Almanya'da bir okulda öğretmenlik yaptığı sırada tanıştığı bir hocadan etkilenerek Müslüman olan 39 yaşındaki Ferk, çeşitli İslami araştırmalar yaptı.
Öğretileri ile tüm dünyada ilgi uyandıran düşünce adamı, mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi'den etkilenerek bir turla Konya'ya gelen Ferk, Mevlana'dan bugüne kadar gelen ve Mevlevilerin en önemli zikir türlerinden olan semaya ilgi duymaya başladı.
Şu sıralar küçük kızıyla Konya'da bulunan ve "Sema" öğrenme hayalini gerçekleştirmeye karar veren Ferk, sufi olma yolundaki kararlılığını sürdürüyor.
Halime Ferk, yaptığı açıklamada, yaklaşık 4 yıl önce Almanya'da bir hocadan etkilenerek İslamiyet'i seçtiğini söyledi.
Müslüman olduktan sonra hayatında birçok şeyin değiştiğini ifade eden Ferk, "Müslüman olmamda birçok şey beni etkiledi. Mesela günümü beş vakte bölmek zorundayım. Bu beni disiplinli yapıyor. Ne yaparsam yapayım bunu kendim için değil de Allah için yapmam gerektiğinin bilincindeyim" diye konuştu.
Konya'da kalıp sema öğrenmeye karar verdi
Halime Ferk, Müslüman olduktan sonra Hazreti Mevlana'yı ve onun öğretilerini araştırdığını anlattı.
"Konya'da olduğum için çok mutluyum. İslamiyet'i seçtikten sonra Hazreti Mevlana adında birisini duydum, sonra arkadaşı ve hocası olduğunu öğrendiğim Şems-i Tebrizi'yi. Bir turla Konya'ya gelmeye karar verdim. Buraya geldikten sonra Hazreti Mevlana'yı daha iyi anlamak ve sema ile alakalı daha çok şey öğrenmek için burada bir müddet daha kalmaya karar verdim."
Ferk: Çocuklarımı İslam'ın öğretileriyle koruyabilirim
Halime Ferk, yakınları ve çevresindeki insanların kendisine zamanla alışacaklarını, çocuklarını da İslamiyet üzerine yetiştirmeyi düşündüğünü anlattı.
Küçük kızının halen Kuran-ı Kerim öğrendiğini belirten Ferk, "Kızım Kur'an kursunda Kuran-ı Kerim okumayı öğreniyor. Birkaç tane de sure ezberledi. Yaşadığım ülkede alkol tüketen ve madde bağımlısı olan çok insan var. İslam'ın öğretileriyle çocuklarımı bu zararlı şeylerden koruyabilirim" şeklinde konuştu.
- "Siz Türkiye'de çok şanslısınız çünkü beş vakit ezan dinleyebiliyorsunuz. Bunu bir hediye olarak görmelisiniz. Biz bu durumdan yaşadığımız ülke itibarıyla mahrumuz. Memleketim olan Hırvatistan'da bir zamanlar Osmanlı devleti hüküm sürmüş. O zamanlardan bu zamana izleri hala duruyor. Mesela bizde Türk kahvesi var ve birçok Türkçe kelime bizim dilimize de geçmiş durumda."
