|
Yeni Şafaklara Doğru...

Yeni atılımlara hazırlandığımız kampanya dönemimizin eksenine, kuruluşunun 700. yıldönümü nedeniyle Osmanlı''yı aldık. Yerli ve yabancı bilim adamları ve tarihçilerce dünya tarihinin gelmiş geçmiş en görkemli, en imaginatif ve en köklü imparatorluklarından biri olarak kabul edilen Osmanlı İmparatorluğu''nu bütün yönleriyle özlü bir şekilde inceleyen iki önemli kitabı okuyucularımıza armağan ediyoruz.

Osmanlı Kampanyası

Anthony Anderson''ın hazırladığı "Bütün Yönleriyle Osmanlı Hanedanı" başlığını taşıyan ilk kitabımız, Erciyes Üniversitesi''nden Şefaattin Severcan''ın özenli çevirisiyle Türkçeleştirildi. Mustafa Armağan''ın yayına hazırladığı kitapta Severcan''ın, kitabı ve yazarını tanıtan ayrıntılı ve anlamlı bir sunuş yazısı yer alıyor. Kapsamlı bir kaynakçası, zengin bir indeksi olan kitabın en önemli iki özelliği de Osmanlı Sultanlarının kuşe kağıda basılı portrelerinin ve soykütüklerinin bulunmasıdır. "Osmanlı Dünyayı Nasıl Yönetti" başlığını taşıyan ikinci kitabımız ise ülkemizde Osmanlı Araştırmaları''na önemli katkılar yapan yerli bilim adamlarımızın özgün metinlerinden oluşuyor. Kitapta Doç. Şükrü Karatepe Osmanlı''da Devlet Yönetimi''ni, Prof. Abdülkadir Özcan Askeri Teşkilat''ı, Prof. Ahmet Tabakoğlu Osmanlı İktisat Sistemi''ni, Doç. Cahit Baltacı Eğitim Sistemi''ni, Erol Özbilgen ise Osmanlı''da Günlük Hayat''ı konu edinen bölümlerle Osmanlı''yı bütün yönleriyle "masa"ya yatırıyorlar. Osmanlı''nın anlaşılmasına ve anlamlandırılmasına ciddi katkıları olacak bu iki kitabın yanısıra bir de okuyucularımıza Osmanlı haritası armağan ediyoruz. Bugün Osmanlı''nın hakettiği ilgiyi hakettiği şekillerde görememesi gerçekten düşündürücü. Daha 1938 yılında yayımlanan Byzantium başlıklı saygın bir akademik dergide yer alnn bir makalede "Osmanlı''nın unutturulmaya çalışıldığı" vurgulanıyordu. Bu makalenin yayımlandığı tarihten 60 küsur yıl geçmiş olmasına rağmen, nedendir bilinmez, Osmanlı''nın hala şaşırtıcı, hatta ürkütücü bir şekilde unutturulmaya çalışıldığı gözlerden kaçmıyor.

Osmanlı''yı Anlamak İçin...

Oysa özellikle son on yıldan bu yana ABD''de, Avrupa''da, İsrail''de ve Japonya''da Osmanlı araştırmaları konusunda çarpıcı çalışmalar yapılması, üniversitelerde Osmanlı Araştırmaları Kürsüleri açılması, her yıl onlarca konferans ve sempozyum düzenlenmesi sözkonusuyken, Türkiye''de hala Osmanlı''nın mirasının anlaşılması ve anlamlandırılması konusunda derin bir sessizliğin, ilgisizliğin hükümferma olması oldukça düşündürücüdür. Dünyada, tarih bilinci böylesine köreltilmiş başka bir toplum olmasa gerek. Osmanlı''yı, ortaya koyduğu köklü ve çok yönlü mirasıyla ve misyonuyla değerlendirmek ve anlamlandırmak yerine, sadece ya hamasi nutuklar atarak, ya da şaşırtıcı bir şekilde karalamaya çalışarak Osmanlı''yı anlayabilmemiz mümkün değildir. Oysa Osmanlı''nın mirasını ve misyonunu en çok bugün anlamamız gerektiğini düşünüyorum. İslam medeniyetinin yüzyıllarca tek başına temsilciliğini yapmış, Avrupa ülkelerinin bir yandan yüzyıllarca iç savaşlar yaşadığı, birbirleriyle kıyasıya kavga ettikleri, öte yandan da dünyanın çeşitli bölgelerini fiilen sömürdükleri bir dönemde Osmanlı, hükümferma olduğu geniş bir coğrafyada farklı dinlere, dillere, kültülere mensup toplulukları adaletle, huzur ve barış içinde yönetmesini bilmiş, önümüze yeniden icat edilebilecek çarpıcı, imaginatif ve çok yönlü bir deneyim, miras ve misyon bırakmıştır. Bu mirasın ve misyonun yeniden icat edilmesine her zamankinden daha fazla ihtiyaç hissettiğimiz bir zaman diliminde, Toynbee''nin deyişiyle Osmanlı''nın "durudurulmasıyla" birlikte zuhur eden vakumun (boşluğun) hala başkaları tarafından dolduruluyor olması ve Türkiye''nin bu konuda üzerine düşen sorumluluktan, bilinçten ve misyondan adeta şeytandan kaçarcasına kaçıyor olması gerek ülkemiz, gerekse bütün bir İslam coğrafyası adına oldukça düşündürücü ve hatta ürkütücüdür. Yediyüzüncü kuruluş yıldönümünde Osmanlı''nın sadece hamasi nutuklarla ve folklorik törenlerle anılmaya çalışıldığı gözönünde bulundurulunca yeni kampanya döneminde vereceğimiz eserlerin ne denli önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkmış olur.

El Ele, Gönül Gönüle Yeni Şafaklara...

Kampanyamız, yılsonuna kadar bir dizi atılımla yepyeni boyutlar kazanacak. Yeni Şafak''ın yılsonunda hem bir tiraj patlaması yapması, hem de ilave çalışmalarla, eklerle ve artan sayfalarıyla daha güçlü, daha okunur ve çeşitli çevrelerde daha fazla ses getirebilecek çok daha etkin bir gazete haline gelmesi için biz yoğun bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Kampanyamızın son derece profesyonel bir şekilde yürütülmesi için hummalı bir şekilde çalışan, tüm Türkiye sathında temsilcilerimizle başarılı bir çalışma gerçekleştiren Yeni Şafak ekibi adına kampanyamızı yürüten Genel Müdür Yardımcımız Levent Gültekin''in gayretlerini burada takdirle andığımızı belirtmek istiyorum. Yeni binyılda daha güçlü, daha saygın, daha etkili ve düzeyli bir Yeni Şafak sunacağız sizlere. Yepyeni şafaklara koşabilmek için Yeni Şafak ekibiyle okuyucusunun daha bir dayanışma içinde olması gerekiyor. Bugüne kadar okuyucularımızın Yeni Şafak''a gösterdikleri ilgi ve teveccühü burada isimlerini anamayacağım yüzlerce okuyucu mektubundan yakinen bildiğimizi anımsatarak, yepyeni şafaklara doğru hep birlikte el ele, gönül gönüle yürüyelim diyorum.


25 лет назад
Yeni Şafaklara Doğru...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi