
Bir ''Türk tiyatrosu'' var mıdır? Yoktur! Son yüzyıl Türk tiyatrosu, evrensel bir oyun çıkarabilmiş midir? Çıkaramamıştır! Yine son asır Türk tiyatrosu, uluslararası unvan sahibi bir oyuncuyu dünya sahnelerine bağışlamış mıdır? Hayır!
Peki, Türk tiyatrosunu temsil eden ''klan'', sesini ne zaman yükseltir? Bankamatiğine, sınırlarını kendi çizdiği özgürlüğüne, aslî görevi olan sahneyi yedeğine alıp dizi dizi koşmasına tepki gösterilmesine dokunulduğu zaman...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları üzerinden başlatılan ve adeta patolojik bir çığa dönüştürülen tartışmalara bakınca, aklıma, William Hazlitt''in sözü geliyor: Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.
Ama bizim bir tiyatromuz yok ki!
Gelenekseli, ''gerici/yobaz'' yaftasıyla bir sandığa kilitleyip denize atacaksınız. Ramazan çadırlarında iftarlığa dönüştüreceksiniz veya taşralı ''gericiler''in maskarası yapacaksınız. Gelenekli oyun deyince sadece ''Lüküs Hayat'' ve daha birkaç eski İstanbul komedisine sahne imkanı vereceksiniz. Yerli oyunlara, Necip Fazıl''a, Turan Oflazoğlu''na ve hatta bazen Haldun Taner''e dudak kıvıracaksınız. Bunun karşılığında, tartışmaların fitilini ateşleyen Otobüs, Arzu''nun Onda Dokuzu, İntiharın Genel Provası gibi oyunları çevire çevire oynatacaksınız. Bu oyunları, sadece ''kendiniz için'' oynayacak, ne eleştirmenlerin, ne de seyircilerin eleştirilerini ve tepkilerini ciddiye almayacaksınız...
Devletin elini sanattan çekmesini isteyenler safında yerimi aldım. Örnek verilen modern ülkelerde devletin operası, balesi, tiyatrosu vs. olabilir. Ancak, Türkiye''de bu işlerin mantığının sakat olduğuna inanırım. Devlet eliyle müzik, devlet yardımıyla tiyatro, devlet kasasından opera, sanatın önündeki en büyük engeldir. Ancak bu böyledir diye, bu işleri devlet eliyle yapan insanlar, destek gördükleri ''erk''i ve göz göze sanatlarını icra ettikleri halkı hiçe sayma hakkını kendinde görmemeli/görememeli.
Recaizade Ekrem''in ''Tiyatronun öteki sanatlara üstünlüğü, sadece eğlence olarak kalmayıp, genel ahlakı temizleyip arılaştırmasıdır'' sözü tam da söylemek istediğim ''şey''e denk gelir.
Sanat, genel anlamıyla toplumun estetik, ahlak ve düşünsel gelişimine hizmet etmelidir. Yani, halkı ıskalamamalı, halk için olmalıdır.
Yusuf Kaplan''ın ''Türk tiyatrosu, çoktan öldü. Entelektüel, sanatsal ve ''teatral'' kökleriyle bağ kuramadığı için, sadece Batı tiyatrosunun karikatürlerini ürettiği için bitti'' tespiti bu anlamda çok doğrudur.
Şimdi, Şehir Tiyatroları''nı yaşatmaya çalışan ve böyle bir kurumun yaşatılması için çaba gösteren, kendini şehirlilere karşı sorumlu hisseden ve daha da önemlisi ''hesap vermekten korkan'' bir irade, tiyatro içinde oynanan tiyatroya geç de olsa müdahale etti, kıyamet koptu. Müdahale süreci, yeni ekibin hedefi, repertuar kurulu konusundan hiçbir malumata sahip değilim ancak bu kendine dönüş, halkın tiyatroyu yeniden keşfine yarayacak bir hamle gibi görünüyor. Kültür İşleri Daire Başkanlığı görevine getirildikten sonra şehirlilerin hakkı olan mekanlarda, hak ettiği etkinlikleri takip etmesi için yoğun bir çaba sarf eden Abdurrahman Şen''in, ''siyasi'' iradenin de desteğiyle ve ama keskin bir tırpanla doğrayıp parçalamadan süreci büyük bir olgunluk ve yetkinlikle yönettiğini/yöneteceğini düşünüyorum.
Sanatçıların, vakıfların, üniversitelerin ve daha pek çok sivil inisiyatifin repertuar oluşturma sürecine katkı sağlayacağı ''Edebi Kurul''un, bir ayağının dünyaya, diğer ayağının ise kendi iç dinamiklerine açılacağını ümit ediyorum.
Bu konuda söylenecek çok şey olduğunu biliyorum ancak yapılacak şeylerin söyleneceklerden kat be kat fazla olduğuna da inanıyorum.
Öyleyse, hiç kimseyi ötekileştirmeden, herkese eşit mesafede durarak merkezine insanı olan her yeniliğe destek vermeliyiz.
Şehir Tiyatroları bizim...
Madem bu şekilde varlığını sürdürme hakkını kullanıyor, bize düşen, tıpkı Fransa''da veya İngiltere''de örnekleri olduğu gibi bir ''kamu'' hizmeti gören bu kurumda oluşacak ''sanat kurulu''na destek vermek, fırsat vermek ve sonuçlarını beklemek...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.