|
Siyasetin ekseni kaymamalı… Belediye başkanları farklı olmalı…

Düşmanlıktan nemalananlar barıştan hoşlanmazlar.

Memleketime babamın rahatsızlığı için gittiğimde yerel seçim sürecinde en sert siyasi tartışmaları yürüttüğümüz belediye başkanını ziyarete gittiğimde gördüm ki düşmanlıktan beslenenler fena halde rahatsızlık duydular. Tarafgirliğin düşmanlığa evrilmesi ne kadar da kötü! Partisi farklı bile olsa o girdiği seçimi kazanmıştı. Dolayısıyla artık herkesin belediye başkanıydı.

Şuna inanırım:

Belediye başkanları seçildikten sonra herkesin başkanlarıdırlar. Belediye başkanlarına saygı, halkın iradesine saygının gereğidir.

İki şeyi yanlış bulurum:

1-Belediye başkanları seçildikten sonra particilik yapmaya devam ederlerse yanlış yaparlar. Partili aidiyetleri devam etse bile herkesi kendinden bilen ve herkese koşulsuz hizmeti esas alan bir yönetim anlayışına sahip olmalıdırlar. Belediyeler politik merkezler değil, yerel topluluğa hizmetin üssü olmalıdır.

2- Belediye başkanlarını partilerinden dolayı cezalandırmaya kalkışan, onların hizmet yapmalarını engelleyen iktidar anlayışı yanlıştır. Kendi partine mensup olmadığı için bir belediye başkanını cezalandırmaya kalkışmak, yerel topluluğu hizmetten yoksun bırakmak anlamına gelir ki bu hür iradeye saygıyla bağdaşmaz.

Seçim meydanında söylenen sözler orada bırakılmalı.

Keşke kırıcı ve kıyıcı bir dil seçim sürecinde de hiç kullanılmasa ama seçimin doğası gereği bu mümkün olmasa bile hiç değilse süreç tamamlandığında o sözlerin tümü arkada bırakılsa diyorum.

Biliyorum bu zordur ama imkansız değildir.

Yerelde güçlülerin üzerinden kendilerine iktidar alanı oluşturmak isteyen cüceler bu düşmanlığı ve kutuplaştırmayı sürdürmek isterler. Bunun bedelini de ne yazık ki halk çeker.

Bu oyunu bozmak lazım.

Memleketim Adıyaman’a gittiğimde doğup büyüdüğüm Kahta ilçemizin belediye başkanını ziyaret ettim.

O birileri de nasıl da rahatsız oldular.

İstiyorlar ki kendi çıkarlarına yarayan düşmanlıklar sürsün ki kendileri kıymetten düşmesinler.

Memleket kaybetmiş, halk hizmet almamış, umurlarında değil!

Bu azınlıkta olmalarına rağmen sesleri çok çıkan siyasi bezirganları ve tafraları her partiden atmanın zamanı geldi de geçiyor.

Benim ilçem, benim halkım ve benim de belediye başkanım diyorum elbet.

Biliyorum sizi cezalandırmanın yolu, sizi düşmansız bırakmaktan geçiyor asıl.

Hizmet söz konusu olduğunda kol kola girmeyenlerin ve hala birbirine diş geçirmek için düşmanlıkta yarışanların bu ülkeye verdikleri zarar artık görülmelidir.

Çevremizde bu tür bir zararlı tarafgirliği siyaset/particilik zannedenleri hep birlikte etrafımızdan uzaklaştırmazsak kendimize de memleketimize de zarar vermiş oluruz.

Önce insanız, unutmayalım.

İnsani ilişkileri particiliğe/siyasete kurban edenler bilesiniz ki insanlıkla birlikte partilerine de zarar verirler.

Particilik/siyaset düşmanlık eksenine oturtulmamalı.

Acılarımızda ve sevinçlerimizde bizi bir araya getirmeyen siyaset, hele hele memleketimize hizmet söz konusu olduğunda hepimizi ortaklaştırmayan bir siyaset sorarım size insanlık vadisinde ne yana düşer?

Gerektiğinde kucaklaşmalı gerektiğinde birbirimizi uyarmalı gerektiğinde de yardımlaşabilmeliyiz.

Önce insan diyorsak siyasetin eksenini insani bir zemine oturtmamızın şart olduğunu unutmamalıyız derim.

Partisi ne olursa olsun belediye başkanları bence yerel topluluğun taleplerini ve hassasiyetlerini öncelemelidirler. Kendi partililerinin dar menfaat ve talep ilişkileri içine kendilerini hapsedenler kaybederler/kaybettirirler.

Öfkeyle kalkanlar zararla otururlar.

Seçim meydanlarındaki söz ve davranışları unutmayanlar, dahası bunu rövanşist bir siyasi tutuma dönüştürenler halka zarar verirler. Kendilerini de küçültmüşler olurlar.

Akıllı bir belediye başkanı partisinin hassasiyetlerini bilir gözetir. Partili aidiyetine halel getirmez. Ama militan bir partici gibi de zinhar davranmaz. Belediye binasının parti binasına dönüştürülmesine de asla izin vermez.

Bir şeyi daha önemle yapmak gerektiğine inanır: Başka partilerin başkanlarıyla ve yerel topluluğun kanaat önderleriyle sıkı bir diyalog içinde olur.

“Bu şehir hepimizin. Hepinizin aklına ihtiyacım var” diyerek demokratik diyalog, uzlaşı ve yardımlaşmanın önünü açar.

Biliyorum bundan en fazla kendi partilerinin yereldeki ufku ve vizyonu dar ve yalnızca güç peşinde koşan yöneticileri rahatsızlık duyar. O yüzden muktedir olmayan belediye başkanları kendi yerel parti yöneticilerinden korktukları için kendi memleketleri için elzem olan bu adımı atmaktan geri dururlar. Oysa bu kısır döngüyü kırmak lazım.

Ben umutluyum.

İnanıyorum ki hepimize kazandıracak bu insanlık siyaseti galip gelecektir.

Varsın o düşmanlıktan beslenenler vaveyla koparsınlar.

Onların güçleri insanlık siyaseti karşısında kaybetmeye mahkumdur bilesiniz.

Yeter ki biz insanlığımızdan zerre taviz vermeyelim.

Biz dik durursak eğriler gidecek kapı bulamazlar.

Düşmanlık değil sevgi kazandırır.

Birbirimize bakacak yüzümüz olmalı. Ve yüzümüz her daim birbirimize dönük olmalı.

Siyasetimiz bu anlayış temelinde olmalı diyorum.

TEŞEKKÜR

Rahmeti Rahman’a kavuşan babamın rahatsızlığı sürecinde Kahta Devlet Hastanesi Başhekimi sevgili kardeşim Emin Parlak ve ekibine, Adıyaman İhtisas ve Eğitim Hastanesi Başhekimi değerli kardeşim Doç. Dr. Fatih Doğan ve ekibine, ayrıca Dr. Okan Tanrıverdi’ye büyük özverilerinden dolayı teşekkür ederim.

#Belediye
#Adıyaman
3 yıl önce
Siyasetin ekseni kaymamalı… Belediye başkanları farklı olmalı…
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler