde yüzen halkalar gibi birbirini etkiliyor. Hepsiyle ilgili çarpıcı perde arkası bilgiler, ilginç öngörüler gündeme geliyor. Bölgede iki eksen var. Birisi savaş, diğeri barış istiyor. Detaylarını anlatayım…
ARAP DEVLETLERİ SALI GÜNÜ NE AÇIKLAYACAK?
’ın Gazze’de sürgün planı tepkiyle karşılanmıştı. Önceki gün sosyal medya hesabından paylaştığı
oryantalist, ırkçı video, pozisyonunu koruduğunu gösteriyor.
Buna karşı Arap devletleri de bir plan hazırlıyor. Detaylar Salı günü Kahire’de yapılacak toplantıda netleşecek. Ankara süreci yakından takip ediyor. Peki, Arap planında neler olacak? Kabaca öngörüleri sıralayayım:
Bir. Gazze’nin inşasını Arap ülkeleri üstlenmek istiyor. İnşa sürecinde Gazzeliler kendi topraklarında yaşamaya devam edecek. İki. Bu inşa faaliyeti için
650 milyar dolarlık bir fon
oluşturulması gerekiyor. Üç. Burası önemli:
Yeniden inşa sürecinin sadece Gazze’yi değil, Lübnan ve Suriye’yi (hatta belki Libya) de kapsayacağı
tahmin edilebilir. Tüm bunların karşılığında
ABD’ye 1 trilyon dolarlık bir yatırım
yapılacağı daha önce konuşulmuştu. Dört. Peki, Hamas ne olacak?
Hamas’ın silah bırakmasını ve siyasi harekete dönüşmesini isteyeceklerdir.
Bu konuda Türkiye’den destek beklenir. Beş. Arap ülkeleri
iki devletli çözüm formülü kabul görürse İsrail’le normalleşme/İsrail’i tanımayı
kabul edeceklerini zaten beyan ediyorlar. Bu kapsamda Suriye ve Lübnan’ın da İsrail’le normalleşmesi istenecektir. Nitekim
yer alan bir habere göre
Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff
”Lübnan ve Suriye de İbrahim Anlaşmalarına katılabilir” dedi.
İSRAİL’İN BÖLÜNMÜŞ SURİYE PLANI
Ama hangi Suriye katılacak? İsrail, bölgede savaş yanlısı, istikrarsızlaştırıcı eksenin merkezidir. ABD kimi noktalarda İsrail’le örtüşür, kimi noktalarda (Örneğin İran’ın vurulması) bu eksenden ayrışır.
Tel Aviv bugünkünden farklı bir Suriye görmek istiyor.
Temel politikaları ülkenin dört kantona bölünmesidir.
Bunu daha önce açıkça dile getirdiler. Daha sonra Washington’dan gelen “Konuşmayın” telefonu üzerine Şam yönetimini hedef almaktan vaz geçtiler. Hatta Suriye’ye dönük hava saldırılarına ara verdiler. Ancak son bir kaç günde dengelerin değiştiği anlaşılıyor. Arka planda Washington-Tel Aviv arasında bazı konuşmaların yapıldığı görülüyor.
Amerikalıların “HTŞ yıkılmadan Suriye düzelmez” dediği söyleniyor. Bu haberler hem dolaşıma girdi hem de resmi açıklamalara yansımaya başladı. İsrail Dışişleri Bakanı G. Saar “Suriye’nin yeni hükümeti Şam’ı zorla ele geçiren İdlibli terörist gruptur. İslamcılar Alevilerden intikam alıyor ve Kürtleri hedef alıyor” dedi. İsrail, uzun bir aranın ardından Şam civarındaki köylere hava saldırısı düzenledi.
İsrail Başbakanı Netanyahu Dürzilerin yoğunlukla yaşadığı
güney illerinin silahsızlandırılmasını
istedi. İsrail’in hedeflediği birinci kanton, Dürzilerin yaşadığı üç şehirse, ikinci kanton da SDG/YPG’nin işgali altındaki bölgelerdir. SDG/YPG’nin İsrail’le uyumlu bir strateji izlediğini, istikrarsızlaştırıcı bu eksenin bir parçası olduğunu, Şam’la
anlaşmış gibi yaparak öz yönetim, federasyon çizgisinden ayrılmadığını
bir önceki yazıda dile getirmiştik.
İMRALI’NIN ÇAĞRISINI PKK NASIL OKUYACAK?
İmralı,
terör örgütüne silah bırakma, kendini feshetme çağrısını
dün net bir şekilde yapmıştır. “Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın. Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini fesh etmeli” demiştir. Bu tarihi bir kırılmadır. Üzerinde çokça konuşacağız.
Şimdi önemli olan örgütün bu açıklamaya nasıl bir karşılık vereceğidir. Terör örgütü PKK’nın kongre toplayacağına, bu kapsamda silah bırakacağına dönük bir beklenti oluşmuştur. Nitekim Suriye’de de
“Öcalan ne derse buna uyacağız” demiştir. Eğer bu gerçekleşirse bölgede huzurun sağlanması için büyük bir fırsat yakalanmış olur.
Terör prangasından kurtulmak, ülkesini seven, vatansever herkesin dört elle sarılacağı bir idealdir.
Ancak… Ortada bir ayak oyunu da vardır.
aynı açıklamada şunu da söylemiştir: “(Dürzilerle) Dayanışma içindeyiz. Umarız başka yerlerde de öz savunma çerçevesinde benzer oluşumlar ortaya çıkar.” Öz savunma dediği öz yönetimin altlığıdır. İsrail’in Suriye’yi bölme planının eş anlamlı cümlesidir. Geçtiğimiz hafta YPG/SDG’de bir iç süreç yürütüldüğünü,
silah bırakmadan tek blok halinde Suriye ordusuna katılma kararı alındığını,
bunun da İmralı açıklaması beklenmeden yapıldığını yazmıştım.
İsteriz ki örgüt, Kandil’de başka Suriye’de başka konuşmasın.
“Kandil’i kapatayım, Suriye’ye odaklanayım” demesin.
İmralı’nın çağrısına uysun. Irak’ta da Suriye’de de silah bıraksın, kendini feshetsin, sivil siyaset öne çıksın. Terörsüz Türkiye, hatta terörsüz bölge hedefi gerçekleşsin.
Bölgesel kalkınma ve refah odaklı bir istikrar ve entegrasyon süreci
işlesin. Aksi olursa? Çarşamba günü DEM heyeti İmralı’ya gitmek için Adalet Bakanlığı’na başvurduğu saatlerde Milli Savunma Bakanlığı Suriye’de altı teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Bu teröre taviz yok mesajıdır. Ankara tüm senaryolara hazırdır.
#İmralı
#Terör
#Yahya Bostan