16 Nisan’da kariyerinin 8. yenilgisini tadan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kazan kaldıran muhalefeti “Partiden kovarım” diyerek korkutmaya çalıştı ancak bu tehdit ters tepti. Kılıçdaroğlu, CHP’de ‘tek adam’ rejimine karşı çıkan Deniz Baykal, Muharrem İnce ve Fikri Sağlar’ın ardından en sağlam darbeyi en yakınındaki isimden yedi. Sağ kolu Selin Sayek Böke, zehir zemberek bir açıklamayla istifasını duyurdu. Kılıçdaroğlu’nun muhalifleri ‘disiplin sopasıyla’ hizaya sokmaya çalışmasına tepki gösteren Böke, “Gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum. CHP’de Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerimden istifa ediyorum” dedi. Böylece 16 Nisan sonrası CHP’de fitili ateşlenen yangın yepyeni bir boyut kazandı.
Referandum hezimeti sonrası kendisine yönelen eleştiri oklarını bertaraf etmek için ‘oylamanın şaibeli olduğu’ yaygarasını ortaya atan Kılıçdaroğlu, bu taktiği tutmayınca parti içi muhalefetle başbaşa kaldı. Buna dair ilk net işaret CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’dan geldi. Kılıçdaroğlu’na açıkça, “2019’da cumhurbaşkanlığına aday olmayacaksan koltuğu bırak” çağrısı yapan Baykal, CHP’de başlayan sarsıntının ilk işaretçisi oldu. Baykal’ın önerisine destek vermeyen Kılıçdaroğlu, artık CHP’lilerin de gülünç bulduğu o iddiayı seslendirmeye devam etti: “2019’da aday olmayacağım. Cumhurbaşkanı partili olmamalı...”
Kılıçdaroğlu’na Baykal’ın 2019 önerisinden daha ağırı Mersin Milletvekili Fikri Sağlar’dan geldi. ‘Tek adamlık’ ile suçladığı liderinin görevi bırakması için olağanüstü kurultay talep eden Sağlar, “Kılıçdaroğlu referandum kampanyasında ‘tek adama karşıyız’ propagandası yaptı ama kendisi tek adam oldu! Kılıçdaroğlu Parti Meclisi’nde herhangi bir karar alınmasına izin vermiyor. 6-7 saat tartışıyoruz ancak o, kulağına kim ne fısıldıyorsa kararını ona göre veriyor” diyerek meydan okudu. Kılıçdaroğlu’nun buna tepkisi ise pusuda bekleyen diğer muhaliflere gözdağı niteliğindeydi: “Gitsinler, ‘dedikodu partisi’ falan kursunlar. Parti içi mücadeleye imkan vermeyeceğim, gerekirse onları partiden kovacağım!”
Kazan kaldıran Fikri Sağlar’ı disipline sevk etmek isteyen Kılıçdaroğlu’na bir darbe de Muharrem İnce’nin başını çektiği muhalif kanattan geldi. Yanına milletvekillerini de alarak gövde gösterisi yapan İnce, CHP’de değişimin ‘acil ihtiyaç’ olduğunu belirtti; “2019’da ben aday değilim demek, ‘seçimi kazanamam’ demektir. Değişim taleplerini kapatmayın. Partiyi de ülkeyi de yormayın” sözleriyle seçimli olağanüstü kurultay istediklerini kaydetti. Parti içerisindeki muhalif çıkışların önüne set çekmek için muhalifleri kapının önüne koyma tehdidi de işe yaramayan Kılıçdaroğlu şimdi, referandum kampanyasında milleti ‘Hayır’ oyu vermeye çağırırken kullandığı sözlerle vuruluyor. Kampanyasını ‘tek adamlık’, ‘demokrasi’ ve ‘ifade özgürlüğü’ gibi kavramlar üzerine kuran Kılıçdaroğlu şimdi partisinde tek adamlıktan ödün vermiyor ve demokratik kanalları açmıyor. Muhalif seslere yönelik de disiplin mekanizması devreye sokuluyor.
Deniz Baykal’a yönelik kaset kumpası sonrası CHP’nin dümenine geçen Kemal Kılıçdaroğlu, her geçen gün yolun sonuna yaklaşıyor. Kılıçdaroğlu’nun ekibine yönelik tehditvari tavrı ve “Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı” sözleri, en yakın çalışma arkadaşlarıyla birlikte örgütte de rahatsızlığa neden oldu. Kılıçdaroğlu’nun CHP ile bağını iyice kopardığını ortaya koyan sözleri sonrası partili muhalifler, “Kemal Bey, parti geleneğinden gelmediği için ‘partiyi kapatıp gidelim’ demek istiyor. Partinizin cumhurbaşkanı adayı olamayacaksanız bir iddianız yok demektir. Parti içerisinden cumhurbaşkanı adayı çıkaramayan bir partiye vatandaş nasıl güvenip oy verecek? Demokrasiden bahsedilen bir partide Kılıçdaroğlu’nun tehditleri asla kabul edilemez. Kılıçdaroğlu, koltuk sevdasından dolayı CHP’de tek adam olmayı istiyor” şeklinde konuşuyor. Bu arada CHP Parti Meclisi bugün Fikri Sağlar’ın disipline sevkini konuşmak üzere olağanüstü toplanacak. Toplantıya PM üyesi olan Sağlar da katılacak.
Referandum sonuçlarını hazmedeyen CHP’de OHAL ilan edilmiş, toplantı üstüne toplantı yapılmıştı. 16 Nisan sonrası ikinci kez yapılan MYK’nın ardından Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, referandum sonuçlarının meşru olmadığını belirterek ‘sine-i millete gidileceğini’ iddia etmişti. Böke’den iki saat sonra Grup Başkanvekili Levent Gök, Meclis’ten çekilmeyeceklerini açıklamış, karşılıklı atışmalar gerginliğe neden olmuştu. Dün sert ifadelerle yüklü yazılı beyanıyla istifasını açıklayan Böke, referandum sonrası sokak provokasyonlarına partisinin gerekli desteği vermediğini üstü kapalı sözlerle eleştirerek, sandık sonuçlarının meşru olmadığını savunmaya devam etti.
‘Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmanın, desteklemenin ve bu hakların kullanımına ortak olmanın CHP’nin görevinin bir parçası olduğunu’ belirten Böke, “Buna rağmen atılması gereken adımlar 16 Nisan’dan beri gereken siyasi kararlılık ve netlikle atılmamıştır” dedi. Sosyal demokrat olma iddiasındaki CHP’de parti kurullarının etkin çalıştırılması gerektiğine işaret eden Böke, ‘mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmadığını’ belirterek, Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerinden istifa ettiğini bildirdi. Böke, Parti Meclisi üyeliği ve milletvekilliğinin ise devam edeceğini ifade etti.
CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, Böke’nin istifasının partinin geleceğine ciddi bir darbe yaşattığını söyledi. CHP’nin tüm örgütleri ve Genel Başkanı ile halk oylaması sürecinden başarılı çıktığını savunan Sındır, Böke’nin verdiği karara bir anlam veremediğini belirtti. Olağanüstü kurultay seslerinin yükseldiği, çığırtkanlığının yapıldığı bir süreçte böylesi bir davranış zamanlamasnın uygun olmadığını söyleyen Sındır “Diliyorum bireyseldir, farklı bir yapılanma adımı olarak ortaya konmamıştır. Bunun arkasından ne gelir onu bilemem” dedi.
