|
Yaralarımızın tarihine şifa bahsi olarak Wonder

I-

Hikâyeyi Eduardo Galeano''nun Aynalar kitabından aynen aktarıyorum.

Ana Fellini küçükken anne babasının bir trafik kazasında öldüğünü zannediyordu. Dedesi ve ninesi ona böyle söylemişti. Dediklerine göre, Anna''yı almaya gelirken bindikleri uçağın düşmesi sonucu ölmüşlerdi.

On bir yaşındayken, birisi ona anne babasının Arjantin''deki askeri diktatörlüğe kaşı savaşırken öldüklerini söyledi. Hiçbir şey sormadı, hiçbir şey söylemedi. Eskiden çok konuşkan bir kız olmasına rağmen, o günden itibaren ya çok az konuştu ya da sustu.

On yedi yaşındayken öpmekte zorlanıyordu, çünkü dilinin altında bir yara vardı.

On sekiz yaşındayken yemekte zorlanıyordu, çünkü yara her geçen gün daha da derinleşiyordu.

On dokuz yaşındayken onu ameliyat ettiler.

Yirmi yaşındayken öldü.

Doktor onu ağzındaki bir kanserin öldürdüğünü söyledi.

Dedesiyle ninesi onu gerçeğin öldürdüğünü söylediler.

Mahallenin büyücüsüyse çığlık atmadığı için öldüğünü söyledi.

II-

Başka türlü Anna''larız hayatın içinde. Dindarların devlet ile ilişkilerindeki sorunlu alan dindar bireylerle seküler bireyler arasında mayalanıp kabarsın diye manşetler ne atıldı bu ülkede. Ne yorumlar yapıldı. Ne hakaret cümleleri kuruldu el bombası niyetine.

Başörtülü kadınlar en olmadık sorunlarla karşılaştı. Ama sadece bazı başörtülüler her sıkıntıyı başörtüsü üzerinden anlattı. Başörtülü olduğum için diye başlayan cümlelerin arkasına sadece “bazı” başörtülüler saklandı.

III-

Başörtülü kadınlarla devlet arasındaki gerilim bireylere yansımasın diye ne çabalar verildi ne gayretler kuşanıldı.

Bunca mutsuz ve tedirgin başörtülü genç kıza rağmen çatışmanın mayası tutmadıysa gayret bizden tevfik Allah''tan düsturu ile yol almamızdandır.

IV-

Şimdi çatışma Kürt bireyler ile Türk bireyler arasında kurgulanmaya çalışılıyor. Dindar Kürtlere bu süreçte çok işi düştüğünü yazmıştım “açılım mevsimi”nin başında.

Bütün yük, bütün sorumluluk bölgenin dindar Kürtlerinin omzundadır. Çünkü Türkiye''nin “geri kalanı” ile ortak dile sahip tek gurup kimliği onlara ait.

V-

Alınganlık biriktiren profile; karşılaştığı her zorluğu “başörtülü olduğum için diye başlayan” cümleler eşliğinde, mağduriyet psikolojisine yaslanan kadınlar üzerinden aşinayım.

Bir mağduriyet psikolojisine yaslananları var her meselenin, bir de sahiden mağdur olanları.

Mağdur olanlar ateşin içinde çözüm derdiyle hemhal.

VI

Viyana''da, Wonder''in o kardeşlik,dayanışma dolu atmosferinde gül yüzlü gençlere nereden geldiklerini soruyorum .Aldığım cevaplar küçük şehirlerin, adı haritada görünmeyen beldelerine dair olunca, üstelik bu beldelerden gelenlerin sayısı ikiyi üçü geçince içime bir huzur doluyor.Bak diyorum N.ye kendini kurtaran geriye dönüp iki kişiyi daha kurtarmış.

Büyük şehirlerden gelenler değil, adı duyulmamış beldelerden gelenleri tanımak üzere soruyorum “nereden geldin? Nerelisin ?”sorusunu.

Hikâyeleri umut üzere mayalamaya çalışırken, nereden geldiniz soruma isyan ile cevap veriyor Muş Malazgirt''ten geldiğini söyleyen delikanlı. Ayırımcılık yapmak ile suçlayıp terk ediyor salonu.

Oysa ben ayırmanın değil, hikâyeyi bütünlemenin derdindeyim. Birimizin acısını hepimizin yapmanın derdindeyim.

VII

Wonder bu sene ilk defa iftar davetini İstanbul''da gerçekleştirdi. Muhteşem bir akşamdı.

Wonder başkanı Yusuf Kara ve değerli Eşi Nadire Hanım onlarca çocuğu olan bir ebeveyn. Bir metefor olarak söylemiyorum. Onlar Viyana''daki gençlerin sahiden anne-babası.

Yaralarımızın tarihinden şifa bahsi çıkarma azmini gösterdikleri için kendilerine minnettarız.

Viyana''ya ilk gidenlerin hikâyesi bir sinema filmi olmalı muhakkak.

Wonder''in başarı hikâyesinde bizi birleştirecek köprüler kayıtlı çünkü.

13 yıl önce
Yaralarımızın tarihine şifa bahsi olarak Wonder
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli