Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), 'şike davası'na bakan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski başkanı Mehmet Ekinci, üyeler Hikmet Şen ve Bülent Kınay hakkında inceleme başlattı. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Azim Yıldırım'ın şikayeti üzerine harekete geçen 3. Daire, hakimler hakkındaki iddiaları araştırmak için müfettiş görevlendirdi.
Dönemin özel yetkili savcısı Mehmet Berk'in yürüttüğü soruşturma kapsamında 3 Temmuz 2011'de düzenlenen operasyonla, aralarında Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 40 kişi gözaltına alınmıştı. Dava sürecinde bir yıl cezaevinde kalan Yıldırım, 'şike yapmak ve örgüt kurmak' suçundan 6 yıl 3 ay ceza almıştı. Cezanın onanmasının ardından Yıldırım ile 6 sanık, yeniden yargılanma ve infazının ertelenmesini talep etti. Talebi haklı bulunan sanıklar İstanbul 13. Ağır Ceza'da yeniden hakim karşısına çıkmıştı. Yargıtay'ın bozma kararının ardından mahkeme, Yıldırım ile birlikte diğer sanıkların da beraatine karar vermişti.
Yaklaşık 1 yıl hapis yatan Aziz Yıldırım, hakkında mahkumiyet kararı veren hakimler Mehmet Ekinci, Hikmet Şen ve Bülent Kınay hakkında HSYK'ya suç duyurusunda bulundu. Yıldırım'ın şikayeti üzerine dosyayı gündemine alan HSYK 3. Dairesi, Ekinci, Şen ve Kınay hakkında inceleme izni verdi. Karar, 1'e karşı 4 oyla alındı. Daire ayrıca hakimler hakkındaki iddiaları araştırmak üzere müfettiş görevlendirdi. Müfettiş incelemesinin ardından hazırlanacak rapor 3. Daire'ye sunulacak. 3. Daire'nin, bu hakimler hakkında soruşturma izni vermesi durumunda ise dosya, 2. Daire'ye gidecek.
HSYK 3. Daire'nin görevlendirdiği müfettişler, 'şike davası'na bakan hakimler hakkındaki şu iddiaları araştıracak:
* Mahkumiyet kararını veren 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin SEGBİS ile kaydedilen duruşmalara ilişkin tutanakları sanık müdafilerine verilmedi.
* Davanın 22. duruşmasında olduğu gibi her bir celse için iki ayrı duruşma tutanağı oluşturularak, her iki nüshası da kendileri tarafından ıslak imzalı ve mühürlü olan bu duruşma tutanaklarından bir kısmında sanıkların ve müdafilerinin sözlü savunmalarına beyanlarına yer vermediler, boş olarak geçtiler.
* Teknik cihazlarla kaydedilen duruşma tutanaklarında, çok defa 'kopyala-yapıştır' yöntemini kullanarak, sanıkların veya müdafilerinin birebir aynı kelimelerle hiçbir değişlik olmadan savunma yapmalarının sözkonusu olmadığı halde, birebir aynı kelimelerle savunmaları yazıldı. Bu şekilde, sanıklar ya da müdafilerinin söylemedikleri tekdüze beyanlar ile sözde duruşma tutanakları oluşturuldu; içeriği itibariyle sahte olan bu duruşma tutanakları Yargıtay incelemesine gönderildi ve bu hakimler sahte resmi evrak düzenlemesi fiilinin ortaya çıkmasına sebep oldular.
