Evren’in davranışını, iletişim çalışmalarında, “Kendi Krizine Neden Olmak” diye adlandırırız… Şüpheyi gerçek kılmakta üstüne olmayan bir yöntemdir…
Böyle pek çok örnek var…
“Amerika’nın fiyaskoyla sonuçlanan ‘demokrasi ihracı’ politikasının aktif uygulayıcılarından bir kuruluş. Bu uygulamayı da ‘özgürlük aşkına’ yapan değil, ABD yönetiminin örtülü operasyonlar için para aktardığı ve Nikaragua’dan İran’a kadar geniş bir coğrafyada ABD dış politikasının aracılığını yapan bir kurum.” (https://www.setav.org/freedom-house-ve-ciain-yapmadigi/)
“Şimdi nereden çıktı bu Freedom House konusu?” diyenler için açıklayalım. Bunlar yine bir endeks yayınlamışlar ve Türkiye’yi internet konusunda “Özür olmayan ülkeler” kategorisine sokmuşlar…
Tam da dezenformasyonla mücadele yasası Meclis’te kabul edildikten sonra… Ne tesadüf?!..
Şaşırdık mı? Hayır…
Fakat bir kez daha üzüldük…
Rapora değil elbette… Orası malum; ülkelerinin çıkarlarına hizmet etmek için manipülasyonu kullanan kuruluşların işleri…
Ulutaş’ın yazısından bir bölüm daha aktaralım:
“Freedom House’ın beslendiği National Endowment for Democracy’nin kurucularından Allen Weintein’in Washington Post mülakatında söylediği gibi; bu kuruluşların bugün yaptıklarını 25 sene önce CIA örtülü bir şekilde yapıyordu. Hayır, yaptıkları çalışmanın ve indekslemenin salt bir siyasi operasyon olduğunu söylemiyorum. İndekslemelerine vahiy edasıyla yaklaşanların yanıldığını, Freedom House’ın siyasi hesaplamalarının ve karanlık diyebileceğimiz bağlantılarının da olduğunu söylüyorum. Bir yönetim kuruluna göz atın ne demek istediğimi anlayacaksınız.”
Üzüldüğümüz; bizim muhalefetin bunlarla aynı ağızdan konuşması…
Bunların raporlarını, tezlerini dayanak olarak kullanmaları…
‘Batı’nın ekseninden çıkamamaları…
Allah ıslah etsin…