Geçtiğimiz günlerde Melek Mosso ismiyle sahnelerde ahkam kesen bir şarkıcının aldığı ödülden sonra yaptığı konuşma vesilesiyle “seçim kombini” gündeme geldi. Burada dikkat edilmesi gereken üç olay var.
Bir şarkıcının konserlerinde yaptığı konuşmalar. Ahlaksızlığı özgürlük kisvesi altında cesaretlendiren konuşmalar. Olabilir. Kendi tercihidir. Herkesin ahlak anlayışı kendinedir. Bu şarkıcıyı görmezden geliriz olur biter. Ahlakın önemli olduğunu ve bizimle aynı “düşündüğüne” ve “inandığına” kanaat getirdiğimiz bir belediye veya kamu kurumu bu şarkıcıya konser düzenliyorsa tepki gösteririz olur biter.
Seçimden önceki günlerde yapılan bir sokak röportajında yaşlı başlı bir kadın, bir kadına sadece Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklediğini söylediği için “.iktir .rospu” dedi ve karşısındakileri kutuplaştırıcılıkla suçlayan ama esas kendileri kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı bir dil kullanan ağzı salyalı muhalif güruh bu kadının lafını sloganlaştırarak kullanmaya başladı. Seçime giderken bu kadının eşarbının ve gözlüğünün benzerlerini takarak oy kullandılar. Ve bunu utanmadan, sıkılmadan sosyal medya hesaplarında paylaştılar. Bunu yaptılar çünkü bu zavallılar seçimi kazanacaklarına inanmışlardı. İçlerindeki gerçek duygularını bu şekilde gözler önüne sererek asıl yüzlerini gösterdiler. İşte Melek Mosso adını kullanan (gerçek soyadı Davarcı) şarkıcı da bu akıma kendini kaptıranlardandı.
Ama seçimin hengamesinde
ve yoğunluğunda yediği
herze görülmedi.
Melek Mosso geçtiğimiz günlerde aldığı bir ödül töreninde yaptığı konuşmayla tekrar gündeme gelince (tekrar diyorum çünkü geçen sene bu zamanlarda da benzer bir şekilde Melek Mosso gündeme gelmişti. Bkz. İsmail Kılıçarslan’ın 31 Mayıs 2022 tarihli O zaman bu kupa Akşemsettin Hazretleri’ne gelsin başlıklı yazısı) “seçim kombini” de dikkati çekti. Yaptığı konuşmada da öyle abartılacak bir husus olmadığını düşünüyorum. Kadınların ezilmesi, horlanması, ittirilmesi gibi hususlar var. Sanki birileri onu susturmaya çalışıyormuş gibi de kimse beni susturamayacak filan da diyor.
Kamuoyunda tartışılan esas olay ise AK Partili Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi’nin düzenlediği 57. Tekirdağ Kiraz Festivali’nde tüm tepkilere rağmen bu kadının konser vermesi oldu. İlk başta tepkiler üzerine Melek Mosso sosyal medyadan “Çok üzgünüm” başlıklı bir metin yayınladı. Hemen sonrasında ise belediyenin konseri iptal ettiği haberi yayıldı sosyal medyada. Sonradan anlaşıldı ki konser iptal edilmemiş.
Mosso’nun açıklamasına değinmekte fayda var: Öncelikle ben samimi olarak pişman olan birisini görmüyorum bu metinde. Gerçekten samimi olan bir kişi özür diler, sadece çok üzgünüm demeyle olmaz bu iş. Üzüntüsünün kaynağını açıklamıyor, o açıklamayınca biz de anlamıyoruz. Ne diyor Melek Mosso “Amacımın kimseyi üzmek ya da ayrıştırmayı tetiklemek olmadığını beni tanıyan herkes bilir, tanımayanlara da ben, açık yüreklilikle ifade edeyim; öyle biri değilim ve yaşananlardan dolayı üzgünüm.” Üzüntüsünün nedeni nedir acaba Melek Mosso’nun? Küfür edenleri bayraklaştırdığı ve idolleştirdiği için mi üzgün yoksa bu bayraklaştırma ve idolleştirmeden dolayı tepki gördüğü için mi üzgün?
“Günün sonunda görüyorum ki, artık daha da çok birleşme zamanı. Ayrı gayri olmadan, bir olma.. Bu gerginlik duvarına bir tuğla da ben koymayacağım. Bu sebeple ben de 8 Haziran’daki konserimin yapılmamasının daha doğru olacağını düşünüyorum.” diyor metnin devamında. Özel bir şirket tarafından, bilet satın alınarak gidilen konserinin iptal edilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyor lakin bir belediye tarafından herkese açık ve ücretsiz olan konserinin iptal edilmesinin doğru olduğunu düşünmüyor. İşin bu kısmını ben anlayamıyorum. Konserde belediye başkanının Melek Mosso’yla sahneye çıkıp onu övmesi ise tam bir akıl tutulması. AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mesten Özcan’ın konserden önce “Tepki oldu ama reklamımız da oldu. Müzik evrenseldir, müzik insanın ruhuna iyi gelir, biz artık seçimimizi bitirdik, siyaseti konuşmanın ne bize ne de müzik yapan sanatçılara faydası var, dolayısıyla bir işimizi yapacağız, herkes işini yapacak, biz eğlenmek istiyoruz” minvalindeki sözlerini dinleyince ise tüylerim ürperdi.
Kendisine oy verenlere, sadece oy verdikleri için, hakaret edenleri baş tacı edip onlarla kucaklaşmak akıl alır gibi değil. Ayrıca bunun kararını verecek olan sadece seçilmişler değildir. Eğer bir kucaklaşma, helalleşme olacaksa oy veren herkesin bunda söz hakkı vardır.
