|
CHP hastalığı

Türkiye''nin dış politika bakımından karşı karşıya kaldığı muzâyaka, aynı derecede iç politikasına da yansıyor. Buradaki muzâyaka, sırf Avrupa Birliği ile yaşadığımız sorunlarla sınırlı değil bildiğimiz kadarıyla. Kıbrıs''ta 30 yıldır devam eden sorunlar, Kafkasya meselesi ve son olarak ABD''nin müdahalesine sahne olan Irak, Irak''ın geleceği ve Kuzey Irak meselesi vs.

Dış ve iç politika

Hatırlamak gerekir ki, Türkiye 28 Şubat dönemine, dış politikasındaki ciddi bir kırılma ile girdi. 28 Şubat öncesinde içine sokulduğumuz İsrail-ABD eksenini, Türkiye''nin taşıyabilir hale gelmesi ve bir mânâda da içselleştirmesi için bu müdahalenin gerçekleştirildiği şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu?

Dolayısıyla, Türkiye gibi bölgesel ve uluslararası güç dengeleri bakımından önem arzeden bir ülkenin, çok farklı istikametlerden esen rüzgârlara açık olması kadar tabiî birşey düşünülemez. Daha doğrusu Türkiye''ye yönelik çok farklı ve birbirine zıt ilgilerin teşkil ettiği vakum alanlar oluşabiliyor. İster istemez, vakum alanlardan birine veya birkaçına tekabül eden, denk düşen iç politika tezahürleri ile de karşılaşabiliyoruz. Yerine göre dış tesirler, yerine göre de karşı duruşlar biçiminde siyasi tavırlarda olduğu gibi.

Bu satırlarımızla, Türkiye siyasetinde rol alan siyasal kurumlarımızı, herhangi bir şâibe içinde görmek değil muradımız. Tam aksine ülke ihtiyaçlarımız ve ülkemizin geleceği nâmına, kendine mahsus yaklaşım farklılıkları olarak mütâlea etmek gerekir bu durumları. Ayrıca da zaman içerisinde, değişen şartlara göre, siyasal kurumlarımızın lâzım gelen bir özeleştiri yaparak, daha gerçekçi duruşlara girebildiklerini görüyoruz.

Bundan bağımsız olarak, bazan da öylesi durumlara şahit oluyoruz ki, siyasal partilerimizin sağlıklı bir muhakeme ile ulaştıkları bir duruşu ve tercihi, hazmedemeyen sınıflar göze çarpıyor. Görünür-görünmez mihraklar; -ki bunların bir haylisi ya dışarısı ile bağlantılı bir lobi, ya da iflâh olmaz hizip kümelenmeleri biçiminde olabiliyor- siyasi partilere asla rahat ve huzur yüzü göstermiyorlar.

CHP''deki aşiretçi yapı

Nitekim son günlerde, ülkemizde önemli toplumsal kesimlerin sözcüsü mesâbesindeki bazı siyasi partilerin içini karıştırmak, onların ortaya koyduğu açılım politikalarını sabote etmek sadedinde müdahalelerden geçilmiyor. CHP''deki tabansız, fakat müstemleke valisi gibi olur olmaz herşeye de karşı çıkan bazı kaşarlanmış partililerin yaptıkları, bu bakımdan son derece anlamlıdır. Düşünün bakalım kim bunlar?

Asla isim vermeye değmez, çünkü tabanları yoktur. Fakat CHP örgütlerini de ayrık otu gibi sarmışlar. Özellikle Mehmet Moğultay ismini vermekte mahzur yoktur. Bence bir de Fikri Sağlar!.. CHP''yi verem döşeğine düşüren hastalığı bunlar taşıyor çünkü.

Bunlar ve buna benzer sınıflar, Türkiye genelinde teşkil ettikleri oy nisbetinin belki on, belki yüz nisbetinde, bu partinin il-ilçe örgütlerini ve delege yapısını tamamen mezhepçi bir yapı üzerine oturtmuşlar. İşte Türkiye halkı CHP''ye böyle bakıyor ve bu partiden ürküyor. 1980''den beri de, Sünnî kesimlerde çok görülen klasik CHP''li aileler bu partiden kademe kademe koptular. Anadolu köylerindeki eski, eşraf ailelerinin hiçbiri CHP''de değil bugün. Düşünün bir kerre!.. Trabzon''un, Rize''nin eski Halk Partili seçmenleri şimdi nerede? Bu bakımdan, şu tesbite iyi dikkat edin: Bu aileler DYP''ye ve ANAP''a değil, özellikle Refah''a ve MHP''ye transfer oldular. 1980''den bu tarafa Türkiye böyle süreçler yaşadı. Kaldı ki bunlar bilinmeyen şeyler değil.

Marjinal gruplar

Dolayısıyla CHP, zaman içinde ulusal niteliğini yitirdi ve bazı marjinal alt-kültür gruplarının eklektik deposu haline geldi. Aşırı batıcı üst toplumsal sınıfların desteğini de bir yana bırakırsanız, geriye kalan nisbetin ne ifade ettiğini varın siz takdir edin.

İsterseniz birşey daha söyleyeyim size: Anadolu Türkmen Alevîleri bile, CHP''nin bu durumundan rahatsızdırlar. Çünkü kaçıyorlar bu partiden. Bilmem dikkat ettiniz mi? Son hapishane eylemleri sırasında bu grupların iştiraki bulunmuyordu. Buradaki farklılaşma bile o kadar mühim ki tahmin edemezsiniz. CHP''nin durumunu biz değil, kendisi de bir CHP''li olan Zülfü Livaneli özetlesin size:

"...delege ağalığından, bağnazlıktan, bölgesel ve etnik bazlı fraksiyonlardan (parti) arınmaya çalışınca da aynı kişiler "Ne oluyor?" diye ayağa kalkıyorlar."

Bu arada HADEP ve DYP''ye yönelik iki önemli gelişmeyi ayrıca yazmak gerekiyor.

23 yıl önce
CHP hastalığı
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?