|
Profesyonel işini şansa bırakmaz
İçeriden ve dışarıdan yapılan onca haksızlığa ve saldırıya rağmen
AK Parti
, ülkemizin hem en fazla üyeye sahip hem de son üç ayda üye sayısını en çok artıran siyasi partisi olmuş.
Yargıtay
’ın açıkladığı verilere göre; 22 Kasım 2019 ve 4 Şubat 2020 arasında AK Parti’ye 378 bin 917 kişi katılmış ve toplam üye sayısı 10 milyon 195 bin 904’e ulaşmış.
CHP
’nin üye sayısı 4 bin 149 artarak 1 milyon 257 bin 753’e,
MHP
’nin üye sayısı 9 bin 562 kişilik artışla 479 bin 199’a,
İYİ Parti
’nin üye sayısı 57 bin 211’lik artışla 266 bin 440’a ve
HDP
’nin üye sayısı da 470 artışla 39 bin 334’e varabilmiş.

AK Parti’nin üye sayısı, toplam seçmenin yüzde 19’una eşitmiş. Ayrıca, 1 milyonu aşan genç ve 4 milyon 700 bini aşan kadın üye sayısıyla, Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi “AK Parti bu alanlarda da rakipsiz durumda” …

Bir siyasi parti için herhâlde
‘en önemli başarı’
, bugüne kadar yaptıkları ile gelecek vizyonunu kapsayan
‘varoluş nedeni’
nin halk nezdinde karşılığını bulmasıdır…

O nedenle AK Parti’yle ilgili bu rakamlar, parti teşkilatının yürüttüğü ciddi çalışmaların olduğu kadar halk desteğinin de ispatıdır…

Böyle bir başarıya imza atan her kurum gibi AK Parti de çalışmalarının sonucunda 10 milyondan fazla üyeye ulaşmasının iletişimini yapmak istemiş olmalı… Son derece doğal tabii…

Hafta sonu İstanbul İl Başkanlığı’nda “Üye sayımız artıyor, ailemiz büyüyor” sloganıyla düzenlenen
Yeni Üye Çalışmaları Ödül Töreni
’nin iletişim boyutunda bu anlamda da değeri vardır…
Bu gibi büyük başarılarda emeği geçenleri kutlamak, yeni katılanlara “hoş geldiniz” demek ev sahibine, işin temelini atana, yani
‘lider’
e düşer…

Ödül Töreni’nin Sayın Cumhurbaşkanı’nın katılımlarıyla düzenlenmesinin, iletişim boyutundaki nedeni de böyle açıklanabilir…

Fakat tören, kıl payıyla fiyaskoyla sonuçlanmadıysa, bunu Sayın Cumhurbaşkanı’nın iyi niyet ve şansına yormak yanlış olmaz herhâlde…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan
’ın kendi evinde muhatap olduğu plansızlık, olandan çok daha da kötü sonuçlanabilirdi. Neyse ki olmadı…
Yine de ortadaki en irisinden bir
‘iletişim kazası’
ndan söz edilebilir…
Bildiğiniz gibi, tören sırasında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Fatma Betül Sayan Kaya
hanımefendi, kürsüde bir elinde cep telefonu, öteki elinde mikrofon (bu durum da teknik olarak çözülebilir hanımefendi her iki aletle boğuşmak zorunda kalmazdı) yeni üye olan insanları aramaya çalışıyor, zaman zaman ciddî bir süre bekledikten ve Sayın Cumhurbaşkanı’nı aynı süre beklettikten sonra, karşısına çıkana kendisini takdim ediyor. Sonra da Sayın Cumhurbaşkanı’na telefonu uzatıyor, bir de karşı tarafın sesi duyulsun diye elindeki mikrofonu cep telefonuna yakın getirmek için ciddî çaba harcıyordu. Amaç, yeni üyelerin doğrudan lider tarafından
‘sürpriz’
bir şekilde kutlanmasıydı.

Doğal olarak aranan kişiler olan biteni anlamakta zorluk çektiler. Garip garip cevap verenler oldu... Cumhurbaşkanı gereksiz yere kürsü başında beklemek zorunda kaldı.

Bazıları “Aman ne iyi her şey doğal oldu” diyebilirler… Telefondaki bir kişi Cumhurbaşkanı’nı tanımadığı gibi, telefon hattı da kesildi… Bunlardan vahimi; AK Parti’ye kaydolan kişi diye aradığınız yeni üyenin yerine bir başkası telefona bakabilir, kendisinin, ülkemizde sıklıkla rastlandığı üzere, ‘işletildiğini’ düşünebilir; olayı skandala dönüştürecek cevaplar verebilir; ya da “Ben de Donald Trump’ım” gibi düzeysiz bir espriyle olayın tadını tamamen kaçırabilirdi.

Anlaşılan o ki partiye yeni katılan üyeye ‘hoş bir sürpriz’ yapmak isterken işin temeli olan
‘hazırlık’
aşaması doğru yapılamamış ve sonuç Sayın Cumhurbaşkanı’na sevimsiz bir sürpriz hâline dönmüş…

“Sürprizin hazırlığı mı olur; aranan kişi daha önce konudan haberdar edilse ne anlamı kalırdı” gibi düşünen amatörler olabilir… Ancak, ne Cumhurbaşkanlığı makamının ne de Sayın Erdoğan’ın dâhil olduğu bir konu, amatörce yönetilebilir.

İşin, icraatın, faaliyetin olduğu gibi iletişimin de profesyonelce yürütülmesi bir numaralı kuraldır… Ve amatör içinden geldiği gibi davranabilse de profesyonel
‘seçilmiş davranış sergilemek’
le yükümlüdür…

Seçilmiş davranış sergilemenin de sunilik, samimiyetsizlik olduğunu iddia edenler çıkabilir. Oysa meselenin samimiyetle, içtenlikle ya da sunilikle, yapmacılıkla hiçbir ilgisi yoktur.

Profesyonel davranış biçimi sergileme gerekliliğinin, belki de en belirgin hâliyle ortaya çıktığı yer ilişki ve iletişim yönetimidir.

Siyasi iletişim ise profesyonelliğin doruk noktalarından biridir. Buralarda iş, rüzgâra, hava durumuna, ihtimallere, gri alanlara, özetle
şansa
bırakılamaz. Bırakılırsa da ‘en iyi ihtimalle’ hafta sonu yaşadığımız gibi büyük bir krizin ucundan dönülür…

Yatın kalkın Allah’a dua ve şükredin… Şansınız bu sefer yaver gittiği için…

#AK Parti
#MHP
#CHP
#Yargıtay
4 yıl önce
Profesyonel işini şansa bırakmaz
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?