|
Basın Konseyi diye bir şey var ama...
Hürriyet gazetesi, "Bin Ladin'in yaşadığı sığınakta İslam'ın kutsal kitaplarının yer aldığı bir kütüphane bulunduğunu" yazar da, kardeş Milliyet geri kalır mı?

O da bizim için "muhteşem bir albüm" hazırlamış.

"ABD'nin maruz kaldığı, tarihin en büyük terör saldırısından unutulmaz fotoğraflar... Ayrıntılı grafikler... Pırıl pırıl kuşe kâğıda basılı."

Daha önce "Balyoz iniyor" manşetinde "ABD, Pearl Harbor'daki 2 bin 500 kaybına karşılık Hiroşima ve Nagazaki'de 250 bin Japonu öldürdü" ipucunu vererek okurlarından bu savaşta kaç kişinin öleceğini hesaplamasını isteyen ve bu "haber"le bütün gazetelerin önüne geçen Star, birkaç gün "silik" bir profil çizdikten sonra atağa kalktı ve 18 Eylül tarihli nüshasında "24 saatte Bağdat'tayız" müjdesini verdi:

"TSK, kara birliklerini Habur sınır kapısı ve Hezil Çayı'ndan geçirerek cephe harekâtına başlarken, genel maksat helikopterleri de komandoları havadan toplanma merkezlerine indirecek. Havadan ve karadan giren birlikler, taarruz çıkış hattı oluşturarak sonra hızla Güney'e doğru inecek..."

İhtiyaç duyulduğu takdirde takviyeler, 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı üslerden kalkacak savaş uçaklarının Irak'a "bomba yağdırması" falan derken "Birlikler 24 saatte Bağdat'a ulaşmış olacak."

Derken, malûm haber/fotoğraf tekrar çıkageliyor.

"Hürriyet dehşet sınırında..."

Malûm hikâye.

Hürriyet muhabiri bizi bilgilendirmek için üşenmeyip ta Pakistan'ın Afganistan sınırındaki Peşaver kentindeki mülteci kamplarına kadar gitmiş!

Hürriyet, haber başlığının altına, belki inanmayız diye, üşenmeden söz konusu yere kadar giden muhabirini (kendisi Hakan Denker) birkaç mülteci ile bir arada gösteren bir de fotoğraf yerleştirmiş.

İki satır haber de var ama önemsiz...

Asıl haber, her zaman olduğu gibi, tabii ki Hürriyet'in bizzat kendisi!

Peşaver, çünkü, isteyen herkesin rahatlıkla gidebildiği ve malzeme (mülteci) sıkıntısı çekilmeyen bir bölge.

Tabii, hakkını yemeyelim; Afganistan'la ilgili en yararlı, en taze bilgiler, her zaman olduğu gibi Sabah gazetesinde...

Gazetenin, "Afganistan leblebi çekirdek" haberleri kategorisinde Afganistan'la Bush'un eyaleti Teksas kıyaslanıyor: "Bush'un Teksas'ından küçük" başlıklı haberde Afganistan'ın toprak büyüklüğü ve nüfusu veriliyor. Habere güzel bir de harita eşlik ediyor. Haritada, Afganistan'la sınırdaş olan bütün ülkelere, tümünün namluları Afganistan'a çevrili "kurşun askerler" yerleştirilmiş... Ayrıca Sabah, allem etmiş kallem etmiş, İran dahil bu ülkelerin hepsini ABD dostu yapıvermiş.

Son haber Zaman ve Yeni Şafak'tan:

Amerika'daki televizyon eleştirmenleri, saldırı sonrası bazı televizyon muhabirlerinin ABD bayraklı kravat takmasının, "savaş çığırtkanlığı yapmak" olduğunu belirterek muhabirleri uyardı.

New York Times'ın televizyon eleştirmeni Caryn James bu tutumu "Medya ile hükümet arasındaki mesafe giderek bulanıklaşıyor. Bu konuda dikkatli davranmamız gerek" diye eleştirdi.

Peki, Türkiye'de?

Türkiye'de de bir Basın Konseyi, bir "Gazeteciler Cemiyeti" var ama...

Onlar, belli ki, mezkur yayınları "savaş çığırtkanlığı" saymıyor.

(Not: Bu yazıyı "Medyakronik"ten "aynen" tırtıkladığım bilgilerle kotardım. Emeği geçen arkadaşlara selam...)
#Basın Konseyi
#ABD
#Usame Bin Ladin
23 yıl önce
Basın Konseyi diye bir şey var ama...
İstanbul nasıl yönetiliyor sanıyorsunuz?
Daha fazlası
Yaşasın kabak!..
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek