|
Bre gafiller!
“Cumhurbaşkanı tükürdüğünü yaladı…”
“Ben olduğum sürece İsveç ve Finlandiya NATO’ya giremezler, demişti…”
“Bak şimdi tam nasıl paşa paşa tersini yapıyor”
“İsveç ve Finlandiya’nın sözünü tutacağı ne malum?!..”
“Bugüne kadar ‘teröre destek veriyoruz’ mu diyorlardı sanki. Göstermelik işler… Yine bildiklerini okurlar”
“Türkiye itibar kaybetti”
“Bu imza ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir taviz”
Tam da
“Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış”
misali… Laf ebeliği yine başladı… Karadeniz’de bulunan doğal gaz yatağıyla ilgili de böyle yapmışlardı:
“O kadar büyütülecek rezerv yok…” “Bulsalar da çıkaramazlar…” “Bizde o teknoloji yok…”
ABD
ve
Avrupa Birliği
konusunda millî bağımsızlıktan yana ne zaman bir pozisyon alınsa hemen arkasından “eksen kayması” diye ortalığı karıştıranlar da bunlardı…
Mavi Vatan
ile ilgili de pek bi’ çekingen, pek bi pısırıktılar, başkasının ekmeğine yağ sürdüklerinin de farkında olarak
“Libya’da ne işimiz var?!”
diyorlardı.

Ülkenin itibarının altını oymayı kendine iş ve hedef belirleyenler yine sahnedeler…

Bugünün konusu da malumunuz… Madrid’de düzenlenen
NATO Zirvesi
Türkiye, İsveç
ve
Finlandiya
arasında imzalanan
üçlü muhtıra…
İskandinav ülkelerindeki terör örgütünün faaliyetlerine izin verilmemesi, silah ambargolarının kaldırılması ve iade taleplerinin ivedilikle yerine getirilmesi gibi maddelerin yer aldığı,
“Müstakbel NATO müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç, millî güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye›ye tam destek verirler”
denilen muhtırada özetle şunlar var:
“Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç,
PYD/YPG
ve Türkiye’de
FETÖ
olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır. Finlandiya ve İsveç,
PK
K’nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit eder.
Türkiye, Finlandiya ve İsveç bu terör örgütlerinin faaliyetlerini engellemek amacıyla aralarındaki iş birliğini artırmaya karar vermişlerdir. Finlandiya ve İsveç, bu terör örgütlerinin emellerini reddeder.”
Bre gafiller! Bu adımla Türkiye’nin neler elde edebildiğini görmemekte ısrar ediyorsunuz! ABD her ne kadar bunları desteklemeyi sürdürse de PYD ve YPG’nin
‘terör örgütü’
olduklarının bir NATO belgesiyle tasdiki Türkiye’nin hazırlandığı Güney sınırımızın ötesindeki büyük operasyonun da meşruiyeti için kapıyı ardına kadar açmıyor mu?!
Bırakın, Türkiye’nin terör örgütleriyle ilgili ‘yalnızlaştırılmış’ pozisyonundan kurtulmak için attığı adımların karşılık bulmasını; NATO Genel Sekreteri
Jens Stoltenberg
’in “Turkey” yerine “Türkiye” demesi bile ülkemizin tezlerinin ciddiye alındığının bir işaretidir.

Kaldı ki iki hususun daha altını çizmekte yarar var:

1
. Önümüzdeki dönemde bu iki ülkenin attığı imzanın gereğini yerine yetirmemeleri hâlinde,
TBMM
’den NATO üyelikleri için onayın geçmemesi gibi bir koz elimizdedir…
2.
Türkiye’nin, başta ABD olmak üzere Madrid’teki ikili ilişkilerinde başka hangi kazanımları elde ettiğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Gözümüze takılanlar…

-
Halkbank,
çocuklara tasarruf bilincini aşılamak için karnesini getirenlere
Keloğlan, Karagöz-Hacivat
ya da
Nasreddin Hoca
’lı kumbaralarından hediye ediyormuş. Gençlere hitap ederken işin dijital tarafını da ihmal etmemişler… Kültürümüzde önemli yere sahip bu kahramanların hikâyelerinin, kumbaraların üzerindeki QR kod ile dinlenebilmesini sağlamışlar… Mesajıyla, tasarımıyla, ulaşmak istediği faydayla dört dörtlük kampanya olmuş; ancak işin iletişimini yapmakta biraz geç kalmışlar… (Coşkun Keskingözler, Effect Bcw)
-
Dior,
2023 erkek yaz koleksiyonunda, geçmişi 16. yüzyıla dayanan, Gaziantep’in özel
kutnu
kumaşına yer vermiş... Osmanlı sultanlarının kıyafetlerinde de kullanıldığı bilinen kutnunun bir metresinde yaklaşık 5 bin 700 iplik bulunuyormuş… Geçen yaz,
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Gaziantep Müze Mağazası
’ndan alınarak hediye edilen bir kravat vesilesiyle bu kumaşı tanıma fırsatımız olmuştu… Yine o zaman öğrendik ki; ünlü modacımız
Dilek Hanif
de birkaç yıl önce kutnuyla hazırladığı koleksiyon da bu mağazada satış çıkarılmış. Dünya çapındaki lüks moda markası Dior’un da etkisinin 500 yıllık bu değerimizin daha iyi tanınmasına vesile olmasını yürekten dileriz. (Dior, Instagram)
-
Philips Ev Aletleri,
Türkiye’nin de aralarında olduğu 100 ülkedeki faaliyetlerinde karbon emisyonlarını dengeleyerek 2020 itibarıyla
‘karbon nötr’
olmuş.
Üretimde
%100 yenilenebilir elektrik kullanıyor, operasyonel atıklarının yüzde 90’ını geri dönüştürüyorlarmış. Sadece 2021 yılında 2.640 ton geri dönüştürülmüş plastik kullanmışlar. “Daha az tüketim, daha çok geri dönüşüm” stratejisini hayata geçiren markanın 2040 hedefi
‘karbon net sıfır’
mış. Çevre ve sürdürülebilirlik konularında adım atan çok marka görüyoruz, anca böyle net sonuçlara ulaşanlar pek de fazla sayıda değil. Pandemiyle çevre hassasiyetinin de tetiklendiğini hesaba karatsak tüketici nezdinde öne çıkmayı sağlayacak önemli bir başarı; kutlarız… (Sanem Sevgili, Bersay İletişim)
#İsveç
#Finlandiya
#NATO
2 yıl önce
Bre gafiller!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset