|
İnsan tabii ki değişir…

İnsan değişmez mi; değişir… Sabit fikirler daha çok gençliğin getirdiği toyluğa yakışır. Değişim ise olgunlaşmanın gereğidir …

Farklı fikirlere kulağını açmaya başladıkça yeni bakış açılarına sahip olunur… Bunun sonucunda, o güne kadar inandıklarının eksik ya da yanlış olduğunu anlayabilir insanlar… Yani insanlar da düşünceleri de değişebilir…

Hani meşhur klişedir; “20’sinde komünist olmayanın kalbi, 40’ında hâlâ komünist olanın beyni yoktur” derler. Eskiden ‘koyu’ solcu olup sonradan liberal çizgiye kayan çok insan tanıdık…

Fakat bu değişimin kabul görebilmesi önemli bir aşamayı gerektirir: Hesaplaşma… Kendiyle hesaplaşmayanların, öz eleştirisini ortaya koyamayanların samimiyetleri sorgulanmaya devam eder durur…

Zafer Şahin dün köşesinde yazmış, önceki gün de Twitter’dan videosunu paylaşmış…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olduğu 2009 seçimleri öncesinde Fatih Altaylı’nın programında şunları söylemiş:

“Altyapı yatırımları için hiçbir zaman merkezi hükûmetten yardım almaya gerek yok Fatih Bey. (…) Vergi ayrıcalıkları Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bana sağlansın, ben İstanbul’un metro sorununu 8 yılda çözerim. Üstelik çok daha iyi koşullarda çözerim ve çok daha fazla kilometreyle… Yap-İşlet-Devret modeliyle, son derece basit. Belli garantiler vereceksiniz, uluslararası ihaleye çıkacaksınız, gelip bunu Türkiye’de yapacaklar… Zaten metro paralı, bedava değil. Diyorlar ki: ‘Ya çok yüksek tutarsa parası’. Yüksek tutarsa üstteki otobüse binecek, o rekabet sağlanacak zaten.”

Bazı cümleler şöyle başlar ya hani: “Aynı Ali… Aynı Ayşe… Aynı Kılıçdaroğlu”… Sorun burada işte…

Aynı Kılıçdaroğlu bugün ne diyor peki?

“Yap-İşlet-Devlet modeliyle yapılan otoyolları, köprüleri, havaalanlarını, hastaneleri, CHP iktidarında kamulaştıracağız” diyor…

İktidara gelmeleri durumunda kamu ile çalışan 5 şirkete el koyacaklarını ifade eden, partisinin Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ne söylüyor?

“Müzakere filan yapmayacağız. Ne müzakeresi. Buraya yazacağız: ‘Bunlar artık kamunundur’ diyeceğiz, devam edeceğiz.”

Kanal İstanbul konusundaki açıklamalar daha da taze… Şöyle dedi CHP Genel Başkanı: “Kanal İstanbul ihalesine girecek ülkeye mesafe koyacağız, paralarını ödemeyeceğiz, bizden bir banka kredi verirse günü geldiğinde o da görür.”

Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine ilkel bir tenakuzdan yola çıkarak eleştiri getirmek niyetinde değiliz. İnsanın, düşüncesinin değişmesinin tekamülünün gereği olduğuna inancımızı ifade ettik zaten. Ancak buradaki özeleştiri yoksunluğunun getirdiği ağır ‘mantık’ sorununu da görmek gerekir.

Ne aklımda var ne de yazıda

Lafı uzatmayalım. Faruk Bildirici bir yazı yazmış. 29 Mayıs tarihinde ‘Cızırtıyı yaymak gazetecilik değildir’ başlığıyla yayınlanan yazıma atıfla beni “Gazetecilerin [Sedat Peker’in] iddialarını araştırmasına bile karşı çıkıyor” sözüyle eleştirmiş.

Açıkçası şaşırdım… Bir kalem hatası yaptım da böyle mi anlaşıldı acaba dedim ama hayır. Ne aklımda ne de yazımda böyle bir fikir yok.

Doğrudur, bir itirazımız var ama videolardan yola çıkarak araştırma yapılmasına değil… Bu videoların siyasetin eksenine oturtulmasına ve onların ampfilikatörü vazifesini üstlenip bir siyaset olarak ‘cızırtı yayma’ işine…

Faruk Bildirici’nin yanlış okumasından yola çıkan arkadaşların, bu tezvirata ortak olmasına da üzüldüm doğrusu…

#İnsan
#CHP
#Kemal Kılıçdaroğlu
#Komünist
3 yıl önce
İnsan tabii ki değişir…
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’