İslami kanalların yayın dünyasına girme aşamasında en çok tartışılan mesele kadınların ekrana çıkma meselesiydi. TGRT evliya hikayeleriyle yayın hayatına başladığında ekrandaki kadın meselesini ve esas önemlisi de ekrandaki başörtülü kadın meselesini stüdyoya doldurduğu başörtülü kadınlarla aşma "becerisini" göstererek çözmüştü. Yayın hayatına atılırken Kur''an tefsiri vererek farklığını ortaya koymaya çalışmış olan kanal şimdi "yok aslında birbirimizden farkımız ama biz TGRT''yiz" anlayışı içinde
İslami kanalların yayın dünyasına girme aşamasında en çok tartışılan mesele kadınların ekrana çıkma meselesiydi. TGRT evliya hikayeleriyle yayın hayatına başladığında ekrandaki kadın meselesini ve esas önemlisi de ekrandaki başörtülü kadın meselesini stüdyoya doldurduğu başörtülü kadınlarla aşma "becerisini" göstererek çözmüştü. Yayın hayatına atılırken Kur''an tefsiri vererek farklığını ortaya koymaya çalışmış olan kanal şimdi "yok aslında birbirimizden farkımız ama biz TGRT''yiz" anlayışı içinde kendini öteki tv''ler karşısında sabitlemeye çalışıyor..
TGRT''nin arkasından gelen Samanyolu ve Kanal 7 kendilerinden önce yapılmış yanlışları yeterince değerlendirme basireti gösteremediler. TGRT''nin alkışlayıcı olarak stüdyoya doldurduğu başörtülü kadınlara onlar bir parça daha sıçrama hakkı tanıyarak ekran önüne getirdi. Ekran önüne getirilen başörtülü kadınlar uzun uzun düşünülmüş, formatlanmış programların sunucusu değildi. Kadın programlarını en iyi kadınlar sunar anlayışından hareket edilerek başörtülü sunucular ile seyirci kitlesine iyi bir mesaj verileceği düşünülmüştü. Gelinen son nokta TGRT ve Samanyolu için kadın programlarını en iyi artist ve şarkıcıların sunacağı oldu. Kanal 7 önden giden atlıların izini süreceğinin işaretlerini son birkaç gündür vermeye başladı bile.
Seyirci kitlesinin önemli bir kısmının başörtülü kadınlar olduğu düşünülen "islami kanalların" kadın programlarını, artist ve şarkıcıların sunmaya başlamasıyla birlikte başörtüsünün kamusal alana ait olarak göründüğü tek yer olan islami ekranlar da başörtülülere kapatılıyor endişesini taşıyanlar çoğunlukta. Durumu; her olumsuzluğu bir takım mercilere yükleme kolaylığı içinde kabul edenlere göre yaşananlar 28 Şubat sürecinin bir ürünü.
Yaşadığı her olayı 28 Şubat''ın bir sonucu olarak görenlerin bu hakkını kendilerine iade ederek konuya farklı bir noktadan bakmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Bir takım merciler başörtülü kadınları ekranlarda görmek istememiş olabilir. Bu bizi bir noktaya kadar ilgilendirir çünkü yasakçı zihniyet her devirde olabilir. Devirleri farklı yapan yasakçı zihniyetin varlığı ya da yokluğu değil bu zihniyete karşı diğerlerinin kendilerini ifade ediş biçimleridir.
Bizim açımızdan esas önemli olan başörtülü sunucuları, seyircilerin ne kadar istediği ve başörtülü bir sunucunun kadın saatini sunarak başörtüsüne kamusal alanda yer açıp açamayacağı.
Başörtülü sunucuyla ilgili olarak seyircilerin tavrını kabaca üç farklı kategoride değerlendirmek mümkün. Birinci kategoride yer alanlar için başörtülü sunucu görmek kendilerini mutlu etmeye yetmektedir. Mutluluğun kaynağı kendilerini ekrandaki yüze yakın hissetmeleridir. Sunucunun ne söylediği, nasıl bir tavır sergilediği çok önemli değildir. Çünkü bu guruptaki insanlar kamusal alan yasaklısı olarak gördükleri kendi kızlarının, kız kardeşlerinin, hatta eşlerinin kamusal alanda, görünme-görme-varolama, yani meşruiyet probleminin; ekrandaki başörtülü sunucunun her gün herkes tarafından görülmesi dolayımından aşılacağını düşünmektedirler.
Başörtülü sunucu ile aynı yaş kategorisinde ya da aynı eğitim seviyesinde bulunan genç kızlar için ise durum kendini aynileştirme noktasında gerçekleşmektedir. Üniversitede okuyan başörtülü öğrenciler, kadın programlarını seyretmenin kendisini ev kadını statüsünde sabitlemek manasına geleceğini düşünerek bu tip programlarla ilgili olarak seyretse bile seyretmediğini söyleme şeklinde bir tavır ortaya koymaktadırlar.
Kadın programlarını zevkle seyreden kadınlar için ise, seyrettiği programı belirleyen sunucunun başörtülü ya da başının açık olması değil yorulmadan, fazla dikkat gerektirmeden seyredeceği program olması önemli olmaktadır. Yani hem yemek yapıp hem de o anda tv''de yapılmakta olan yemeğin yapılış şeklini aklında tutabileceği; hem ütü yapıp hem sunucunun ve konuğunun sohbetine ortak olabileceği bir program. Yani kadın olmayı küçümseyemeyen ille de kadınlara, kadın oldukları için bilinç yükseltici bir yöntem uygulamayan programlar. Ünlü birinin ev içi çekimi, ya da yaptığı, yemek kimlerin nereden alış-veriş yaptığı gibi magazin konularının yanısıra erkeklerin kadınlar, kadınların erkekler hakkındaki düşünceleri. Ne sorulursa sorulsun nasıl olsa sütüdyodaki doktorun "siz en iyisi doktorunuza danışın" diye cevaplandıracağı bir sağlık köşesi vs.
Kadınlara kadınsı olmayı bir zevk ve meziyet olarak gösteren bir programda da ister istemez sunucunun jest ve mimikleri programın cazibe alanını etkiliyor. İşin içine jest ve mimikler yoğun olarak girmeye başladığında sunuculuk şow dünyasının renklerine bulanıyor. Başörtülü sunucu olmanın en büyük çelişkisi burada yaşanıyor. Çünkü başörtüsü şow dünyasına ait değil. Ait olmamalı. Ciddi, olayları sorgulayan bir duruş ise kadın programına uygun değil. O zaman ne yapılmalı?
Kamusal alan mücadelesinde malum medyanın hegomonik tavrına karşılık Kanal 7, özellikle Haber Saati, Çınaraltı, İstasyon, Konuştukça, Bu Ülke, İskele-Sancak gibi programlarla herkese ait ve herkesin kendisini doğrudan ifade edebileceği bir kamusal alanın oluşmasına katkıda bulundu. Fakat bütün bu katkılar bir alanda eksik kaldı. Ekran paylaşımı, harem-selamlık bir anlayışla az izlenen ya da sadece kadınların izlediği düşünülen saatlerde başörtülü sunuculara, herkesin izlediği saatlerde ise erkek sunuculara verildi. Halbuki başörtülü sunucu anlayışının kamusal alan mücadelesi için önemli olduğunu düşünenlerin bilmesi gereken nokta şu: Düşünce ağırlıklı, eleştirel seviyesi yüksek olan programların dışında hiçbir program başörtülü sunucu için -niyet başörtüsünün ontolojik duruşunu muhafaza etmek olduğunda- uygun değildir. Ancak felsefi ya da siyasi seviyesi yüksek bir programın sunucusu başörtülü olabilir. Çünkü başörtüsü böyle bir dünyaya aittir. Yemek yapılan, dikiş dikilen, gündelik konular üzerine konuşulan bir programının sunucusunun başı örtülü olması, okumuş başörtülü kadınların kendilerini ifade edebilecekleri ve zihni preformans olarak öteki kadınlanla kendilerini eşitleyebilecekleri bir alanın oluşmasına zemin hazırlamaz.
