|

Füzeci Kirkor’un izindeyiz

Türkiye’nin ilk füzesini 10 bin metreye fırlatan ve uzaya roket gönderecekken evi yakılarak projeleri yok edilen Bandırma Füze Kulübü kurucusu Kirkor Divarcı’nın ruhu 59 yıl sonra TEKNOFEST’te canlandı. Roketsan Tasarım Müdürü Uğur Arkun’la gençlerin heyecanını konuştuk.

Kıymet Sezer
04:00 - 23/09/2018 Pazar
Güncelleme: 06:47 - 23/09/2018 Pazar
Yeni Şafak
Kirkor Divarcı’nın ruhu, 59 yıl sonra TEKNOFEST’teki roket yarışmasında canlandı.
Kirkor Divarcı’nın ruhu, 59 yıl sonra TEKNOFEST’teki roket yarışmasında canlandı.

1959’da Bandırma Lisesi’ndeki öğrencilerin kurduğu Bandırma Füze Kulübü, Türkiye’nin ilk füzesini yapıp başarıyla gökyüzüne yolladı. Çalışmaların öncüsü Ermeni asıllı Türk vatandaşı Kirkor Divarcı’nın ruhu, 59 yıl sonra TEKNOFEST’teki roket yarışmasında canlandı. Gençlerden oluşan 16 takım, kendi imkanları ve özgün tasarımlarıyla hazırladıkları roketleri 3 bin metreye fırlattı. Kazanan 6 takıma ödülleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verildi. Roket yarışmasına ilişkin yıl başından buyana yürüttükleri çalışmaları Yeni Şafak’a anlatan Roketsan Tasarım Müdürü ve Teknofest Roket Yarışması Koordinatörü Uğur Arkun, “Başvuruları almaya başladığımızda gençlerin aslında ne kadar ilgili olduklarını gördük. Sadece büyükşehirlerden değil Anadolu’nun her yerinden 1500 başvuru aldık. Bireysel çabalar burada takım ruhuna dönüştü. ABD’de her yıl yapılan bu etkinlik Türkiye’de de artık her yıl gerçekleşmeli. Gençlerimizde bu yetenek var. Önemli olan onlara fırsat vermek” dedi. Arkun şunları söyledi:

BU İLGİ BİZİ ŞAŞIRTTI

“Mart ayında başvuruları almaya başladık, bu kadar ilgi beklemiyorduk. 150’nin üzerinde takım ve toplamda 1500’e yakın gencimiz liselerden ve üniversitelerden başvuru yaptı. Bu bizi çok sevindirdi ama ilk organizasyonun bu kadar büyük olması biraz da korkuttu. Bu yarışmanın diğer bir güzel yanı da, onlara büyük ölçekli bir roket füze geliştirme projesinin tüm aşamalarını küçük ölçekte geçme imkanı sunduk. Öğrencileri herhangi bir süreçten geçirmedik; internet ve kitaplardan aldıkları bilgilerle yarıştılar. Bu konudaki uluslararası yarışmanın şartlarını aynen aldık. Bir hedef koyduk: Alçak irtifada 4 kg bir yükü 1500 metre irtifaya çıkarıp yere sağlam indireceksiniz ve parçaları hakeme getireceksiniz. Yüksek irtifada da bunu 3 bin metre irtifada yapacaksınız.”


ÇOK ÖNEMLİ BİR BAŞARI

“Sonra yarışmanın fazlarına geçtik. İsterlerimize göre çocuklar hazırladıkları ön tasarımı sundular. 150’nin üzerindeki takım bu elemede 62 takıma indi. Kritik tasarım aşamasında 32 takım uçuşa gelmeye hak kazandı. Bunların 28’i tasarımlarını istenen sürede tamamladı ve Roketsan’ın Aksaray’daki profesyonel atış alanına geldiler, o alanın tozunu yuttular. Montaj fazında roketlerini topladıktan sonra kontrollerimizden başarıyla geçen 16 takım da uçuşa hak kazandılar. Bunların 8’inin roketi, sağlam yere inerek başarılı oldu. Bu yarışmada istenen roketin sağlam yere inmesiydi ve çok önemli bir başarıdır bu da. Bunlardan da 6 takım ödül almaya hak kazandı.”


ENERJİK PARÇALAR BİZDEN

“Yarışmada amaç daha yükseğe atmak değil, istenen yüksekliği tutturmak ve yere sağlam indirmek. Roketi zamanında ve hafif yapmak. Güvenilir yapmak. Parçalarda özgünlüğü artırmak. Yarışmacılara evlerinde üretemeyecekleri enerjik parçaları biz verdik ama seçim onlara aitti. Katalogdan gerekli olduğunu düşündükleri parçaları seçtiler. Bir tasarımcı gibi seçip parçaları bütünleştirdiler. Geriye kalan her şeyi de kendileri yaptılar; roketin stabil uçması, sürüklenmesi, gerekli hesaplamalar... Mesela roketin gövdesini, elektronik devreleri gibi unsurları tamamen kendileri yaptılar.”

İLGİ, HEYECAN HEPSİ VAR

“Bu konuda tarihimizde öne çıkan Kirkor Divarcı’dan sonra Türkiye’de roket çalışmaları konusunda bireysel çabalar oldu ama bunların hiçbiri organize bir çabaya dönüşemedi. Önemli olan takım olabilmektir. Bu alanda 50’nin üzerinde takım çıkmış olması demek de Türkiye’de bir şeyler var demektir. Burada tohumların yeşerip bitkiye dönmesi sağlandı ve çok kısa bir sürede. Şunu görüyoruz: Aslında ortam sağlanırsa Türkiye’de çok güzel şeyler yapılabilir. Gençlerde umut var, ilgi var, heyecan var. Teknolojik bilinç de var. Şu da çok güzel bir şey ki başvuruları sadece büyükşehirlerden almadık. Anadolu’dan doğusundan batısına birçok ilden gençlerimiz katıldı ve birinciliklerimizin büyük bölümü de bu illere gitti. Bu yarışmanın sonucu Türkiye için umutlu olmamızı gerektiriyor.”


Yarım asır önce yapmıştı

Türkiye’de ilk kez 1959 yılında, Bandırma’da lise öğrencileri tarafından füze çalışmaları için bir kulüp kuruldu. Bandırma Füze Kulübü’nü kuran gençler, oldukça kısıtlı imkanlara rağmen hemen işe koyuldular, hesap kitap yapıp pratik denemelere başladılar. Bu kulüpteki gençler arasında kararlı bir isim vardı: Kirkor Divarcı. Ermeni asıllı Türk vatandaşı Divarcı, ilk füzesi ‘Marmara-1’i 19 Eylül 1962’de fırlattı. 1,5 kiloluk füze,10 bin metre yükselip 150-200 metre uzağa düştü. Marmara-1, ‘ilk füzemiz’ olarak tarihe geçti. Bu başarı, füze çalışmalarını sürdürenlere de cesaret verdi, Divarcı’nın başka füze denemeleri oldu. Füze kulüpleri arttı. Marmara-1 ve Marmara-2’yi Hürriyet-1 ve Hürriyet-2 takip etti. Divarcı, hedefi daha da büyüttü. Üzerinde çalıştığı ‘Aktrüs’ isimli proje kapsamında 4 metre uzunluğunda 500 kiloluk füzeyle uzaya ilk kez bir canlı gönderecekti. Ama görünmez bir elin sabotesiyle, projeler bıçak gibi kesildi. Divarcı’nın evinde çıkan ani bir yangınla tüm proje kül oldu. 1959’da umutla başlayan ve 1963’te zirveye çıkan çalışmalar tamamen son buldu.

#Kirkor divarci
#Roket
#TEKNOFEST
#Uğur Arkun
6 yıl önce