|
Biden’ın Michigan korkusu!

ABD Başkanı Joe Biden diliyle “havadan insanî yardım” derken bile aklı Ukrayna’da imiş. Meğer “Gazze” diyecekmiş, sehven “Ukrayna” çıkmış ağzından. Biden İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’yi Beyaz Saray’daki kabulünden önce yaptığı açıklamada “Gazze” yerine bir değil, iki kez “Ukrayna” demiş. İsrail Ordusu Gazze’nin kuzeyinde gıda yardımlarına ulaşmak için bekleyen sivillere saldırarak yüzden fazla insanı daha katletmişti. “İnsani yardıma ulaşmaya çalışırken yaşanan olay trajik ve korkutucu. Oradaki hayatların kaybı çok üzücü” diyen Biden Gazzeli sivilleri öldüren silah ve cephaneyi ABD’nin verdiğini söylemeyi unutmuş.

Biden geçtiğimiz hafta başında Pazartesi gününe kadar bir ateşkesin müzakere edilebileceğini düşündüğünü söylemişti. Ancak Perşembe günü bu yorumlarını geri çekerek “umut sonsuzdur” ancak “muhtemelen Pazartesi gününe kadar değil” demişti. İsrail’in Biden Yönetimi’nden “ateşkes” cümlesini kullanmamasını istediği biliniyor. Biden Yönetimi Dışişleri birimlerinden bu cümleyi alenen kullanmamaları yönünde daha önce uyarılar yayımlamıştı.

ABD Başkanı Biden “Gazze’ye yardım şu anda hiçbir yerde yeterli değil - hiçbir yerde yeterli değil, masum hayatlar tehlikede ve çocukların hayatları tehlikede” demişti. Ne ki Biden çocukların hayatlarını korumak için sorumlu bir yönetimin yapması gerekeni yapmıyor. Yapmak istiyor gibi davranıyor, ancak İsrail’in tepkisine göre şekil alarak tutum değiştiriyor.

Cezayir gıda bekleyen sivillere yönelik katliam sebebiyle İsrail’in BM Güvenlik Konseyi’nde kınanmasını içeren bir girişim başlattı. 15 üyeli Güvenlik Konseyi’nin 14 üyesinin desteklediği girişimi sabote eden ülke, yine ABD oldu. ABD’nin BM Büyükelçisi Yardımcısı Robert Wood “girişimi neden engellediniz” diye soran bir gazeteciye, “Sahadaki tüm gerçeklere sahip değiliz - sorun da bu” diye cevap verdi. Wood, katliamla ilgili çelişkili raporlar olduğunu, ABD’nin “insanların nasıl öldüğüne ilişkin koşullar” dahil tüm gerçekleri toplamaya çalıştığını savunuyordu. Wood, İsrail’in katliamdaki rolünü çarpıtan açıklamalarını temel alıyordu.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise geçtiğimiz Perşembe günü Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nde Gazze ile ilgili bir oturumunda 25 binden fazla kadın ve çocuğun İsrail tarafından öldürüldüğünü söyledi. Pentagon hemen bir açıklama yaparak bu rakamların Gazze Sağlık Bakanlığının rakamları olduğunu söyledi. Buna göre Austin’in verdiği rakamlar katledilen tüm Filistinlileri içeriyordu. Açıklamada ayrıca “Gazze’deki bu kayıp rakamlarını bağımsız olarak doğrulaya-mıyoruz” ibaresi de yer alıyordu. ABD’nin Gazze’deki soykırıma ilişkin rakamları doğrulayacak bir donanıma sahip olmadığını iddia etmesi inandırıcı değil.

ABD’de yapılan anketlerde Amerikalıların ezici çoğunluğu Gazze’de kalıcı ateşkes istiyor. Biden Yönetimi’nin Gazze politikasıysa “bir adım ileri üç adım geri” şeklinde yönetiliyor. Kasım seçimleri için adaylık yarışını sürdüren Biden eyaletlerdeki ziyaret plânlarını da protestolarla yüz yüze gelmemek için saklı tutuyor. Seçim kampanyası için Michigan eyaletine giden Biden, Arap seçmenlerin yoğun olduğu bazı ilçeleri pas geçmişti.

Arap kökenli Demokratlar ile “genç Demokratlar” Biden’ın Gazze politikasını şiddetle protesto ediyorlar. “Michigan’a kulak ver” kampanyası ön seçimlerde Biden aleyhinde “10 bin protesto oyu” hedeflemişti. Geçtiğimiz Salı Michigan’da gerçekleşen ön seçimlerde 10 bin değil yüz binden fazla protesto oyu kullanıldı. Michigan’da yaşayan yüzbinlerce Arap kökenli seçmenin ezici çoğunluğu 2020 seçimlerinde Biden için oy kullanmıştı. Demokratlar’ın ön seçimlerine katılımın önceki dönemlere kıyasla zayıf kaldığı, Cumhuriyetçiler’in ön seçimlerine katılımın ise daha fazla ve daha coşkulu olmasıysa gözlerden kaçmıyordu.

Biden’ın “ateşkes” ibaresini kullanması daha çok Michigan’da büyüyen tepkiyle ilgili. Ancak Michiganlılar “söylemek” ile “yapmak” arasındaki nitelik farkını Biden’ın gözüne sokuyorlar. Analizcilere göre yüz binden fazla Demokrat’ın evlerinde kalmasının veya bir başka adaya oy vermesinin Kasım seçimlerinin kaderini etkileyecek niteliktedir. Arap seçmenlerin en yoğun olduğu Dearborn şehrinin Demokrat Partili belediye başkanı Abdullah Hammoud ise Kasım’daki Başkanlık seçimleri için aldıkları pozisyonu şu sözlerle özetliyordu: “Bir adayın kazanmasını sağlayacak kadar büyük değiliz. Ama bir adaya kaybettirecek kadar büyüğüz.”

#Politika
#Biden
#Abdullah Muradoğlu
2 ay önce
Biden’ın Michigan korkusu!
Büyük Ülke, müthiş zafer!
Ne kadar gıybet o kadar zillet
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!