Kirli savaşın kirli finansörleri… Kirli finansörlerin kirli sermayeleri olur.
PKK terör örgütü bu memlekete yönelik olarak çatışmanın en kirli olanını yürütüyor.
Ve o kirli saldırıların en kirli para kaynağı uyuşturucu tarlaları.
Kirli savaşın finans ayağının başında uyuşturucu ticareti, sonunda insan kaçakçılığı var.
2015'in Temmuz'undan bu yana PKK terör örgütüne yönelik mücadelede yeni bir safhaya geçildi. Terörün kirli finansına yönelik mücadele dönemi.
En önemli ayağı ise uyuşturucu tarlalarının yok edilmesi.
PKK terör örgütünün Diyarbakır Lice kırsalında kurduğu uyuşturucu tarlaları yok ediliyor. Zehir tarlaları yakılıyor, kök kenevirler sökülüyor.
Ne tesadüf değil mi?
Hiç tesadüf değil..!
Turizm bölgelerindeki yangınlara bir de İstanbul'da son birkaç haftadır araç kundaklamalarını ilave edin.
Ha bir de bu hafta sonu
'nde aynı gece içinde birkaç
Görgü tanıkları,
nda otomobilden inen birkaç kişinin rüzgarın yönüne göre benzin bidonlarını ağaçlara ve kurumuş otlara döktüğünü sonra ateşe verip kaçtıklarını anlatıyor.
Üç yakma eylemi!
PKK terör örgütünün kirli savaşın kirli finansı için kurduğu uyuşturucu tarlalarının imha edilmesine karşı, nispeten batıda sabotaj, kundaklama gibi eylemlere giriştiğine şahit oluyoruz.
Ama yılmak yok. Bu mücadele sonuna kadar sürmeli. Terör örgütünün en önemli finans kaynağı olan uyuşturucu tarlalarının tümü imha edilmeli.
Bu arada, yok
, yok
gibi
daya karşı da
nin iyi işletildiğine şahit oluyoruz. Bunu da bir not olarak söylemiş olalım.
Türkiye ile İsrail ilişkilerin normalleşmesi konusunda anlaştı.
Mavi Marmara'da 9 vatandaşımızın şehit edilmesinden sonra kopan ilişkilerin normalleşmesi için ısrarlı taleplerimiz vardı. Bunların kısmen gerçekleşmiş olduğunu düşünüyorum. En önemlisi Gazze ve Hamas kazanmıştır. Mavi Marmara'nın yola çıkma gerekçesi büyük ölçüde gerçekleşmiştir.
Denebilir ki
Ben de derim ki
Anlaşma üzerinden yürüyen tartışmaya bakınca zaten ne olduğunu görebiliyoruz.
) Türkiye'nin neden anlaştığını sorgulamaya kalkıştıklarına göre…
Anlaşma üzerinden hem Türkiye'yi, hem hükümeti hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirmeye kalkıştıklarına göre…
Bu işte hayır vardır.
Bu anlaşmanın şahsımı ilgilendiren kısmını ise daha önce yazmıştım bir kez daha yazayım.
Hal böyleyken, o zaman da söylemiştim,
Mavi Marmara şehitlerinin kanı yerde kalmamıştır. Zira şımarık İsrail tarihinde ilk kez özür dilemiş, tazminat ödemeyi kabul etmiştir. Abluka kısmen kırılmıştır.
Gönül ister ki her haklı isteğimiz toptan bir anda olsun… Ama olmuyor!