|
Trafik cezaları amacından sapmış
Para cezaları
kamu düzenini işlevsel kılmak için
uygulanır, gelir elde etmek için değil. Politika yapıcılar ve uygulayıcılar zaman zaman bunu karıştırıyor.

Hız sınırını aştınız (o kadar farklı sınırlamalarla karşı karşıyasınız ki aşmamanız anormal), radara yakalandınız, cezayı yediniz. Afiyet olsun (!).

İtiraz hakkınız yok, kayıtlara geçmişsiniz.

Camı kırdınız parasını ödeyeceksiniz.

Gıkınız çık(a)mıyor ve sindiriyorsunuz bir şekilde.

**

Şehirde bir fatura almak için birkaç dk. yol kenarında durdunuz.

Arabanın içinde birileri var.

Trafiğin sakin olduğu saat.

Mobeseden izleniyorsunuz ve park ettiğiniz için ceza yiyorsunuz.

Aracın içinde birileri olmasına rağmen aracın çekildiğine, içindeki kadının panikle atlayıp yaralandığına da şahit oldu bu toplum (vatandaş araç çekme olayında da keyfilik olduğunu düşünüyor).

**

Mantık trafik düzenine yardım etmek mi?

Hayır, trafik sıkışıklığı yok ki..

Devlete gelir sağlamak mı?

Hayır(!), para cezalarının böyle bir amacı olamaz (cezaların toplamını görünce böyle bir düşünce akla geliyor).

**

2019 yılının ilk 10 ayında
4.5 milyar liralık trafik cezası kesilmiş
ve
13.2 milyon kişi ceza yemiş
. Bunun yüzde 77’si EDS gibi teknolojiler kullanılarak plakaya kesilen cezalardan oluşuyor. Sadece bu rakamlar üzerinden bile
sistemin para cezası kesme ruhuna aykırı
işlediğini görürsünüz.
Birincisi, 10 ayda 13 milyon kişi ceza yiyorsa sistemi sorgulamak gerekir. Adeta
ceza yemek yeni normal olmuş.

İkincisi; İstanbul-Samsun arası 737 km. Yaklaşık 8 saatlik bir yol. Trafik kurallarına (levhalara) uyup gitseniz ancak 16 saatte gidilebilir.

20-30 yıl önce de 12-14 saatte otobüsle gidilebilen bir yolu, kural ve levhalarla bugünün çok daha güçlü, hızlı, ileri teknolojili araçlarıyla aynı zamanda gitmeye zorlayan bir sistem neyi amaçlıyor?

AK Parti hükümeti haklı olarak
bölünmüş yollarla ve altyapıda yaptığı iyileştirmelerle
övünüyor.
Fakat bölünmüş yol demek 70 km hızın üstüne çıkma serbestisi demek değildir. Şöyle ki; bölünmüş yol (şehirlerarası geçiş yolu) olan
Osmancık geçişinde 79 km hızla 288 lira cezayı yersiniz.

Madem bölünmüş yol ulaşım sürelerinin kısalması gerekmez mi?.

Madem 70 km hızda gidilmesi isteniyor
gidiş-gelişli yolların trafiği yavaşlatma gücünden
(!) yararlanmaya devam edilebilirdi. Bölünmüş yollar için de bu kadar para harcanmazdı.

**

Vatandaş
arabasını alırken
yüksek meblağlarda
vergi ödüyor (ÖTV ve ÖTV’yi bile kapsayan KDV)
.
Binerken
, “
benzin kullanarak
” devlete fazlasıyla
katkı (yüzde 60’a yakın ÖTV-KDV) sunuyor
.
Arabası yıl boyu parkta bile olsa
motorlu taşıtlar vergisi
(MTV) veriyor.

Köprüden geçiş para, otoyol geçişleri para, tünelden geçiş para.

Yani araç sahipleri her aşamada bütçeye fazlasıyla katkı sağlıyor.

Bir de uygulanabilirliği olmayan kurallarla araç sahiplerini ekstradan
mali külfet altına sokmanın
mantığı yok.

**

Kurallar vatandaşı “zora sokmak” için değil; yaşamını kolaylaştırmak, katkı koymak, refahını yükseltmek için konulmalı.

Bir sistem
düşünün (cari trafik kuralları); “
ana kitlenin önemli bir kısmını kural dışı
(10 ayda 13 milyon kişi trafik kurallarını ihlal etmiş) hareket ediyor diye cezalandırıyor”. Bu durumda sistemin yanlışlığı, gözden geçirilmesi gerektiği sorgulanmaz mı?
Hükümetin en başarılı bakanlarından birisi olan
İçişleri Bakanı
’nın daha
uygulanabilir bir trafik sistemi
için yeni düzenlemeler yapacağına inanıyorum.
#Trafik cezası
#Kamu
#Politika
4 yıl önce
Trafik cezaları amacından sapmış
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi