|
72. yılında 14 Mayıs Seçimleri; demokratik ve ekonomik getirileri

Bugün 14 Mayıs 2022. Normalde bu köşede Türkiye ve dünya ekonomisinin gündeminde yer alan konularla ilişkili yazılar yazıyor ve sizleri bilgilendirmeye çalışıyorum. Ancak bugün sizleri 72 yıl öncesinin 14 Mayıs gündemine götüreceğim.

14 MAYIS SEÇİMLERİNİN ÖNEMİ
Türkiye’nin demokrasi tarihine
“Gizli o
y, açık tasnif” yöntemi uygulanarak gerçek anlamda “ilk demokratik seçim” olarak geçen 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinin 72. Yıl dönümündeyiz.

Hatırlayacağınız üzere Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinin en önemli mihenk taşlarından birisi olan 14 Mayıs seçimlerini, sonradan darbeciler tarafından idam edilecek olan merhum Başbakan Adnan Menderes’in Demokrat Parti’si kazanmıştı. Bu seçim milli mücadeleyi kazanan ama İnönü döneminin anti-demokratik ve despotik uygulamaları altında ezilen Anadolu halkının özgüvenini de yeniden yerine getirmesi itibariyle de kritik öneme sahiptir.

14 MAYIS 1950 SEÇİMİNİN
EKONOMİYE KAZANDIRDIKLARI

14 Mayıs Genel Seçimleri’nin Türkiye’ye kazandırdıkları sadece siyasi alanla sınırlı kalmamış ve ekonomi alanında da yeni ufuklar açmıştır. Menderes’in Demokrat Partisi’nin iş başı yapması ile birlikte küresel ekonomiye entegrasyonun yolu açılmış, özel girişim desteklenmiş ve topyekûn bir kalkınma süreci başlamıştır. Yeniden fabrikalar kurulmaya başlanmış, dış finansman kaynaklarına erişim sağlanmış ve merkez bankası rezervleri güçlendirilmiştir. Tarımda makineleşme sağlanarak verim artırılmış ve karayolları projeleri öncelenerek köyler ile kentler arasındaki mesafeler kısaltılmıştır. Tüm bu gelişmelerle paralel olarak ekonominin liberalleşmesi sürecinde de oldukça önemli mesafeler kat edilmiştir.

Dahası seçimler öncesinde Demokrat Parti’nin ekonomik söylemleri ve bu söylemlerin halkta karşılık bulduğunun görülmesi üzerine iktidarda olan İnönü CHP’si bile seçimde kullanmak için toplumun faydasına bazı ekonomik düzenlemelere girişmiştir. Yani Demokrat Parti tıpkı seçim öncesinde hukuki düzenlemelerin hayata geçirilmesini sağladığı gibi ekonomi alanında da daha iktidara gelmeden icraatlarına başlamıştır.

ÇİNE ÇAYI’NIN KENARINDA SÜLEYMAN SOYLU İLE…
27 Mayıs 1960 Darbesi ile iktidardan indirilen Adnan Menderes, Yassıada’da yargılanırken şöyle demişti: “Tövbeler olsun bir daha çiftlikten Aydın’a gelirsem. Oturacağım
Çine Çayı
’nın kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine, başımı göğe çevireceğim, söğüt yapraklarının yüzümde dolaşmasının bana getireceği saadetle yetineceğim. Hiçbir şeye karışmayacağım.”
İşte şimdi o Çine Çayı’nın hemen kenarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun nezaretinde kurulan bir
“Adnan Menderes Müzesi” v
ar. Geçtiğimiz çarşamba günü Sayın Soylu’nun daveti ile bir grup akademisyen ve gazeteci Çine Çayı’nın hemen kenarındaki Adnan Menderes Müzesi’nde bir araya geldik. 14 Mayıs Seçimlerinin 72. Yıldönümünde Adnan Menderes’i andığımız programda Sayın Soylu’nun şu sözleri aslında içinden geçtiğimiz dönemin de özeti niteliğindeydi: “Türk demokrasi tarihi iki ayrı nehirden akar:
Biri millet nehridir.
Millet demek bu ülkenin tarihi, değerleri, inancı demektir. Diğeri millet karşıtlığıdır, vesayet dediğimiz. Bugün, elçilerle iş birliği yapanlar, o gün Amerika talimatıyla darbe gerçekleştirenlerdir...”
#Adnan Menderes
#Demokrat Parti
#Yassıada
2 yıl önce
72. yılında 14 Mayıs Seçimleri; demokratik ve ekonomik getirileri
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset