|
Afrin’de Türkiye’yi kuşatanlara, içeride ‘entelektüel terör’e karşı Milli Mücadele
Onlar,
Türkiye
’nin
Afrin
’e müdahalesini tam olarak anlayamadılar! PKK’ya yoğun destek verenler, terör örgütünü
tetikçi güç
haline getirenler, Türkiye’nin
etkili bir karşılık veremeyeceğini
, kararlı duramayacağını, askeri açıdan
“terörle mücadele”
söylemleri ile
oyalanacağını
,
hem içeriden hem de dışarıdan bir şekilde durdurulacağını
düşündüler.

İşi,
Kürt
meselesine dönüştürecekler, Kürt
milliyetçiliği
ne oynayacaklar, yoğun
kamuoyu
çalışması yürütecekler,
toplumsal gerilimleri provoke edecekler
, ülkemizin
uluslararası bağlarını
bu yönde seferber edecekler, yıllardır uyguladıkları yöntemlerle
siyaseti kilitleyecekler
,
sistem içindeki “truva atları”nı devreye alacaklar
ve Türkiye “bağırıp çağırırken” onlar amaçlarına ulaşacaklardı.
ABD ve Avrupa için hem utanç hem de aptallık bu!
Hesaplarını buna göre yaptılar.
Bütün hesaplarını; “Türkiye ABD’ye rağmen hiçbir şey yapamaz” tezine ayarladılar
. Onlara göre
sadece Avrupa ve ABD medyası bile bu işin üstesinden gelmeye yetecekti
. Bunu denediler de... Hatta
Arap/İran medyası
bile bu konuda onlara destek oldu.
ABD’den her gün sert açıklamalar geldi. AB ülkelerinden
eski söylemler
tekrarlandı. Bazı Arap ülkeleri,
ABD ve İsrail talimatı ile
bir anda Türkiye’nin karşısına dikildi. Batılı projeler çerçevesinde parçalanma tehdidiyle karşı karşıya olan ülkeler bile vardı aralarında.
Hesapları tutmadı, tutmayacaktı, tutamazdı
. ABD ve Avrupa ile birlikte bazı bölge ülkeleri hep birlikte
bütün hesaplarını bir terör örgütüne bağladı
. Bu,
utanç verici
olduğu kadar tam bir
aptallıktı
da.
ABD ve Avrupa’nın,
PKK tezleri dışında coğrafyaya yönelik hiçbir tez üretemez hale gelmesi tükenmişliktir, bitmişliktir
. Bölgeye yönelik bütün politikalarını bir terör örgütüne bağlamak zorunda kalmaları onlar için Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana düştükleri
en büyük çaresizliktir
. Artık
açıktan PKK, gizliden DEAŞ
dışında ortakları kalmamıştır.
Büyük dönüşümü hafife aldılar. Çok şaşıracaklar!
Onlar Türkiye’nin yaşadığı
büyük dönüşümü hafife aldılar
. İçeride ve dışarıda verdiği
mücadelenin mahiyetini küçümsediler
. Büyük tarihsel dönüşü, bu ülkenin
yeniden yükseliş
dönemine girmesini kavrayamadılar. Kavrayamayacaklar, anlayamayacaklar,
Türkiye’nin karşısında bir duruş belirleyemeyecekler
.
Onlar
“nasıl olsa Türkiye bu, bir şekilde oyalamayı, yola getirmeyi biliriz”
dediler.
“Tehdit ederiz, şantaj yaparız, içeriden karıştırırız ama bir şekilde durdururuz, sustururuz”
dediler.
Bundan sonra daha çok şaşıracaklar.
Şoke olacaklar
.
Dışarıdan çevreleme
planları suya düştü, düşecek.
Sadece Afrin değil, Münbiç değil, Akdeniz’den İran sınırına, ne kadar terör aparatı varsa temizlenecek
, ne tür
yabancı garnizon
planı varsa boşa çıkarılacak.
Ne kadar
harita planı
varsa çöpe gidecek. Türkiye’nin bütün güney kapılarını, sınırlarını cepheye dönüştürenlere karşı bütün o kuşak bir
“Türkiye Kalkanı”
haline getirilecek.
Hangi örgüt ya da
ülke olursa olsun…
Kimse bunu
dar ölçekli
bir terörle mücadele zannetmesin. Kimse Türkiye’nin kararlılığının
gelip geçici
olduğunu, meselenin Afrin’de biteceğini, bunun
konjonktürel bir tavır
olduğunu düşünmesin. Bu, Türkiye’nin
varoluş mücadelesi
dir.
Sınırlarını, bütünlüğünü koruma
mücadelesidir.
Tehdidi
içeride pazarlama ve içeride karşılama döneminin bittiğinin ilanıdır
.
Artık hiçbir tehdit,
sınırımızın sıfır noktasında
ya da içeride karşılanmayacaktır. Kaynağı neresi olursa olsun,
hangi ülke ya da toprak parçası olursa olsun savunma orada kurulacaktır
. Terör ya da arkasındaki güç,
hangi örgüt ya da ülke
olursa olsun, kararlı ve sert karşılık bulacaktır.
Bundan sonra Türkiye böyledir. Bundan sonra
hiçbir ittifak ilişkisi, hiçbir yakınlık ya da ortaklık Türkiye’nin gelecek güvencesinin önünde olmayacaktır
. Hiçbir
Batılı tez
, onların bölgeye dair hiçbir planı Türkiye’yi durdurma, engelleme, tuzağa çekme imkanı bulamayacaktır. Artık
tarihi derinlikten, coğrafi birikimden, bin yıllık siyasi genetikten
hareket eden bir Türkiye olacaktır.
ABD o bölgede tutunamaz,
çekilmek zorunda kalacak..
Dün, Afrin’in nahiyesi
Bülbül
, yirmi dört saatlik bir müdahale ile
terör aparatlarından
ve
Batı’nın nüfuz alanından
temizlendi. Ardı ardına bütün
köyler, kasabalar, şehirler
böyle temizlenecektir. Afrin’den sonra Münbiç’te, Münbiç’ten sonra
Fırat’ın doğusunda aynı şeyler olacaktır
. Bırakın PKK’yı,
ABD bile Türkiye’yi o bölgede durduramayacaktır
.
Bir süre sonra, yapamayacağını anladığı anda
kendisi çekilecek, çekilmek zorunda kalacaktır
. Çünkü
ABD için Kuzey bitmiştir
. Onlar Birleşik Arap Emirlikleri
(BAE)-S. Arabistan
hattına,
yani güneye, yani Batı’ya
çekilmiştir. ABD ve İsrail’in ana motivasyonu
İran-S. Arabistan provokasyonu
olacaktır. Dolayısıyla Suriye savaşı bir şekilde sona erecek, PKK ve arkasındaki güçler Suriye’nin kuzeyinden ayrılacaklardır.
Afrin operasyonu sadece teröre ve arkasındaki güçlere karşı yapılmıyor. Afrin aynı zamanda
içerideki terör aparatlarına, kriptolara
, birilerinin içerideki ortaklarına karşı da yapılıyor. Bir “Türkiye ekseni” biçimlendirme,
tarih yapıcı ana omurgayı birleştirme, vatan eksenli bir direnç hattı oluşturma
,
büyük gelecek yürüyüşünü hızlandırma
mücadelesi veriliyor.
Sadece Afrin’e değil,
içerideki ortaklara da..
Türkiye’nin kendini savunduğu her dönemde birilerinin işaretiyle öne çıkan,
masum kelimelerin arkasına gizli düşmanlıklar gizleyen çevreler
dikkatinizi çekiyor olmalı. Ardı ardına bildiriler yayınlayanlar, bir aralık bulup seslerini yükseltmeye çalışanlar dikkatinizi çekiyor olmalı. Ama artık eskisi kadar güçlü değiller. Artık açıktan Türkiye düşmanlığı yapamıyorlar.
Çünkü Afrin’le başlayan operasyon,
sadece teröre karşı değil aynı zamanda entelektüel teröre de karşıdır
.
Entelektüel teröre karşı da bir milli mücadele verilmektedir
. Sadece ABD, İsrail ve bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye’yi
terörle vurma, hizaya sokma, terbiye etme politikalarının sonunu
getirmek değildir.
ABD’nin terör ortaklığı ile
parçalanmış ülkeler haritasına Türkiye’yi de katma planlarını yırtıp yüzlerine çarpma
cesaretiyle sınırlı değildir. Bu ülkenin
bin yıllık siyasi genetiğini
harekete geçirme, yüz yıldır devam eden müdahaleler zincirini kırma, o
uğursuz rüzgarı
tersine çevirme çabasıdır. Bu
mücadelenin tek adresi Afrin değil, Türkiye’nin içidir aynı zamanda
.
Entelektüel kibir,
entelektüel terör
dönemi kapandı..
Gezi
olaylarında
Alman istihbaratının talimatı
yla harekete geçen,
28 Şubat müdahalesinde İsrail istihbaratının talimatı
nı uygulayan,
17-25 Aralık
ve
15 Temmuz
’da
ABD ve İsrail istihbaratı
nın emirlerini yerine getirenler vardı. Dikkat edin
bugün bile içeride birçoklarına dışarıdan talimatlar, emirler yağdırılıyor. Ama sesleri çıkmıyor, çıkamaz
. Millet kenetlenmişken böyle bir ses çıkamaz.
Entelektüel kibir, entelektüel terör dönemi kapandı
: Bütün sermayesi Türkiye karşıtlığı olan, bu topraklara hiçbir
aidiyet
bağı olmayan, efendilerinin talimatına göre hareket eden,
ülkeyi ve milleti aşağılayan
, hükümeti sorgulayan,
değerleri küçümseyen
,
tarih düşmanı çevrelerin saltanatı da çöküyor
.
Türkiye PKK ile savaştıkça entelektüel terörizm de yeniliyor.
Entelektüel çevrelerde veya STK’larda Türkiye’ye
sataşarak
birilerinin gözüne girme dönemi kapanıyor.
Siyasette
Türkiye’nin açıklarını,
zaaflarını
pazarlayarak dışarıdan
iktidar devşirme
dönemi de kapanıyor.
Büyük hesaplaşma, tarih yapıcı rol, yeniden yükseliş.
Dışarıdan tehditlerle mücadele ettikçe içeriden operasyoncular tükeniyor
.
15 Temmuz
’dan sonra nasıl bir dönüşüm yaşadığımızı, nasıl yüzyılların siyasi genetiğine sarıldığımızı,
nasıl bir Anadolu ve coğrafya mücadelesine geçtiğimizi
hem içeridekiler hem de dışarıdakiler anlayacak.
Bu yüzden mesele sadece Afrin değildir. Sadece konjonktürel bir terör mücadelesi değildir. Bir milletin, bir ülkenin
topyekûn yükselişi, yıldızlaşmasıdır
.
Tarih dönmüştür.
Tarih yapıcı rol milletimizin omuzlarına yeniden yüklenmiştir
. Bundan sonra her gelişme, her saldırı, her savunma bu çerçevede olacaktır.
Büyük hesaplaşmanın parçası olacaktır
. Ama bu yükseliş durdurulamayacaktır.
Sadece terör örgütleri değil, Atlantikçi çevreler de Türkiye’nin bu yeni dönemini yakında anlayacaklar. Çünkü bu yolun
dönüşü
olmayacak. Çünkü
bizim yükselişimiz de çöküşümüz de dünyayı değiştirmiştir
. Yeni yükseliş döneminde de değiştirecektir. Hem de
uzun bir süre…
#Türkiye
#TSK
#Afrin
#Terör
6 yıl önce
Afrin’de Türkiye’yi kuşatanlara, içeride ‘entelektüel terör’e karşı Milli Mücadele
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset