|
Arife olan anlar

Hiç unutmam… 80’li yılların ortaları. Sabah Gazetesi Dergi Grubu’ndayım. Dinç Bilgin Bey’in isteği üzerine kısa bir süre de olsa gazetenin yazı işleri toplantılarına katılıyorum.

Gazetenin genel yayın yönetmeni Zafer Mutlu’nun arada sırada dile getirdiği şu sözler aklımdan hiç çıkmadı: “Halkımız yarın ne konuşsun?”

O zamanlar, iletişim kuramları dünyasında henüz yeterince dolaşmadığım için onun bu önemli tespitinin akademik karşılığını bilemiyordum.

Sonradan öğrendim…

İletişim tekniklerinin en önemli unsurlarından biridir: Gündem belirleme (agenda setting)…

Medyanın birincil görevi tabii ki ‘haber vermek’tir. Ancak, en az onun kadar ağırlıklı bir görevi de ‘yorum yapmak’ ve ‘gündemi yönetmek’tir.

O nedenle “Halkımız yarın ne konuşsun?” sorusu kimilerine yanlış bir yaklaşım gibi gelse de iletişim kuramı açısından son derece doğrudur. Aynı soru ‘siyasi iletişimde’ ve ‘marka yönetiminde’ de sorulmalı ve gündem belirleme yöntemi bu iki alanda da ‘planlı’ bir şekilde devreye sokulmalıdır.

Başta Atatürk olmak üzere, bu yöntemi, geçmişte başarıyla uygulayan pek çok siyasetçiyi, marka yöneticisini ve medya organını sıralamak mümkün.

Buradaki iki kritik soru şudur: 1. Gündemi ‘kim’ belirleyecek? 2. Nasıl belirleyecek?

Çünkü siz belirlemezseniz başkaları belirler. Başkaları belirlerse de sizin sonraki reaksiyonlarınız sadece ‘savunma’ olarak algılanır ve savunma, iletişim kuramı açısından ‘kusurlu hareketler’den biridir.

Nasıl yönetilmesi gerektiği ise ayrı bir alandır. Eğer o ‘nasıl’ı, ‘usulü veçhile amel’ edemezseniz, inisiyatifi karşı tarafa verirsiniz.

Demek ki burada zamanlama çok büyük önem taşır ve de gündemle ilgili yapılan iletişimin ne kadar sürdürüleceği... Bazen susmak bile bir ‘iletişim aracı’ olabilir…

İletişimin sonuç odaklı bir mesele olduğu malumunuz… Almak istediğiniz sonuca ne oranda ulaştığınız, attığınız adımların işe yarayıp yaramadığını gösterir.

Gündemi yönetme konusundaki başarınızın göstergesi de o konuyla ilgili hedef kitlenizdeki algılamanın düzeyidir. Bunu ise Anglosaksonlar’ın ‘poll’ dediği, hızlı, kısacık ve az sayıda sorularla yapılan anketlerle belirlemek mümkün.

ABD’de, Başkan’ın yaptığı her konuşmanın arkasından ve her gündem belirleme faaliyeti sonrasında poll çalışmalarının yapıldığını biliyoruz. Bizde de yapılıyordur inşallah.

Yoksa karanlığa kurşun sıkmakla kendi ayağımıza kurşun sıkmak arasında pek bir fark olmaz.

#İletişim
#ABD
#Poll
3 yıl önce
Arife olan anlar
Batı müziğinin dikey hareketi kilisenin yarattığı tanrının sesidir
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar