|
Dünya ‘el yıkama’ gününüz kutlu olsun!
Eve girdiğinizde sizi ilk ne karşılıyor? Beni, eşimin “Önce ellerini yıka lütfen” sözü… “
Yahu şimdi kolonya sürdüm” demek falan kâr etmiyor. “Olmaz Ali Bey, aynı şey değil”
diye devam ediyor…

Biraz su ve sabun nelere kadir, değil mi?! Kovid-19 pandemisinde bile maske ve mesafe ile birlikte en büyük savunmamızı oluşturdular… Bu hastalık hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz günlerde dahi en temel önlem olarak sık sık el yıkamamız önerildi. Bir de biçim ile ilgili eğitim aldık; üstü ayrı yıkanacak, parmak araları ihmal edilmeyecek, başparmaklara özen gösterilecek, tırnaklar atlanmayacak… İşe yaradığından da hiçbir bilim insanının şüphesi yoktu… Hâlâ da öyle…

El yıkama konusunda da diğer her şeyde olduğu gibi ‘denge’yi kaybetmemek; tefrit ve ifrattan uzak durmak gerekir… Tefrit bizi istediğimiz sonuçtan alıkoyar, ifrat ise sonumuzu
TRT
dizisi
Masumlar Apartmanı
’ndaki Safiye’ye benzetebilir… Çünkü
Montaigne
’in Denemeler’indeki “İnsan Doğası” makalesinde ifade ettiği gibi “Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.”
Bu konuya nereden geldik diye merak ediyorsanız, hemen
açıklayalım: 15 Ekim, Dünya El Yıkama Günü idi… UNICEF
(Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) tarafından 2008 yılında ilan edilmiş… İşe çocuklarla başlansa da aslında her yaştan insanın farkındalığını artırmak birincil amaç…

Bu konuyu 2020’nin Şubat ayında tartışsaydık -biz dâhil- gülen çok olurdu herhâlde… Ancak pandemi ile geçen bir buçuk yılın ardından basit, ulaşılabilir ve uygulanabilir önlemlerin önemini kavradığımıza göre konuyu ciddiyetle ele almakta fayda görüyoruz…

Bunun gibi özel günlerin iki temel işlevi olduğu söylenebilir. İlki, kapitalizmin son derece kullanışlı araçları olarak tüketimi artırmak… Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Dünya Kediler Günü gibi… İkinci işlev ise malumunuz olduğu üzere bir konuya dikkat çekmek, üzerinde düşünülmesini, tartışılmasını sağlayarak davranış değişikliği elde etmek…

Dünya El Yıkama Günü de bu konudaki eksikliği gidermek, temizlik alışkanlığını geliştirmek için bir araç… Çünkü çok acı ki hâlâ bu alışkanlığı edinememiş ya da tefrit seviyesinde kalmış koca bir çoğunluk var…

Peki o hâlde ne yapmalı?

Bilişsel nörobilim uzmanı
Tali Sharot’
ın bu konuda bazı önerileri var. Daha önce de bahsettiğimiz bu TED
xCambridge
konuşmasına internetten ulaşılabiliyor.
Sharot’ın öncelikle altını çizdiği yaklaşıma göre; insanlar,
“Emniyet kemeri takmazsan ölürsün”
gibi sert ve ciddi uyarılarla karşılaştıklarında olumsuz duygulardan kaçınmak için sistemi toptan kapatıyorlar… O zaman da iletilmek istenen mesaj havada kalıyor ve tabii beklenen davranış değişikliği sağlanamıyor…

Sharot’un konuşmasında, tam da el yıkama alışkanlıklarıyla ilgili olumlu mesajlar verildiğinde alınan başarılı sonuçlarla ilgili bir örnek var. Şöyle:

Amerikalı sağlık çalışanlarıyla yapılan deneyde, hastaneye yerleştirilen kamerayla sağlık personelinin hasta odalarına girip çıkarken el yıkayıp yıkamadıklarına bakılmış… Sağlık personeli, kamerayla izlendiklerinin de farkındaymış… Sonuçta personelin yalnızca yüzde 10’unun ellerini yıkadığı tespit edilmiş. Bunun üzerine
‘teşvik, anında ödüllendirme, gelişimin izlenmesi’ yönt
emine başvurulmuş…
Sağlık çalışanlarına ne kadar iyi gittiklerini gösteren elektronik bir pano duvara yerleştirilmiş. Çalışanlar ellerini her yıkadığında, ekrandaki rakamlar yükseliyormuş. Panodan ayrıca, aynı vardiyada çalışanların skorları ile haftalık sonuçları da takip etmek mümkünmüş. Böylece hem kendi
‘yükselen grafiklerini’
hem de
‘topluluk içindeki durumlarını’
izleyebilmişler…

Sonuç ne mi olmuş? El yıkama prosedürüne uyum yüzde 90’a çıkmış…

Tali Sharot, kendi hayatından da bir örnek veriyor. Bir gün eşinin, âdetleri olmadığı hâlde, elektrik faturasını buzdolabına astığını görmüş… Faturada elektriğin verimli kullanılması için bazı yeni bilgiler varmış…

Şunlar yazılıymış: Mahalledekilerin ortalama enerji tüketiminin üstünde olan enerji tüketimi; Sharot ailesinin enerji tüketimi ve enerjiyi en verimli harcayan komşunun tüketim miktarı…

Sharot, elektrik faturasıyla sağlanmaya çalışılan verimli tüketime yönlendirmenin, hastane örneğinde olduğu gibi şu üç yolla yapıldığını fark etmiş:

1. Sosyal teşvikler

2.Anında ödüllendirme

3.Gelişimin izlenmesi

Keşke el yıkamayı teşvikte, yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada bu üç yöntem uygulansa…

#TRT
#Tali Sharot
#Masumlar Apartmanı
2 yıl önce
Dünya ‘el yıkama’ gününüz kutlu olsun!
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı