Bu köşede yazmaya başladığımda, kafamda vardı böyle bir şey. Fransa''nın eski Parnasse ekolü için, "şiirle resim yapmaya çalışmışlardı" denir. Ben de yazıyla resim yapabilirdim pekâla. Yapabilirdim ama, bu elbette ki farklı bir resim çalışması olacaktı. Düşündüm ve medyada öne çıkmış, gündem işgal etmiş kişilerin "portrelerini" yapmaya karar verdim. "Yolda" gördüğüm ve göze batan ünlülerin portrelerini yapacağım. Aynı zamanda geçmişte kalan ve bugün şu ya da bu nedenle hatırladığımız önemli yüzleri "çizmeye" çalışacağım. Haa şunu da hemen söyleyeyim; bu çok öznel bir portre çalışması olacak. Benim bakışımdan süzülecek. Diyelim bizim tüccar-sanatçıların yaptığı Atatürk posterleri gibi değil de; belki Paul Klee''nin, Van Gogh''nun tabloları gibi olacak. Velhasıl yolda okurları zaman zaman burada "portre" okuyacak, bilgilerinize sunarım.
Devlet Bahçeli''nin mimiklerine dikkat ettim. Onun, seçimlerin hemen akabinde gazetecilerin soruları karşısında takındığı tatlı-sert tavır, salı günkü basın toplantısının da asıl konusuydu benim açımdan. Baktım; adamın dudak hareketleri bile belli bir disiplin içinde seğiriyor ve hareket ediyor. Alnı, daima kırışıklıklarla dolu. Böyle alınlar, çoğu zaman içerdekiyle dışarıdaki arasında büyük çelişkiler olduğu zaman ortaya çıkar. Yani çelişkiden doğan gerilimin en doğrudan görüldüğü yer alındır.
Seçimlerden hemen sonra yapılan mülakatlarda, Devlet Bey özel hayatıyla ilgili sorulara elinin tersiyle resmi cevaplar verdi. Bir gazetecinin "Aşk" hakkındaki bir sorusunu "Böyle konuları geçelim efendim" diye cevapladı. Ama evlilik sorusunu daha yumuşak bir cevapla karşılamayı tercih etti. Yani resmiyete ve nizamiliğe hayatî bir önem atfediyor. Her yıl Kayseri''deki Erciyes Şöleni''nde silah atılır; ama ilk kez geçtiğimiz şölende o kadar sert tepki gördü silah atan ülkücü: Devlet Bahçeli konuşmasını kesti ve "o arkadaş ülkücü disipline uymuyor ve bizden değildir!" diye gürledi.
Seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz MHP ile neredeyse özdeş olmuş "bıyık" artık gözden düşmüştü. Çünkü Devlet Bey öyle istiyordu. Hatta kırsallığın ve görgüsüzlüğün örneği olarak görülen beyaz çorabın yasaklandığı şaiaları bile yayıldı.
Bütün bunlar Devlet Bahçeli''nin varlığıyla ve etrafına yaydığı o gergin disiplinle MHP''yi bir yerden alıp sırtında başka bir yere doğru taşımakta olduğunu gösteriyor. Onun bir akademisyen olduğunu biliyoruz. Ayrıca bekâr bir akademisyen olduğunu da biliyoruz. Demek ki gerilimi ve disiplini, MHP''yi bir hamur gibi yoğurmaya devam edecek. MHP''nin birkaç yıl, ya da diyelim on yıl sonra alacağı "şehirli parti" görüntüsünün üzerinde, onun güçlü parmaklarının şekli çıkmış olacak. Kaya gibi bir yüz, hiçbir şey yapmadan beklese bile; MHP''de iş yapabilir çünkü.
