|
Aklımızla alay etmeyin!
Al birini vur ötekine…
Genel Başkanı
büyükelçilere yalvarır…
İttifak ortağı
hemen ardından kalkar, AB ülkelerinin büyükelçileriyle ‘Türkiye ve bölge gündemine ilişkin’ yemek yer…
Belediye Başkanı
gider İstanbul için ‘küresel yardım’ dilenir…
Neticede, siyasi tarihimize
‘kara çalan’
hamlelerden bir türlü geri duramazlar… Bir dedikleri de diğerini tutmaz…
CHP
Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu’
nun Türkiye’deki tüm büyükelçilere yazdığı mektup malumunuz… Şöyle diyordu:
“Ülkenizdeki yatırımcılar, Kanal İstanbul gibi her yönüyle dünya iklimine karşı bir hareket olan bu projeyi desteklememelidir. Bu, ülkemiz ile birlikte dünyanın iklimine de dönülmez bir zarar verecektir. İstanbul’a ihanet, dünyaya ihanet anlamına gelir. Kanal İstanbul Projesi’nin uygulanmasının önlenmesi için mücadele vermeye devam edeceğim. Ülkemin iklimini, havasını, suyunu, toprağını korumak benim görevim. Sizlere de dünyayı korumak için çağrıda bulunuyorum.”
Millî bağımsızlık
yolundan ilk sapması bu değildi ki son olsun… Defalarca “Türkiye’de can ve mal güvenliği yok” diyerek ülkemize yapılacak yatırımların, gelecek turistlerin önünü kesmeye çalışan bir zihniyetten daha fazlasını beklemezdik zaten…
Başları sıkışınca, siyasi destek aradıklarında el kapısına gitmeye, Batı’ya sığınmaya o kadar alışmışlar ki şimdi de
Ekrem İmamoğlu
Glasgow’daki ‘İklim Zirvesi’nde ‘buyurmuş’:
“Avrupa’nın en büyük kenti olan İstanbul’un depreme dayanıklı hâle getirilmesini, sadece İstanbul’un ve Türkiye’nin geleceği açısından değil, tüm kıta açısından hayati kabul ediyoruz. Bu konuda global bir dayanışma gereği vardır.”

Kılıçdaroğlu’nun büyükelçilere çağrısından sonra işler pek istedikleri gibi gitmemiş, beklediklerinden büyük tepkilerle karşılaşmış olacaklardı ki ağız değiştirmekte beis görmemişlerdi.

Anlaşılan bu kara lekeyi
‘temizleme’
işi CHP Grup Başkanvekili
Engin Altay
’a düşmüş… “O mektup bir şikâyet mektubu değil, bir tehdit mektubu” diye gürlemiş…
Kılıçdaroğlu da partisinin grup toplantısında, son bir hamleyle durumu toparlamaya çalıştı:
“Büyükelçiliklere yazdım; ülkelerinizden birileri gelip, Kanal İstanbul talanına katılırsa, bedelini öder dedim. Artık yazılı imzalı olarak ellerinde var, kimse bilmiyorduk, duymadık diyemez.”

Toparlayamadı tabii… Okuduğumuzu anlayan insanlar olarak, amiyane tabirle, yemedik… Tehdit başka bir kavram, çağrı, yalvarma bambaşka…

Haydi diyelim ki “yedik”… İmamoğlu’nun
‘dayanışma çağrısı’
da mı tehdit, Batı’ya büyüklenme ya da “Gelmeyin sizi çok fena yaparız ha” demek?!

Kalkmış basbayağı “Biz hepimiz, siz tek” diyor… Yani, kendi ülkesine karşı diğerleriyle birlik olup baskı kurmaya çalışıyor…

CHP yönetimi kazı çeviriyor ama istikrarsızlık da hastalık gibi… Bir daha çevirince başa dönüveriyor… Olan kaza oluyor tabii…

Batı’dan, ABD Başkanı
Biden
’dan medet umuyorlar, PKK ile iltisaklı
HDP
ile iş birliğini çok güzel yapıyorlar… Çok evrenseller… Kâinat yanlısı bile diyebiliriz onlar için… Neptün, Plüton, Mars, tabii Merih ve Venüs’te de geçerli olan ne varsa evrensellik ilkelerine uygun biçimde hepsine sahip çıkıyorlar… Yani, herkesle bir oluyorlar da bir kendi milletinin, devletinin, ülkesinin yanında olmayı beceremiyorlar…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
’ün dediği gibi
“Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”
Bu sözü CHP’nin tekrar hatırlaması yerinde olur…
Tabii ki bu dediğimizi yapmayacaklardır… Çünkü aklımızla alay etmeye çalışmak, onlar için bir
‘siyasi iletişim stratejisi’
hâline gelmiş…
#Kemal Kılıçdaroğlu
#CHP
#Engin Altay
2 yıl önce
Aklımızla alay etmeyin!
Cevdet Paşa da “din adamı yok” diyor
ABD, Erdoğan’ı öldürmeye çalıştı!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…