|
Vahdettin’in mezarı Çamlıca’ya getirilsin

Osmanlı’yı yıkmak ve Anadolu’yu Hristiyanlaştırmak için bu topraklara gelen Haçlı misyonerleri, iki tarihe dikkat çekiyor. İlki 1876, ikincisi 1908. 20 yıl Amerika Misyoner Teşkilatı Genel Sekreterliği yapan David Brewer Eddy, İncil’den yaptığı “Makedonya’ya gel ve bize yardım et” şeklindeki alıntıyla söz konusu tarihler için şu ifadeleri kullanıyor:

“Pavlus’un kulaklarını çınlatan ve onu Avrupa’ya ilk kez davet eden çağrı buydu. Son yarım yüzyılda aynı çağrı iki kez Batı’nın kulağına ve yüreğine ulaştı. İlki 1876’da… İkincisi… Beş yüzyıldan fazla süren zulümden sonra Jön Türkler’in 1908 yılındaki devrimi…”

Haçlıları heyecanlandıran iki tarihe baktığımızda ilki 1876 Osmanlı’da yapılan ilk darbe. Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve bir hafta sonra intihar süsü verilerek öldürülmesi. İkinci tarih 1908 ise hepimizin malumu Sultan Abdülhamid’in darbeyle devrilmesi.

İzmir’in Yunan işgalinden ve zulmünden kurtuluşunun 100. yıl dönümünde, CHP zihniyetinin en rezil yüzü tekrar karşımıza çıktı. Uyuşturucu müptelası bir sanatçının sahne aldığı kutlama konserinde kürsüye çıkan İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP’nin ecdada olan kinini tekrar kustu.

Gelen tepkiler üzerine de “Ben Osmanlı’ya söylemedim, Vahdettin’e söyledim. Fatih ile Vahdettin bir mi” ifadeleriyle, söylemini tevil etmeye çalışıyor. Tevile gerek yok, CHP’nin Osmanlı hakkında ne düşündüğünü herkes biliyor. Ama başka bir şeye gerek var, onu konuşmamız lazım.

Sultan Vahdettin üzerinden koparılan bu fırtınanın nedeni üzerinde durmamız lazım. Tunç Soyer, “Bu topraklar kötü yönetiliyordu” diyor ve Vahdettin’i hainlikle itham ediyordu. ‘Vicdansız’ diyeceğim ama hafif kalır. Cahil diyeceğim, cahilliğinden yaptığını düşünmüyorum…

Sultan Vahdettin 1918 Temmuz’unda padişah oldu. Padişah olduğunda, Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna gelinmiş, İtilaf Devletleri galip gelmiş, Osmanlı fiilen yıkılmış, ordusu dağılmış, insan kaynağı tükenmiş bir durumdaydı.

Peki, bütün bunlar ne zaman oldu? İttihatçıların 1908 yılında Abdülhamid Han’ı devirip, Osmanlı’yı Birinci Dünya Savaşı’na dâhil edip, Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanana kadar iktidarda oldukları 10 yıl süre zarfında gerçekleşti.

Siz hiç, CHP’lilerin Sultan Vahdettin’den önceki padişah V. Mehmed veya diğer adıyla Sultan Reşad hakkında ileri geri konuştuklarını duydunuz mu? Tabii ki Sultan Reşad’a, diğer padişahlara ve yönetimlerine kimse hakaret etmemeli. Hatta İttihatçılar başta olmak üzere gelmiş geçmiş hiçbir yönetime de hakaret edilmemeli. CHP’lilerin Sultan Vahdettin’e sövme gerekçesi yaptıkları kötü yönetim, Sultan Vahdettin’den çok CHP’nin babası İttihatçıların yönetimidir.

9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 100. yıl dönümünde bir belediye başkanı niye Osmanlı’ya söver de işgalciye tek laf etmez. Üstelik CHP’nin herkese şirin gözükmeye çalıştığı bir siyasi atmosferde. Bunun iki nedeni var: Birinci neden, Osmanlı’ya sövünce bugünkü yönetime ve onun temsil ettiği değerlere de sövdüklerini düşünüyorlar. İkinci nedense, şirin görünme politikasında CHP’lilerin patlama noktasına geldiğini gösteriyor. Yani maske artık yüzlerinde durmuyor, makyajları akıyor. Ezcümle bu çıkışlar, CHP’deki pörtleme halini gözler önüne seriyor.

Milli değerler, milli bayramlar, tarihi günler üzerinden yapılan bu ayrıştırmaların bir an önce önüne geçilmesi gerekir. İzmir’in işgalden kurtulduğu gün, dönemin Akşam Gazetesi’nin manşeti “Elhamdülillah İzmir’e kavuştuk” idi. O gün İzmir’e kavuşmakla sevinenlerin yeniden sevinmesi için, o gün İzmir’i kaybedenlerin tekrar üzülmesi için ve bu tartışmaları tarihin çöplüğüne atmak için yapılacak tek şey var:

Nasıl ki Ayasofya ibadete açıldığı gün “Elhamdülillah” dediysek, yeniden Elhamdülillah demek için Sultan Vahdettin’in mezarını Şam’dan İstanbul Büyük Çamlıca Camii’nin bahçesine nakletmeliyiz.

Sultan Vahdettin hain değildi, bunu bilmek için tarihçi olmaya gerek yok. Çünkü o, ruhunu fakruzaruret içinde teslim etti. Batı, Türk’e ve Müslüman’a ihanet eden kimseyi fakruzaruret içinde bırakmaz.

#Sultan Vahdettin
#Osmanlı
#İzmir
#CHP
2 yıl önce
Vahdettin’in mezarı Çamlıca’ya getirilsin
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti