Anayasa Mahkemesinin, resmi nikahsız yaşadığı kişiden ayrılan kadına nafaka verilemeyeceğine ilişkin kararının gerekçesi yazıldı.
Bir süre sığınma evinde kalan kadın, çocuklarının kendisine verilmesi istemiyle 8 Ocak 2014'te İstanbul 17. Aile Mahkemesinden tedbir talebinde bulundu. Mahkeme 9 Ocak 2014'te talebi kabul ederek, çocukların anneye teslimine ve bu çocuklar için talep tarihinden itibaren üç ay süreyle aylık toplam 500 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verdi.
MAHKEME BAŞVURUYU REDDETTİ
AİHM'NİN ŞERİFE YİĞİT KARARI
Dini nikah ile evlenen kişilerin dul aylığından yararlandırılmaması şikayetiyle ilgili AİHM'in kararında, "Dini nikaha dayalı olsa bile çiftlerin birlikte yaşadığını ve ortak çocuklarının da bulunduğunu gözeterek somut olayda bir 'aile yaşamının' mevcut olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinin bu sebeple uygulanabilir olduğunu kabul ettiği" belirtildi.
6284 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİ
Başvurucunun, M.E ile resmi bir evlilik akdi olmaksızın dini nikaha dayalı olarak yaklaşık 13 yıl birlikte yaşadığı, müşterek üç çocukları bulunduğu, dini nikaha dayalı olarak birlikte yaşadığı kişiden alınmak üzere 6284 sayılı Kanun hükümleri uyarınca süresiz olarak nafaka verilmesi talebinde bulunduğu hatırlatıldı.
Gerekçede, kanun koyucu tarafından ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi için etkili ve süratli bir yöntem izlenmesi, şiddete maruz kalan veya uğrama tehlikesi altında olan kişinin gecikmeksizin korunması amacıyla Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle belirlenen standartlara uygun olarak 6284 sayılı Kanun hükümlerinin yürürlüğe konulduğu bildirildi.
6284 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen nafakanın aile hakimi tarafından verilecek önleyici bir tedbir kararı niteliği taşıdığı, tedbir kararının en çok altı ay için verilebildiğine işaret edilen gerekçede, "Dolayısıyla söz konusu Kanun hükümlerinin başvurucunun talep ettiği gibi süresiz olarak nafaka verilmesini sağlamadığı açıktır" denildi.
ÇOCUKLAR İÇİN NAFAKA TALEBİNDE BULUNABİLİR
Başvurucunun, müşterek üç çocuğundan ikisinin yanında yaşadığını ve okula gittiğini, bu çocukların masraflarını kendisinin karşıladığını belirttiği ifade edilen gerekçede, ancak başvurucunun derece mahkemeleri önünde çocukları adına nafaka talebinde bulunmadığı kaydedildi.
Bu durumda, başvurucunun aile hukuku hükümleri çerçevesinde resmi bir evlenme akdi bulunmadığı için süresiz nafaka talep edebilmesinin mümkün görülmediği aktarılan gerekçede, başvurucunun müşterek çocuklarının bakımı için iştirak nafakası talep edebilme, maruz kaldığı haksız fiiller sebebiyle tazminat davası açabilme gibi yararlanabileceği başka hukuki yollar bulunduğuna işaret edildi.
"NAFAKAYA HÜKMEDİMLESİ İÇİN RESMİ NİKAH ARANMAKTADIR"
Somut olayda başvurucunun talebinin, 6284 sayılı Kanun kapsamında bir tedbir verilmesine yönelik olmayıp karşı taraftan alınmak üzere süresiz olarak nafaka bağlanmasına ilişkin olduğu belirtilen gerekçede, şu tespitler yapıldı:
Sonuç olarak başvurucunun aile hayatına saygı hakkına yönelik bir müdahale bulunmadığı gibi somut olay bağlamında bu hak kapsamında kamusal makamların pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna varılması da mümkün değildir. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir."