|
Bir kaostur gidiyor

Hükûmetimiz, terör devleti İsrail’in mazlum ve mağdur Gazze halkına uyguladığı soykırım konusundaki tavrını ilk günden itibaren ortaya koymuş ve hiçbir zaman değiştirmemiştir.

İsrail’i yanında kayıtsız şartsız saf tutan Hristiyan Batı ise yakın bir zamana kadar Filistinlilerin imhası yolunda yürütülen savaşı destekleyip durdular. Amaç belliydi; Orta Doğu’da çıkarları için ‘köprübaşı’ olarak gördükleri İsrail’in yayılma politikalarını başarılı kılmak…

Gazze dümdüz edildikten sonra kendi halklarının isyanıyla yavaş yavaş mecburen aklıselimi avdet etme yolunda adımlar atmaya başladılar. Önce Macron ‘isyan bayrağını’ açtı… Onu, İngiltere başbakanı izledi. En sonunda iş, İspanya Başbakanı Sanchez’in Filistin devletini resmen kabul edeceklerini açıklamasına kadar vardı…

Bir de akıl sağlığının ne kadar yerinde olduğu tartışılan ABD Başkanı Biden’ın MSNBC televizyonuna verdiği röportaj var… “Refah’a saldırı kırmızı çizgimiz” dediği röportajda “Ama asla İsrail’i yalnız bırakmayacağım. İsrail’in savunması hâlâ kritik. Yani kırmızı bir çizgi yok” diyerek kendini yalanlamayı da başardı…

Bu durum CHP içindeki liderlik, yönetim, ideoloji, politika kaosunu hatırlatmıyor mu? Afyonkarahisar’da konuşan Grup Başkanvekili ve CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal, belediyenin kapılarının DEM’liler dışında bütün partilere açık olacağını söyleyince ortalık karıştı… Özgür Özel Bey olayı ‘dil sürçmesi’ diye geçiştirmeye çalışırken Burcu Hanım “Sözlerimin arkasındayım” deyince bu sefer devreye İBB Başkanı girdi: “Ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka bir parti!..”

Cumhurbaşkanı’nın deyişiyle “CHP’de sabah erken kalkan, eline mikrofonu önce alan Özgür efendiden rol çalıyor”…

CHP’deki kaosun çok daha büyüğünü Gazze konusunda yaşayan ABD’de bile bu karmaşaya engel olmaya çalışan güçlü sesler çıkabiliyor. Senatör Bernie Sanders, Türkiye’de de viral olan konuşmasında bakın ne demiş:

“İsrail’in gelişigüzel bombardımanı ve insani yardımların sınırı geçmesine yönelik kabul edilemez kısıtlamalar nedeniyle 100 binlerce çocuğun açlıkla karşı karşıya olduğu Gazze’de bugün korkunç bir felaket yaşanıyor.

…Gerçek şu ki, Amerikalı vergi mükellefleri olarak biz de bu insani felaketin suç ortağıyız.

…İsrail son beş ayda yaklaşık 31 bin Filistinliyi öldürdü ve üçte ikisi kadın ve çocuk olmak üzere 72 binden fazlasını yaraladı.

…Ayrıca 364 sağlık çalışanı, hasta ve yaralılarla ilgilenmeye çalışan kişiler ve durumu haber yapan 132 gazeteci de öldürüldü.

…Gazze’deki konutların yüzde 70’i ya hasar gördü ya da yıkıldı.

…YouGov’da yapılan bir anket, Amerikalıların yüzde 52’sinin, Gazze’ye yönelik saldırılarını durduruncaya kadar ABD’nin İsrail’e silah sevk etmemesi gerektiği konusunda hemfikir olduğunu gösterdi. Başkan Biden’a oy verenlerin yüzde 62’si de bu görüşü destekliyor.

…Yani genel olarak Amerikan halkı, özelde ise Başkan Biden’a oy verenler bu savaşın bitmesini, yıkımın durdurulmasını istiyorlar.

…Netanyahu’nun savaşını eleştirirken, devam etmesini sağlayacak 10 milyar dolar daha vermek kadar saçma sapan bir şey olamaz.”

Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, yaklaşık bir ay kadar önce açıklamıştı… 5 gemi, 12 uçak ile Filistin’e gönderilen yardımların toplamı yaklaşık 34 bin tonmuş. UNRWA iş birliğinde 26 bin ton un gönderilmiş. Her biri 2 bin ton taşıyan 2 gemi daha ulaştırılacakmış. Bizim İBB Başkanı’nın karikatür gibi PR aksiyonuyla Filistin kefiyesini boynuna dolayıp, Kızılay aracılığıyla bölgeye gönderilen bir tırın önünde verdiği görüntüyle Gazze’ye ‘gerçek yardımı’ kendisinin yaptığı algısını yaratmaya çalışması, muhalefetin bir konuda daha kaos içinde olduğunu kanıtlıyor.

Günün sözü
“Kaos, dünyanın değil zihnin bir durumudur.”

Marty Rubin, Kanadalı yazar

Gözümüze takılanlar…

*Tüm İslam aleminin mübarek Ramazan ayını en içten dileklerimle kutlarım. Bu kutsal ayın tüm dünyaya huzur, bereket ve manevi aydınlık getirmesini temenni ederim.

*Bugün 12 Mart… 1971 tarihli muhtıranın 53. yıl dönümü… Ardından 27 Aralık muhtırası (1979), 12 Eylül 1980… Sonra 28 Şubat süreci (1997), Nisan 2007’de e-muhtıra… Türkiye’de neredeyse her 10 yılda bir yaşanmış vesayet girişimlerinin sonuncusu 15 Temmuz 2016’daydı. Fakat bu kez Sayın Cumhurbaşkanı liderliğindeki millî irade öyle bir nokta koymuştu ki bir daha milletimizin egemenliğine, demokrasimize vasilik etmeye kimse kolay kolay cesaret edemeyecek! Bugün ayrıca 12 Mart 1921’in, yani İstiklal Marşı’mızın resmen kabul edilmesinin de yıl dönümü… İstiklalimiz ebedi olsun…

*Kahve başta olmak üzere çeşitli ürünlere yer verdiği mağazalarıyla bilinen Tchibo, Cafissimo makinelerini ve kapsül kahvelerini Kadıköy Bahariye Caddesi’nde interaktif bir etkinlikle tanıtmış. Katılımcılar, billboard üzerinden kendi seçtikleri kapsüllerle kahvelerini hazırlamış ve tatmışlar (Duygu Özün, FM). Philip Kotler’in sonradan 7P’ye çıkardığı 5P adı verilen ‘pazarlama karması’ (marketing mix) şu bileşenlerden oluşur: Price (ücret), Place (mekân), Product (ürün), People (insan), Promotion (tutundurma/iletişim). Tchibo, tutundurma çalışmasını ‘farklılaşmayı’ da sağlayarak ortaya koymayı başarmış. Ancak unutmamak gerekir ki arzu edilen satışlara ulaşmak için başarılması gereken başka P’ler de var…

*Horoz Lojistik, Dünya Kadınlar Günü’nünde “Dünya’daki tüm güçlerden daha büyük bir şey var; Bir kadının gülüşü!” mesajıyla 500’ün üzerindeki kadın çalışanına makyaj aynası ve Horoz Kırmızısı ruj hediye etmiş (Canan Özpınar, Distile). Slogana, olumlu mesajına ve günün anlamına uygunluğuna diyecek bir söz yok. Ancak hediye seçimi, ne kültür ve değerlerimizle örtüşüyor ne de 8 Mart gibi kadınların emeklerinin ve haklarının görünür olmasıyla ilgili bir günle… Üstelik kadınların çalışma hayatı ve siyaset başta olmak üzere ‘vitrin’ olarak konumlandırılmalarıyla mücadele ettikleri bu devirde…

#Gazze
#İsrail
#Soykırım
#Ali Saydam
٪d أشهر قبل
Bir kaostur gidiyor
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet