|
Ufuk turu
Bugün çeşitli konulara kısa kısa değinerek, okurumuzla birlikte deyim yerindeyse bir
‘iletişim ufuk turu’
yapmaya niyetlendik… Meramımızı, uzun boylu analizlere girmeden, ahkâm kesmeden ancak naçizane önerilerimizi dile getirerek anlatmaya çalışacağız.

***

Dünkü gazetelerde tam sayfa iki ilan vardı. Biri,
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND), diğeri de
Adana Plastik Geri Dönüşüm Sanayicileri
tarafından verilmiş.
İlkinde diyor ki:
“Kazakistan, uluslararası kurallara rağmen Türk araçlarının geçişine izin vermiyor.”
Bu engelin kaldırılması için UND tüm tarafları göreve çağırıyormuş.
İkincisinde ise Sayın Cumhurbaşkanımıza yazılmış
“Çöp değil ham madde ithal ediyoruz”
başlıklı uzunca bir mektup var. Kendilerini savunmuşlar.
“Kaybedenin Türkiye olacağı gerçeğinden hareketle yasak ve kısıtlama kararlarının gözden geçirilmesini”
istiyorlar.
Her iki kurumun da haklı nedenleri olabilir. Ancak, adı üzerinde
‘kitle iletişim araçları’
bir konuyu kamuoyuna ifade etmek için kullanılır. Cumhurbaşkanı’na ya da
‘yetkililere’
değil. Halk bu içerikleri okuyup ne yapacak?! Diyelim ki hak verecek… Sonra?.. Bu nedenle her iki kurum da ilanlarını mutlaka
‘halkla ilişkiler’
çalışmalarıyla destekleyerek daha etkili bir yöntemle kendilerini ifade etmeliler.

***

“Marmara Denizi elden gidiyor!”
feryadını güçlendirecek görüntüleri insanın içi kaldırmıyor. Kalamış’tan Bostancı’ya kadar uzanan deniz salyası konusunda İstanbul’da yaşayan herkeste müthiş bir endişe var. Her kafadan bir ses çıkıyor.
Başta bilim ve akademi dünyamız olmak üzere
Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız
gibi yetkili mercilerin olayı bütün gerçekliği ile anlatan ve aydınlatan açıklamalarını bir an önce yapmalarında yarar var. Yoksa yine müphemiyet devreye girecek ve her türlü yanılgı ile yanlışın üremesine ortam sağlanacak.

***

Babam devlet memuruydu. Ben çocukken evimizde yapılan sohbetleri düşündüğümde, aklıma hep ‘
enflasyon
’ ve ‘
hayat pahalılığı
’ gelir. O zamanlar ‘vahşi tüketim toplumu’ anlayışı yoktu. Meyve eve sayıyla alınır, baklava ise babam maaşını aldığı gün yenirdi. Geçenlerde bir TV programında çarşı-pazar fiyatlarıyla ilgili yaptığım bir yorumda, küçük balığın nispeten daha uygun fiyatlı olacağını vurgulamıştım. Gelin görün ki
“ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler”
gibi anlaşılmış. Bu ne doğru ne de mümkün ama anlaşılamadıysak bizim hatamızdır.

Söylemeye çalıştığımız, ülkemizin ekonomik durumuna dair bir tahlil yaparken konuyu tüm boyutlarıyla ele alma gerekliliğidir. Karamsarlığı yaymanın, köpürtmenin yalnızca ruhi değil, ekonomik de sonuçları olur. İtirazımız, bütün dünyayı kasıp kavuran bir krizin etkilerinin sadece ülkemizde yaşanıyormuş gibi gösterilmesinedir. Bu krizin etkilerini hep birlikte yaşıyoruz ama Sezar’ın hakkını da vermek lazım… Her türlü sorumluluk bunu gerektirir…

Türkiye ekonomisi bu yıl ilk çeyrekte beklentinin üzerine çıkarak yüzde 7 büyümüş. Böylece,
OECD
üyeleri içinde en fazla büyüme kaydeden ülke olmuş.
Şimdi denecek ki
“Hayat hâlâ pahalı”…
Evet, iyileşmenin halka intikal etmesi biraz zaman alacak. Ancak, büyük resmi de görmeden olmaz.

***

29 Mayıs tarihli
Der Spiegel
’in 90. sayfasındaki başlık şöyleydi:
“Mafya devletinde”
Şebnem Arsu
ve
Maximillian Popp
imzalı yazıdaki spot da bu:
“Yeraltı dünyasının patronu Sedat Peker, ifşa videolarıyla, üst düzey Türk siyasetçileri uyuşturucu işlerine, şantaj ve yolsuzluğa karışmakla suçluyor. Bu olay Erdoğan hükûmeti için ne kadar büyük bir tehlike?”
Batı’nın Türkiye’ye karşı tutumu hakkında bugüne kadar söylediğimiz her şeyi bu alıntılar doğruluyor. İşin hukuki sürecinin sonuna kadar götürülmesi gerektiğini Peker dâhil herkes söylüyor. Ancak meseleyi bir siyasi araç olarak kullanan muhalefet, ülkenin geleceğini değil, kendi ikbalini düşündüğü, “ne olursa olsun, yeter ki bunlar gitsin” yaklaşımıyla hareket ettiği için Der Spiegel’in
‘mafya devleti’
başlığını atmasındaki en büyük etken olmayı sürdürüyor.…
#Uluslararası Nakliyeciler Derneği
#Adana Plastik Geri Dönüşüm Sanayicileri
#Kazakistan
#Türkiye
#Marmara Denizi
#Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
il y a 3 ans
Ufuk turu
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler