Küresel enflasyonun tek müsebbibi Putin mi?

Geçtiğimiz şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle birlikte küresel piyasalar da savaş refleksleri göstermeye başlamıştı. Borsalar sert satış yerken Brent petrolün varili yıllar sonra 130 doları aşıp bir süre boyunca buralarda stabilleşmişti. Hatırlatmakta fayda var, petrolün varili bir buçuk yıl önce 30 dolar seviyesindeydi.

Enerji kalemlerindeki yükseliş üretimden tüketime, büyük şirketlerden hane halkına kadar herkesi zor duruma soktu. Zirvelere göz diken küresel enflasyonun daha da artması için kuvvetli ve elle tutulur bir bahaneydi. Fakat enflasyonun bu kadar yükselmesinde tek sebebin Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi olduğunu söylemek ne kadar doğru?

Bundan birkaç hafta önce ABD Başkanı Biden, ülkesindeki tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşmasından Rusya Devlet Başkanı Putin'i sorumlu tutmuştu. Biden yüksek enflasyondan dolayı Amerikan halkının bütçesinin zorlandığını ve ailelerin

‘Putin'in fiyat artışını’

hissetmeye başladığını kaydetti. Evet, tam da bu ifadeyi kullandı.

Şubatta en büyük enflasyon kaleminin Putin'in saldırgan tavırlarına tepki veren enerji piyasaları olduğunu belirterek,

“Putin'in gereksiz savaşına karşılık uyguladığımız yaptırımların ülke içinde de bir bedeli olacaktır”

şeklinde konuştu. Yani açık açık Putin’i günah keçisi ilan etti.

BİDEN TOPU TACA ATTI

Göreve geldiği günden bu yana kimilerine göre başarılı kimilerine göre ise ülke yönetiminde etkisiz bir sınav verdi Biden. Pandemiyle birlikte yükselişe geçen ve vatandaşın alım gücünü düşüren enflasyon canavarına karşı yapabildikleri ve yapamadıklarıyla halk nezdindeki profili pek de iç açıcı değil.

Hal böyle olunca çıkmaza giren Biden’a bir günah keçisi lazımdı.

Putin ona bu fırsatı altın tepsiyle sundu.

Topu taca atan Biden, üzerindeki enflasyon baskısından bir süreliğine de olsa kurtulmuş oldu. Hali hazırda küresel enflasyon son iki yıldır zaten yükselişteydi ve bunun en büyük sorumlusu, tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde para basarak kendisini ve tüm dünyayı şişiren ABD Merkez Bankası’ydı (FED). Rusya’nın savaş hamlesi, faiz artışlarında şahin tavır takınan FED’in de elini rahatlatmış oldu hiç şüphesiz.

NASIL OLSA SAVAŞ VAR

Planladıkları senaryonun kuvvetle muhtemel şöyle işlemesini öngörüyorlar. Yükselen enflasyonla birlikte faiz artışına gidilecek.

Enflasyonun sebebi ise kendi yaptıkları değil savaş olacak.

Böylece hem enflasyonun hem de faiz artışının hane halkı üzerindeki ağır tahribatından sorumlu tutulamayacaklar. Nasıl olsa savaş var!

Eğer Putin’den bir savaş hamlesi gelmeseydi ABD kendi halkına yıkıcı enflasyona dair elle tutulur bir sebep sunamayacaktı. ‘Biz daha önce tarihte kimsenin görmediği kadar para bastık ve bu bastığımız paralar ülkemizde ve dünyada enflasyonun yükselmesine sebep oldu’ diyecek halleri yoktu herhalde.

Putin bir nevi ABD’ye can simidi oldu.

Ukrayna’nın işgal süreci henüz başlamamışken Avrupa’nın daha temkinli ABD’nin ise daha şahin bir tavır takınması da bundan dolayıdır belki de.