|
Siz "model" dedikçe adamlar "detay" istiyor

Bir kez daha ''model'' tartışmasının içindeyiz. Bu defa komuşlarından etkilenen ülke olarak değil, tersine komşularını etkileyen ülke konumundayız.

Daha doğrusu birileri komşularımıza bizi örnek gösteriyor.

Otoriter-baskıcı yönetimlere örnek gösterenler, bizi demokrasiyi iyi işleten bir ülke olarak değerlendiriyor olmalılar.

Katı din kurallarıyla yönetildiğini düşündükleri ülkelere ise, yüzünü batıya dönmüş ve laikliği özümsemiş bir ülke olarak değerlendirildiğimiz için örnek gösteriliyoruz.

Sanırım dünyaya nizam verme hastalığına düçar olmuş oryantalistlerin herkesi birbirine benzetme diye bir alışkanlıkları var. Oysa her ülke; güçlü ya da zayıf, ancak kendisi oluyor.

İran yahut Cezayir olmadık işte, ama sayfalarca yazıldı çizildi. Dışarıda alınacak ünvan bırakmamış koca koca sosyologlar Malezya olmamızı beklediler. Hatta Malezya olduğumuzu ama henüz bunu tam olarak farketmediğimizi, ilkbahar aylarında bu etkinin kendisini daha güçlü hissettireceğini iddia edenler oldu.

Bugün hangi Türkiye''yi model olarak gösteriyorlar?

Hangi Türkiye heyecanlandırıyor o coğrafyayı?

Ecevit liderliğindeki Türkiye mi?

Yalım Erez''in hükümet kurmayı düşlediği Türkiye mi?

Tansu Çiller ya da Mesut Yılmaz Türkiyesi mi?

Yani şimdi Türkiye bu noktaya kendiliğinden geldi, öyle mi?

''Bir sistem kurduk, normal olarak işledi. Bekledik ve sistemin çarkları bu kadar yıl sonra bilimsel bir deney gibi kaçınılmaz olarak ülkemizi bu noktaya getirdi. Bu sistemi kurup geliştirirseniz, şaşmaz bu noktaya ulaşırsınız!'' mı diyoruz (mesela) Mısır''a?

Bence de bu modeli uygulamaları şarttır. Demokrasiyle yol alacak Mısır bugünden güzel olacaktır. Fakat Türkiye olmak, hele de bugün gördüğünüz Türkiye olmak?

Bu Mısır için zor, çok zor bir hedeftir.

Sadece Türkiye''deki siyasal sistemi ve demokratik ortamı aynen kurmak yetmez. Hatta çok çalışmak da yetmez.

Bir de AK Parti lazım sanki. Hatta bir ''detay''(!) daha var orada ama dillendiremiyorlar. Belki de bütün espri o ''detay''da.

Bilinen hikayedeki gibi:

''Dünyanın en zengin adamlarından birisiniz, başarı hikayenizi dinlemek isteriz'' demişler adama. O da nasıl zengin olduğunu anlatmaya başlamış hani;

''Bir gün bir elma buldum sokakta. Tuttum parlattım bu elmayı ve bir dolara sattım. Ertesi gün bir dolara iki elma aldım ve iyice parlattıktan sonra dört dolara sattım hepsini. Üçüncü gün dört dolara sekiz elma aldım, iyice parlattığım bu elmalardan da elime on altı dolar geçti.''

Hikayeyi ilginç bulan gazeteci merakla sormuş:

''Ee, sonra?''

''Sonraki gün'' demiş adam, ''aniden kayınpederim öldü, yüklü bir mirasa kondum.''

O coğrafyaların meydanlarında demokrasi ve özgürlük diye başkaldıranlar hikayemizi bizden iyi biliyorlar. Elma parlatmayla ne elde edebileceklerini biliyorlar. Tüm denklemi değiştiren ve dillendirilmeyen o ''detay''ın ne kadar mühim olduğunu da biliyorlar. ''Model''den çok ''detay''la ilgileniyorlar gibi geldi bana.

Çünkü Türkiye''yi model olarak sahiplenenlerin ellerinde o ''detay''ın posterleri var.

13 yıl önce
Siz "model" dedikçe adamlar "detay" istiyor
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’