|
Suçlu kim?
Necip Türk medyası suçlu arıyor… Her ne kadar en kolayı
Türkiye Futbol Federasyonu
’nu (TFF) sorumlu tutup “Vurun abalıya” şeklinde yerden yere çalmaksa da hâkim olan yaklaşım, işi iktidara kadar götürüp, yoldaki herkesi suçlamak… Varılmak istenen sonuç ise amiyane tabirle, “Bizden bir cacık olmaz” durumu…
Fenerbahçe’nin
teknik direktörü
İsmail Kartal
, durumun gerginliğini fark edip, orta yuvarlakta galibiyet sevinciyle hoplayıp zıplayan takımı bitiş düdüğü çaldığı anda hiç beklemeden soyunma odalarına götürmeliydi.
Hakem
Halil Umut Meler
, oyunun 60. dakikasında tansiyonun iyice yükseldiğini sezip maçı
tatil
etmeliydi. İşin çığırından çıkmasının esas sorumlusu hakemdir. Tatil edemedi; çünkü Ankaragücü Başkanı’ndan yumruk yemişti. Ezikti…
Sahada
polis
yoktu… Spor şube ekipleri görev yapmadı… Oysa tüm sahayı çevrelemeleri, yan yana durarak tek bir kişinin bile sahaya inmesini engellemeleri gerekirdi… Emniyet Müdürü’dür esas suçlu olan…
Sahaya giren seyirciler kadar onları döven Fenerbahçeli
futbolcular
da suçluydu; onlar da yargılanmalı…
Taraftarları
kulüp başkanları
kışkırttı; esas sorumlu başkanlardır…
Pet bardakların stada sokulmasını engellemeyen
kapı görevlileri
ile içerdeki satış sırasında bardakları taraftara açarak vermeyen
büfeciler
suçludur…
Maçtan bir hafta öncesinden ortalığı kızıştıran sosyal medya
kullanıcıları
suçludur…

Kafasına su gelen İsmail Kartal yeterince hızlı hareket edemeyip pet bardaklardan kurtulmayı başaramadığı için kabahatlidir…

Sonuncusu hariç buraya kadar sıraladığımız ifadeler, olay yaşandığından beri her türlü medyada dile getirilmiş tespitler… Belki biraz zorlasanız sonuncusuna da rastlayabilirsiniz; çünkü bir teknik direktör takımın sevinmesine engel olmadığı için suçlanıyorsa, neden pet bardaktan hızlı koşmadı diye de suçlanabilir…

Altını çizeceğimiz husus ise hiç mi hiç dile getirilmedi:
Türkiye’nin itibarının
aldığı hasar.

Yıllarca belli bir noktaya getirmek için uğraştığımız algılanma kriterleri 90+10 dakikada tuzla buz olabiliyor… İşte yabancı basından bazı örnekler:

BBC Sport:
“Trabzonsporlu taraftarlar, mağlubiyetin ardından Fenerbahçeli futbolculara
saldırdı
.”
The Sun:
“Batshuayi taraftara dönerek
tekme
atarken kaotik maçta yüzlerce taraftar Fenerbahçe takımına
saldırmak
için sahaya girdi. Osayi-Samuel, bir saha işgalcisini
yere serdi
.”
Mirror
: “Osayi-Samuel taraftara
yumruk
attı.”
De Telegraaf:
“Türkiye’de işler yine ters gidiyor: Holiganların sahaya
hücum
etmesinden sonra Michy Batshuayi karate vuruşunu yapıyor.”
Marca
: “Trabzonsporlu taraftarlar Fenerbahçelilere
saldırdı
.”
Mundo Deportivo
: “Türkiye’de kıyasıya mücadele: Trabzonsporlu taraftarlar, Fenerbahçelilerle
kavga
ediyor!”
Calcio Mercato:
“Türkiye, Trabzonspor-Fenerbahçe maçında
cinnet
sahneleri”
Tuttosport
: “Türkiye Ligi’nde inanılmaz
şiddet
sahneleri.”
RMC Sport:
“Türkiye: Saha işgalinin ardından inanılmaz şiddet içeren kaos sahneleri.”
Kicker:
“Türkiye’de skandal: Trabzonspor taraftarları sahaya
hücum
edip, Fenerbahçe oyuncularına
saldırdı
.”
Bild:
“Türkiye’de skandal. Taraftarlarla oyuncu kavgası, Dortmund’un eski oyuncusundan (Michy Batshuayi)
sert vuruşlar
!”
A Bola
: “Trabzonspor-Fenerbahçe mücadelesinde Türkiye’de
kaos
.”
FIFA
Başkanı
Gianni Infantino
: “Trabzon’daki şoke edici olayların failleri hesap vermeli.”

Bir kez daha hatırlatalım… İtibar, telgraf tellerindeki kuşlar gibidir… Uçup gitmeleri için ufacık bir ses yeterlidir… Ondan sonra kuşları getirip aynı yere koymak imkânsızdır…

Günün sözü

‘Rekabet, en iyi ürünlerin ve en kötü insanların ortaya çıkmasını sağlar.’

David Sarnoff, ABD’li iş insanı

Gözümüze takılanlar…

* “Şirketlerin Formula 1’den Öğreneceği 5 Siber Güvenlik Dersi” (Mustafa Baran, omg)… Nasıl başlık ama; gel de okuma… Ferrari takımının sponsoru siber güvenlik şirketi Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye distribütörü Laykon Bilişim, siber güvenliğin önemine dair hazırladığı basın bülteninin başlığını böyle atmış… İletişim çalışmalarının arzu edilen hedeflere, ulaşması için ürünün/hizmetin ne olduğundan, firmanın itibarına, iletişimde atılan her bir adıma ve aksiyona kadar pek çok unsurun ‘doğru’ olması gerekir. Her şeyi kitabına uygun yapsanız bile hedef kitlenin dikkatini çekemezseniz onca emek heba olabilir. O nedenle, hedef kitlenize kapıyı aralayacak iyi bir başlık çok değerlidir.

* Sirke üreticisi olarak bilinen Kemal Kükrer, dokuz farklı ürününe ‘vegan sertifikası’ almış. Firmanın bağlı bulunduğu Ajinomoto İstanbul, bitkisel kaynaklardan tam protein alımını sağlamak için 1700’ün üzerinde bilim insanıyla 100 yılı aşkın süredir AR-GE çalışmaları sürdürüyormuş. Türkiye Vegan Birliği’nin V-Label Almanya Ofisi tarafından yapılan “Proveg International” raporuna göre Vegan pazarı 2035 yılına kadar dünya çapında 290 milyar dolara ulaşacakmış. Küresel bitki bazlı gıda sektörünün 2027 yılına kadar 74 milyar dolara ulaşacağının ve yıllık büyüme oranının yüzde 12 olacağı öngörülüyormuş. 2035 yılında bu rakam 290 milyar dolara ulaşacakmış (Nagihan Alan Yiğit, Zarakol). Çevremizde vegan beslenmeyi geçici bir heves olarak gören pek çok tanıdığımız var. Onlara kalsa bu alanda çalışmak ‘ölü yatırım’dır… Ancak araştırmalara bakmakta ve Peter Drucker’ın ünlü sözünü akılda tutmakta her zaman yarar var: “Ölçmüyorsan yönetemezsin…”

#Spor
#Futbol
#Derbi
#Trabzonspor
#Fenerbahçe
#Ali Saydam
1 ay önce
Suçlu kim?
KPSS ile yerleştirilen adaylar en kısa sürede göreve nasıl başlar?
‘Ben başbakan olacağım’ gitti, ‘başbakanlığa talibim’ geldi
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı