|
Neden Boğaziçi? Cevabı, bu derin filmde!

Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan Yeni Rektör, “Katil Polis” sloganları eşliğinde kıyasıya protesto edildi.

Öğrenci eylemlerine dün de bir grup akademisyenin protestosu eklendi: Devir teslim törenini sırtlarını dönerek protesto ettiler.

CHP’nin baş militanı Canan Kaftancıoğlu, eylemcilere Olay Yeri’nde destek verdi.

Ekrem İmamoğlu, twitter’dan eylemcilere koltuk çıktı.

CHP ile “Kardeş Partisi” HDPKK, Boğaziçi protestolarının “baş destekçileri” olarak “kışkırtıcılık yapıyorlar.

FETÖ’cü hainler de, Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinden “Yeni Gezi” beklentisi içinde!

Bunların başını da, “AKP’yi Gezi korkusu sardı” gibi lakırdılarla CIA elemanı Uslanmaz Emre haini çekiyor.

İKİ SENE ÖNCE

Boğaziçi Üniversitesinde, 29 Haziran 2018’deki mezuniyet törenine öğrencilerin protestosu damga vurmuştu.

O dönemdeki Rektör’ün konuşması sırasında, mezunlar sırtlarını dönerek “Kayyum Rektör” sloganları atmışlardı…

Protesto esnasında, mezunlar LGBT paçavralarını sallıyorlardı!

BOĞAZİÇİ, NEREDEN KOŞUYOR?

Türkiye’deki Batıcı Şer Cephesi, Boğaziçi Üniversitesi konusunda neden ayağa kalktı; rahatsızlıklarının temelinde ne yatıyor?

Şimdi, bunun tarihsel arka planına şöyle bir seyahat edelim…

Boğaziçi Üniversitesi’nin öncülü Robert Kolej’dir. Misyoner okulu olarak kurulmuştu.

“Türkiye’de ve Dünyada Casuslar” adlı kitabın da yazarı olan rahmetli Aytunç Altındal (1945-2013) bir söyleşide şunları söylemişti:

“Robert Kolej kurulurken büyük casusluk faaliyetleri yaşanmıştır…

Hamlin Ailesi, Protestan Hıristiyanlığı Osmanlı topraklarında yaygınlaştırmak için yoğun bir çaba sarf etmiştir. O dönemde bu okuldaki Müslüman gençlerden bazıları, işte bu tuzağa düşerek Hıristiyan olmuşlardı…

Robert Kolej, Osmanlı’daki Amerikalı, İngiliz ve Rum casusların da yuvası olmuştu. Birçok casus, bu okulda öğretmen kisvesi altında faaliyet göstermiştir.”

MASKELİ AJANLAR

Aytunç Altındal’ın bahsettiği casusluk faaliyetleri, bahsi geçen okulda Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir.

Engin Ardıç, 17 Aralık 2005 tarihli “Sola Kitakse” başlıklı yazısında şöyle diyordu:

“Robert Kolej’in son başkanı John Scott Everton’ın CIA ajanı olduğunu biliyorduk…

Yine çok sevgili hocalarımızdan biri olan Hilary Sumner-Boyd’un MI5 ajanı olduğunu yıllar sonra öğrendik.

Yine; Doğan Nadi’nin eşi (Nadir Nadi’nin yengesi) Bayan Mary de savaş yıllarında OSS (CIA’in öncülü) ajanı imiş…

Bayan Mary, Dünya Bankası’nda çalışan yeğeni Zeynep’in oğlunun ‘CIA’de analizci olmasını’ istemiş…”

*

Zeynep’in ablası Emine Uşaklıgil, uzun yıllar boyunca Cumhuriyet gazetesinin ortağı ve yöneticisiydi.

“SAHTE BAYRAK” OPERASYONU

Engin Ardıç’ın “Hocası” Hilary Sumner-Boyd, 1940’ta İstanbul’a gelmeden evvelinde Charles Sumner adıyla üç yıl boyunca “İngiliz Troçki’yi Savunma Komitesi” Sekreterliğini yapmış bir ajandı.

“New York Entelektüelleri” adlı Troçkist gruba paralel bir faaliyet yürüten İngiltere merkezli “Kızıl Bayrak” Birliği, Avrupa’da etkindi.

Marksist flamalı (Sahte bayrak gösteren) birliğin merkez yöneticisi Sumner-Boyd, ABD doğumlu bir İngiliz’di.

“New York Entelektüelleri” Soğuk Savaş döneminde ileri cephe ajanına dönüşmüş bir şekilde CIA’in verdiği görevleri “başarıyla” yerine getirmişlerdi.

Leon Troçki’nin 1929’da Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından atılması ve sürgüne gönderilmesi ile SSCB’de başlayan ayrışma; nihayetinde Troçkistleri ABD ve İngiltere’nin kucağına atmıştı!

“TİYATRO HOCASI”

Ajan Hilary Sumner-Boyd Robert Kolej’de profesörlük yaptı. 1976’da İstanbul’da öldü.

Robert Kolej Tiyatro Oyuncularının hocası idi. Yazar Pınar Kür, onun için şöyle diyor:

“Boyd evinde parti verirdi. Çokları davet edilmek isterdi amma o sadece tiyatrocuları çağırırdı. Onun partilerine gitmek büyük bir prestijdi. Çok eğlenirdik.”

KİMİN EVİNDE YAKALANDILAR?

17 Mayıs 1972 tarihli Milliyet’in birinci sayfasında yer alan bir haberde “12 Mart darbesinden sonra ‘Şafak’ isimli dergiyi çıkaranların yakalandığından” söz ediliyordu.

Dergi, Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi tarafından yayınlanıyordu. Derginin İstanbul yöneticisi F. İlsever de yakalananlar arasında idi.

Milliyet’in haberinde yer almayan kritik bir bilgi ise yıllar sonra gün ışığına çıkacaktı.

Yakalanan TİİKP’çiler; Çifte Şapkalı Ajan (ABD-İngiltere) Profesör Sumner-Boyd’un Boğaziçi Kampüsündeki evinde gizlenirken yakayı ele vermişlerdi!

1972’de, bir “Gizli El” Tiyatrocu Profesör maskeli bu ajanı derin olayın içinden çekip almış/kurtarmış; kimsenin ruhu duymamıştı!

*

Mister İlsever, yirmi sene sonra (Mart 1992) İkibine Doğru dergisinin kapağındaydı: Bekaa’da röportaj yaptığı Terörist Başı Apo ile birlikte gülümsüyordu!

#Boğaziçi
3 yıl önce
Neden Boğaziçi? Cevabı, bu derin filmde!
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti