|
Yalan, dolan…

Bugün size bazı yalanlardan bahsedeceğiz…

“Türkiye’de işsizlik iki buçuk puan rekor düşüşle yüzde 10,6’ya indi.”
“2020 Haziran’da 26 milyon 481 bin olan istihdam, 2021 Haziran’da 28 milyon 586 bine yükseldi.
“Sanayi istihdamı yeniden 6 milyonu aşarak, en yüksek seviyesine ulaştı.”
“Bütün sektörlerde istihdam artışı yaşandı. Hizmet sektörünün istihdamı salgın öncesi seviyesine yaklaştı.”
“2020 yılını yüzde 1,8 büyümeyle kapattık. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 gibi güçlü bir büyüme kaydettik.”
“Öncü göstergeler, ikinci çeyrekte yüzde 20’nin üzerinde güçlü büyümeye şimdiden işaret ediyor. Yıl sonu büyüme beklentimiz, orta vadeli programa göre yüzde 5,8’in üzerinde.”
“İhracatta rekor üstüne rekor kırıyoruz, 210 milyar dolar duvarına yaklaştık. 2021 yılı genelinde ihracatın 210 milyar doları da aşmasını bekliyoruz.”
“Nisan 2012’den bu yana Reel Kesim Güven Endeksi en yüksek seviyesine çıktı.”

Nasıl? İnandınız mı?

İnanın, çünkü bunlar resmi veriye dayalı olarak en yetkin ağızdan geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Çarşamba akşamı katıldığı
Kanal 7, Ülke TV, 24 TV, TV 360, TVNET
ortak yayınında Türkiye ile ilgili
pozitif rakamları
açıkladı... Bu mesajlar keşke
‘yankı odası’
nın dışına da taşınabilseydi…
Gelelim yazımıza küçük bir oyunla başlamamızın nedenine… Öncelikle kusura bakmayın. Bu oyunun sebebi, insanın ‘
yalan
’ olduğuna şartlanmış şekilde bir veriyi incelemesinin, bir açıklamayı dinlemesinin nasıl etki ettiğini hep birlikte sınamaktı… Ülkemizdeki muhalefetin bizlerde, yani halkta uyandırmak istediği etki bu işte…
Öyle ki şu mottoyu parti binalarının girişine assalar, kimse nereden çıktı bu demez:
“Politika, proje, hatta hiçbir şey üretmeyeyim… Doğru düzgün, bilimsel temelli, somut bilgiye dayanan, daha iyisini öneren eleştiri getirmeyeyim ama her açıklamanın tersini söyleyeyim… Her söze yalan diyeyim… Bana yakın medyayı ve sosyal medyayı da kullanarak her projeye yalan dolanla saldırayım, yükleneyim…”
Cumhurbaşkanı ortak yayında
“Müddei iddiasını ispatla mükelleftir”
diyerek açık kapı bıraktı bu iddia sahiplerine aslında…
“Buyursun, ispatlasınlar”
diyecek oluyoruz ama bunca yıldır yanaşmadıkları şeye şimdi niye yanaşsınlar?! Onlar
“128 milyar dolar nerede?”
sorgulamasında olduğu gibi
‘mıncıkla-bırak’
taktiğiyle yıllardır gemilerini yürütüyorlar…
Şimdi de
Afganistan
konusunda aynı şeyi yapıyorlar… Cumhurbaşkanı ve Amerikan Büyükelçisi
“yok öyle bir şey”
diyor ama tutturmuşlar
“Biden’a söz verdiler, 1 milyon göçmen gelecek”
diye…
Bunların durumu aşı karşıtlarınınkine çok benziyor aslında. Üniversiteler araştırma merkezleri, bu alanlarda yıllarca saçını ağartmış tecrübe ve bilgi sahibi bilim insanları bir şey söylüyor… Bunlar ise yalnızca
‘iltihaplı idrak yollarından’
aldıkları cesaret ve temelsiz özgüvenle
“Hayır, öyle değil”
diyorlar…

O nedenle, Türkiye’nin Afganistan politikasını merak edenlerin cevabı doğru kaynaklarda, yani hem yetkili hem de halka karşı sorumlu hükûmette aramasında yarar var…

Sorunun cevabı şu ifadelerden açıkça görülüyor:

Cumhurbaşkanı:
“Bir NATO ülkesi olarak, NATO’nun Afganistan’daki Kararlı Destek Misyonu’nda yer alarak bu ülkenin istikrarı için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.”
Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu:
“Gerçekten kapsayıcı bir hükûmet kurulacak mı kurulmayacak mı; bunu görmemiz lazım. Uluslararası toplumla birlikte hareket edeceğiz.”
Bu sözlerden anlaşılacağı gibi Türkiye, dış politikada bir süredir devam ettirdiği
‘Kabul ve Ret’
siyasetini uygulayacak. Yani her şeye
“Eyvallah”
demeyeceği gibi ülke çıkarına olan konularda da toptan ret yaklaşımına gitmeyecek…
Öte yandan, kafası kesik tavuk gibi ne yapacağını bilmeden ortalarda dolanan muhalefete bir önerimiz var. Yalanlarla uğraşacaklarına, emperyalizmin
Tâlibân
’dan yola çıkarak
İslamofobiye
yol açan söylemler kullanmasıyla ilgilensinler mesela… Böyle ciddi ve insani bir konuda, hükûmetle iş birliği içinde olsalar fena mı?
Dönelim yalan meselesine… Sosyal medya düzenlemesi yolda, Meclis açıldıktan sonra yasanın çıkmasıyla bu sorunun çözümü için önemli bir adım atılacak. Yalanın, iftiranın en bereketli zemini olan bu mecraya getirilecek düzenleme yalnızca muhalefetin, güdümlü hesapların, sosyopatların yalanlarının ve iftiralarının önünü kesmeyecek, aynı zamanda bunlarla mücadele etmek için üretilen
seeding
ve
‘sahte hesap’
kullanımı gibi yöntemleri de hizaya sokacaktır…
Muhalefet
“sansür-mansür”
diyerek ortalığı velveleye vermeden bir kez daha Cumhurbaşkanı’nın Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamayı hatırlatalım:
“Avrupa’dakine benzer bir sosyal medya düzenlemesini süratle gündeme getirerek bu alandaki kirliliğin de önüne geçmekte kararlıyız.”
#Türkiye
#Reel Kesim Güven Endeksi
#Afganistan
#NATO
#Kararlı Destek Misyonu
#Mevlüt Çavuşoğlu
#Tâlibân
3 years ago
Yalan, dolan…
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler