Düzen kaybı kaygı yaratır. En çok da düzeneği kuranlarda...
Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaşanan ‘değişim rüzgârlarını’ sadece 24 Haziran seçim sonuçlarına bağlarsanız, yönetimini değiştirmiş ama Türkiye ve dünya ile uyumsuz kalmış CHP trajediyi tekrarlar...
Türkiye on yıllardır huzur arıyor. Özellikle son 3 yıl içinde bertaraf ettiğimiz ağır saldırılar hep bu sonuca erişmek üzere olan Türkiye’yi çelmelemek içindi...
Sürekli adrenalin altında yaşayan bir ulus bu gerçekleştiğinde sakinleşecek ama yaşadıklarının ‘anomali’ olduğunu unutmayacak.
Artık normale gidiyoruz...
Muktedir, kapsayıcı ve dengeli bir iktidar, ülke ve millet menfaatlerini korumakta özenli, doğru yapılan işlerde şefkatli ve yapıcı bir muhalefet, güçlü ekonomi ve tezahürü seri/sağlam ordu zamanıdır...
Peki, ‘bu sonuçlar ve muhtemel olumlu gelişmeler sadece 24 Haziran’ın sonucu değil’ ne demek?..
Öylesi dar çözümleme olur. Şu an Türkiye’de a-ritmik tek unsur CHP’dir. Türkiye ile uyumlu hale gelmesi yetmez. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim sonuçlarını ve doğal olarak iktidarı meşru saymaması o demek. Bu duruş, dünyada hangi siyasi düzleme basıyor? Ve o siyasi zemin sağlam mı, yoksa kayıyor mu?
The New York Times, Çarşamba gün dört başı mamur bir George Soros incelemesi yayınladı. Çıkarılması gereken şu kadardır; Küresel düzen için arzu ettiği sistem ve bunu kurmak adına benimsediği yöntem yeniliyor. Kaybediyor ve korkuyor. Ama ‘yanlış yaptığını’ düşünmüyor. Kurduğu ideolojik doğrulama ve yanlışlama aklının, ‘Trump ve benzerleri kötü, liberaller iyi’ kıyasının/kabulünün konjonktür ve halklar tarafından umursanmadığını da anlamıyor. ‘Zamanın ruhu’ kendi malları olmasına rağmen ıskalıyor(lar). (‘George Soros bet big on Liberal Democracy. Now he fears He is losing’, 17/08, The New York Times.)
Perşembe günü Ertuğrul Özkök de aynı metne gönderme yaptı. O’na göre de Soros kaybediyor. Yorumuna tek şerhim, ‘Türkiye’de hem solcuların hem muhafazakârların sevmediği’ cümlesiyle Soros’a yönelik hissiyatı tarif etmesi. Milliyetçiler de sevmiyor. Ama solcular için ‘hangi solcular’ diye sormalıyız.
Soros türünden küresel ‘tirbuşon’ rolüne soyunmuş figürler, ideolojiler üzerinden değil yerel çıkarlar üzerinden satın alınır, desteklenir.
Soros tezgâhları son 10 yıl içinde Türkiye’deki hangi gelişmelerle/eylemlere buluştu? Yanında hangi “yerli” güç merkezleri vardı?..
Hasılı, konuşulması gerekir konudur. Ertuğrul beyle konuşmak da yerindedir!
Soros cepte, ilerleyelim...
Brüksel-NATO, Londra-Trump, Helsinki-Putin veTrump zirvelerinin toplamları bir sonuç bildirisinde cem edilseydi, yeni dönemin manifestosu olurdu.
Bunu iyi anlatan notlardan biri de, Trump’ın başkan seçildiği 2016 seçimlerine Rusya’nın müdahalesini araştıran ABD’li savcı Robert Mueller’in açtığı soruşturmada suçlanan 12 Rus vatandaşının sorgulanmasına, tüm dünyanın gözleri önünde Putin’in izin vermesiydi.
Karşılığında ‘bir kişiyi’ sorgulamak istediklerini söyledi.
Esasen bu ‘cevap’ Trump’a değil. Trump’ı ilk günden etkisizleştirmeye çalışan Obama-Clinton şebekesine. İşte o şebeke aynı zamanda Soros’a, oradan Ukrayna’ya, renkli, kadifeli olanlara, nihayet Türkiye’yi sıkıştıran iç dengelere yaslanıyor.
‘Bir kişi’ de aynı. Bill Browder. Hermitage Capital Management adlı şirketin CEO’su olan Browder, 2005’e dek Rusya’nın en büyük dış yatırımcısıydı. Sonra Rusya’ya girişi engellendi. Avukatı Sergei Magnitsky, Rusya’da on milyonlarca dolarlık yolsuzluk iddiaları ortaya attı, 2009’da Rusya’da hapishanede ölü bulundu. Ölümünün ardından ABD, ‘Magnitsky Yasası’nı çıkardı (2012). Rusya’nın ABD’deki varlıkları donduruldu ve Rus işadamlarının Amerika’ya girişi engellendi. Her türden kutuplaşma böyle başladı...
Kremlin, Browder’in Rusya’da kazandığı milyar dolarları ABD’ye aktardığını, vergi vermediğini ve bir kısmını da Demokrat Parti’yi desteklemekte kullandığını düşünüyor.
Bu suçlamalara Browder’ın verdiğin cevaba bayılacaksınız; “Putin, Helsinki’de beni ABD’den isteyerek hata yaptı. ABD’de doğmuş olsam da İngiltere vatandaşıyım. Ve İngiltere topraklarında Noviçok gazıyla zehirlenen Rus ajanlardan sonra İngiltere Başbakanı Theresa May’in Putin’e bir çift sözü olacaktır”... (Bu cevabın şifreleri, oyun ve oyuncular hakkında çok şey söylüyor.)
Bundan sonrasının nasıl gelişeceğini, Trump’ın yurda dönüşte Helsinki’de zikrettiği cümlelerden çark etmesinden çok, yılsonunda ABD’de gerçekleşecek seçimler ve “zirvenin olumlu sonuçları yakında görülecek” sözlerinden anlayabiliriz...
Kılıçdaroğlu meselesine gelince...
Eğer CHP yerkürede yaşanan politik dönüşümlerin partilerine etkisini 24 Haziran tövbelerinin üzerine yerleştirebilirse, kaybedenlerle rabıtalarının otopsisini yapabilirse, Türkiye ile uyumlu bir ana muhalefet partisi herkese iyi gelecektir...
Aksi halde, “Türkiye’yi fazla Türkiye bulan” kesite katılırsa, tarihin derinliklerinde boğulacaklar...
Kimse de o kör kuyuya eğilip, ‘sesimi duyan var mı’ diye bağırmayacak.
