Ben üçüncü maddeyi savunanlardanım: Birileri Özgür Özel’i açıkça tehdit etti. O tokat bir saldırı değil, aksine mesajdı.
Birileri Özel’in burnunun dibine kadar sokuldu. “Ensendeyiz” dediler.
Peki ama kim Özgür Özel’i tehdit edebilir? Şöyle bir okuma yapacağım: Özgür Özel, ikinci kez, saldırıyla gündeme geliyor. İlki iddia idi ve bir komplo ile birleştirildi; güya ayağından vurulmuştu. Neler, neler… Özel de röntgen filmlerini yayınlayarak düşüp bacağını kırdığını açıklamıştı. Ancak bu “politik kumpasın” zamanlaması ve haberin çıkış kaynağı (Antalya’da yerel bir site) dikkat çekiciydi. Kısa bir özet geçeyim:
Özgür Özel, CHP’yi 46 yıl sonra birinci parti yapan genel başkan olarak, yerel seçimlerden hemen sonra yeni bir söylem ve siyaset dili oluşturma arayışına girmişti.
Seçim kazanan genel başkan, kucaklayıcılığı ile uzlaşmacı bir karaktere dönüşmüştü. Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesi, akabinde liderlerin birbirlerine sözlü jestler yapması siyasette yeni bir zeminin inşasına dönüşecekti. Bu arada Özgür Özel de bir lider olarak emanetçilikten kurtuluyordu. Lakin
geçtiğimiz ağustos ayında bir şeyler oldu; Özel birden dil değiştirdi, sertleşti.
Erdoğan’a hakaretler etti. İlginç olan ise Özgür Özel tam da bu dönemde bacağını kırmasıydı. Arşivlere bakın, yazılanları okuyun. CHP odaklı bazı siteler ve yine CHP’ye yakın bazı isimler, farklı iddiaları gündeme getirdiler. Peki bunun bugün, tokatlı saldırı ile ne alakası var? Son iki haftanın gündemine bakalım. Özgür Özel, direksiyonu hangi yöne kırmıştı? Bir genel başkan olarak İmamoğlu’nun yerine kimi cumhurbaşkanı adayı yapabileceğini ilan etmişti? Yanıtları ortada. Toparlayalım:
Son 9 ayda yaşanan iki olayın perde gerisinde Özgür Özel’in “başına buyruk” hareket etmesi vardı. Tablo bu kadar net!