1071'den önce, Anadolu'nun kapılarını açmamızdan önce, Romen Diyojen elçi gönderip, oradaki Kürtlere, “Size üç teklifim var" dedi. “Bir... Kendine sultan dedirten bu adama karşı benim yanımda yer alırsanız sizi altınlara boğarım. İki... Kendine sultan dedirten adama karşı tarafsız kalırsanız size dokunmam. Üçüncüsünü söylemeye dilim varmıyor" dediğinde, onlar da “Üçüncüsünü yaparsak bizi yok edersin değil mi?" diyerek dönüp kendi aşiretlerinde istişare yaparlar. “Birinciyi ve ikinciyi tercih edersek cehennemdeyiz" derler ve üçüncüyü, yani Sultan Alparslan'ın ordusuyla, Türklerle olmaya karar verirler. Kutsal Kitap üzerine ittifak yaptı Kürtler ve Türkler. Dünya barışının atom çekirdeğidir Kürtler ve Türklerin kardeşliği. Bu sulhu, dünya için hayra vesile olan bu birlikteliği bozmak için atom çekirdeğini parçalamaya karar verdiler. Ve şu anda atom çekirdeğini parçalamaya çalışıyorlar. Hepimizin malumu atom çekirdeğini parçalamaya çalışırsanız orada öyle bir enerji oluşur ki, bu Kürdü de yutar, Türkü de yutar ama hesaba katmadıkları bir şey var: İnsanlığı da yutar. Dünyayı yaşanmaz hale getirir.
