|
Türkiye"ye vermediler Mustafa Süzer"e verdiler

Şu Amerika''nın işine akıl sır ermiyor. Türkiye bir yandan "ekonomik kriz", bir yandan "siyasal kriz", bir yandan "yolsuzluklar", bir yandan icra iflas davaları, bir yandan "toplumsal kriz" ve "toplumsal cinnet" geçirip uçuruma doğru yol alırken "kılını kıpırdatmayan" ve "önce kendi evinizi düzeltin, siyaseti temizleyin, yolsuzlukları çözün ve demokratikleşme adımlarını atın, ondan sonra benden para istemeye gelin" diyen Amerika, bir Türk işadamına ise kesenin ağzını sonuna kadar açıyor.

Amerika yönetiminin finans kuruluşu olan OPIC, Mustafa Süzer''in sahibi olduğu Süzer Grubu''nun SOM Otelcilik şirketine tam 50 milyon dolar kredi verdi.

14 yıl vadeli 50 milyon dolarlık kredinin, Dolmabahçe''de bu yaz faaliyete başlayacak olan The Ritz- Carlton oteli için kullanılacağı bildirildi.

Türk- Amerikan İş Konseyi''nin toplantıları sırasında sonuca ulaşan anlaşmayı, OPIC Başkanı Kirk Robertson ile Mustafa Süzer, Türk işadamlarının yanında imzaladılar.

Bazı işadamları Mustafa Süzer''e "Hükümetten daha fazla kredin var. Derviş''e destek ver de Türkiye''ye de kredi açsınlar" şeklinde takıldılar.

Hüsnü Özyeğin yakın dostuna fena vurdu

İş dünyası şu sıralar ortalığı kasıp kavuran "haciz işlemi" ile haşır neşir olurken, dostların "kara gün dostu" mu yoksa "iyi gün dostu" mu olduğu da ortaya çıkıyor.

Türkiye''nin yaşadığı "ağır ekonomik kriz" Ak Merkez''de büyük ve çok şık bir mağazası bulunan Cem Boyner''i de zora düşürmüş. Boyner, aylık kirası 400 bin dolar olan mağazayı kapatma kararı almıştı.

Cem Boyner''in TÜSİAD başkanlığında "selefi" olan "kara gün dostu" Ömer Dinçkök, olayı öğrenir öğrenmez, duruma el koyarak, dostuna yardıma koşmuş ve bu tatsız durum son bulmuş.

Aynı iş Halit Cıngıllıoğlu''nun da başına gelmiş. Yakın dostu Hüsnü Özyeğin''in bankası Finansbank, Cıngıllıoğlu Holding hakkında "haciz işlemi" başlatmış.

Bir süre önce "hükümetin beceriksizliği" yüzünden, Demirbank ve Ulusalbank''ı elinden kaçıran Halit Cıngıllıoğlu, bir de yakın dostu yüzünden "hacizlerle" uğraşıyormuş.

"Zamanında çok dostluğumu gören Hüsnü Özyeğin''in bu tavrını anlayamıyorum" diyen Cıngıllıoğlu, "dostun attığı gül yaralar beni" türküsünü ağzından düşürmüyormuş.

Ara rejim de ne mene şeydir?

- Hocam!. Ankara''da yine "ara rejim, mara rejim" bazı laflar dönüyor. Nedir bu ara rejim?

- Ara rejim "etkili ve yetkili" çevreler tarafından, demokrasinin "askıya" alınarak ve de "durumdan vazife çıkarılarak" uygulanan bir sistemdir.

- Niye böyle bir şey oluyor? Kim "ara rejime" ihtiyaç duyuyor?

- İktidarda bulunanlar, "halktan koptuklarını" görüp, sorunları "halka sorarak" çözme yerine, iktidarlarını üç gün daha uzatmak için, gerçeklerden kaçıyorlar. Birileri de çıkıp "ülke uçuruma gidiyor" diyerek durumdan vazife çıkarıyor ve al sana "ara rejim"

- Peki! Ara rejim sorunları çözüyor mu?

- Kaç kez demokrasi "askıya" alınarak "ara rejim" uygulandı. Kaç kez "teknotratlar hükümeti" kuruldu. Gördüğün gibi ülke hala "eskinin hataları" yüzünden bir türlü düze çıkamıyor. Başarılı olsalardı böyle olur muyduk?

- Peki Hocam kriz ortalığı götürüyor, hükümet durumun farkında değil. Bu durumda ne yapılmalı?

- Hemen Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası değiştirilmeli ve en kısa zamanda halka , yani "erken seçime" gidilmeli. Sorunların çözümü halktadır. Türk halkı ne yaparsa en doğrusunu yapar.

- Ya hükümettekiler korkup seçime gitmezlerse?

- Maalesef işte o zaman "etkili ve yetkili" çevreler devreye girer ve "ara rejim" dedikoduları "gerçek" olur.

23 yıl önce
Türkiye"ye vermediler Mustafa Süzer"e verdiler
Kürtler ne istiyor, ne istemiyor? (1)
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!